PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Düzenli köşe yazılarıma son verirken…

Kemal Burkay

Her gün veya her hafta köşe yazıları yazan bir yazar için güncel olayları izleyip yazmak, güncelin ardına takılma gibi ciddi bir risk içerir. O güncel olaylar ne denli önemli olsa da.. İnsan bazen aynı ya da benzer şeyleri tekrarlarmış gibi bir duyguya kapılır, bunun sıkıntısını duyar. İyi ve doğru şeyler söylediği inancında olsa bile..

Özellikle de böyle bir ülkede.. Öyle bir ülke ki, önemli olaylar, sorunlar birbiri ardı sıra akın eder, hem gündem yıldırım hızıyla değişir, hem de uzun vadeli bakıldığı zaman, sanki hiçbir şey değişmez gibidir. Çünkü sorunlar orta yerde durur, çoğu kez de giderek ağırlaşır. Tüm bunlar insanda karamsarlık yaratır. İnsan dönüp dönüp aynı sorunlar üzerine yazmaktan bazen gına getirir.

Hemen her hafta bir kez, bazen de birden çok yorum yazıları yazdığım için zaman zaman bu duyguyu yaşıyorum.

Elbet, birikimli, usta bir yazar, her gün yaşanan sıradan ya da küçük gibi görünen bir olayda da güncel olan ile geçmişin ve geleceğin bağını kurabilir, okura bir düşünce zenginliği, bir ufuk sunabilir. Böyle bir olayın üstüne de tadı damakta kalan, zihinlere kazınan bir yazı yazabilir. Kendi payıma bunu ne kadar başardığım ayrı bir konu..

Ama güncelin peşine takılma riski olsa da, insan bazen aynı veya benzer şeyleri tekrarladığı kanısına kapılıp bunun sıkıntısını duysa da, gördükleri, yaşadıkları hakkında duyup düşündüklerini yazma, başka insanlara iletme isteği, insanı hep dürtükler. Yazarlık böyle bir iştir, hem yorucu, hem zevkli.

18 yaşımdan beri, yani 50 yılı aşkındır yazıyorum. İlk mesleğim öğretmenlikti, üç yıl yaptım. Daha sonra avukatlık… 40 yıllık bir süre yoğun siyasal çalışmanın içinde oldum. Bütün bu süre zarfında, hemen hemen hiç ara vermeden yazdım. Diyebilirim ki benim ana uğraşım yazarlık oldu.

Başlangıçta yazdıklarım yalnızca edebi nitelikte idi; şiir, öykü, roman… Sonra siyasi ve teorik konulara ağırlık verdim. Arada dil ve tarih üzerine de yazdım. Bunların yanı sıra çocuk öyküleri, piyesler ve mizah yazıları…  Şiir yazmayı ise hep sürdürdüm. Başlangıçta yalnızca Türkçe yazıyordum, 35 yaşımdan sonra Kürtçe de yazdım.

1992’den beri, haftalık Azadi’den başlayarak gazetelerde, kendi adımla ve değişik adlarla Kürtçe ve Türkçe köşe yazıları da yazdım. Bunların bir bölümü, özellikle Kürtçe ve Ferhad Can adıyla yazdıklarım ”deneme” türü yazılardı.

Son sekiz yıldır Dengê Kurdistan (www.kurdistan.nu) adlı internet sitesinde ”haftanın yorumu” köşesinde yazıyorum. Bu yazılar aynı zamanda ülkede (önce İstanbul’da, şimdi Diyarbakır’da) yayınlanan haftalık Dema Nu gezetesinde de çıkıyor. Bunun yanı sıra başka yazılar da yazdığım oluyor ve bazen haftaya 3-4 yazı düşüyor.

Sevgili okurlar, işte bu ”haftanın yorumu” yazılarına son vermek istiyorum. Yukardan beri sözü dolaştırıp durmamın nedeni de buydu. 15 yıl bu işi düzenli biçimde, aksatmadan yaptım, bir görev gibi.. Zevkinin yanı sıra, her hafta okurun ilgisini çekecek, beğenisini kazanacak nitelikli bir yazı yetiştirmenin stresini duyarak… Bu tür yorum yazıları için güncel olayları ve medyayı iyi izlemek gerekiyor ve bu bayağı zaman alıyor.

Bundan böyle de elbet yazacaklarım olur. İçimde bu yazma kurdu oldukça onu tümden bırakmam zaten olanaksız. Ama yazılarım belki her hafta düzenli olmayacak, ayrıca ”haftanın yorumu” adı altında da olmayacak. Eskiden her hafta yazan arkadaşımız yoktu, şimdi birçok var. Üstelik onlarınki de olup bitenlerin yorumu niteliğinde. Öyle olunca da benim, özel olarak böyle bir başlık altında yazmam için artık neden yok.

Böylece hem konularımı seçmekte daha özgür olabileceğimi düşünüyorum, hem de diğer çalışmalarıma ayıracak daha çok zamanım olur. Anılarımın birinci cildi yayınlanalı yedi yıl oldu. Diğer ciltler de daha o zaman tekst olarak hazırdı; ama bazı nedenlerle beklettim. Artık 2. cilde sıra geldiğini düşünüyorum.

Söz konusu ”haftanın yorumu” ile birlikte, doğal olarak Dema Nu’nun 2. sayfasında düzenli olarak yayınlanan yazılarım da son bulacak.

Her ayrılık biraz buruktur. Ama yazılarıma alışkın ve bundan tad alan okurlarım üzülmesinler, bu tende bu can oldukça -eskisi kadar düzenli olmasa da- yazarım ve yazdıklarım sevenlerime de sevmeyenlerime de yeter…

22 Ocak 2008

Yazarın önceki yazılarından:

Hrant Dink’i anarken
AKP sistemle kaynaşırken..
Sekiz asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih, akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin temsil sorunu
Sabah’taki söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen taktikler
DTP’ye yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil kim?.
PKK’nın silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla nereye?..
Nasıl bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir genel af  ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin temel yanlışı ne?
Yedi kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Türk Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22 Temmuz Seçimleri üzerine
Orman yangınları kimin işi?
Dink Davası ve Sivas
Bir mum yakmaya devam…
Kuzeyde bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe ayağa düştü
Darbe planı işlemekte
Barzani “PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet gerçekleri halka anlatmalı
Sayın Sezer, nereden nereye!
Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?
Sistem ne laik ne demokrat
“Dil Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2008