“Bu da böyle biline”
Mesud Tek
TC Başbakanı Erdoğan’ın, Davos’ta katıldığı
bir toplantıda söylediklerine ve tavrına ilişkin
tartışmalar devam ediyor.
“Yandaş Basın” konuyu gündemde tutmak için her
şeyi yapıyor.
Öyle anlaşılıyor ki konu, yerel seçimlerin
sonuna kadar, AKP ve “yandaş basın” tarafından
her gün ısıtılıp piyasaya sürülecek.
Bu tavrından dolayı Erdoğan’ı, “Davos
Fatihi” olarak lanse edenler de var.
Ama kanımca en doğru adlandırmayı Başbakan’ın
yakın çalışma arkadaşlarından Egemen
Bağış yaptı.
Egemen bağış Erdoğan’ın söylediklerini
ve tavrını “Davos duruşu” olarak adlandırdı.
Hiç kuşku yok, “Davos duruşu” bölge halkları
nezdinde Erdoğan’ın yıldızını
parlattı.
Bu parlaklık, iç politikaya AKP oylarının
artması biçiminde yansıyacak.
Ama tutarsız, militaristler ve generaller karşısında
dize gelme tavrını sürdürmesi halinde, “Davos duruşu”
Erdoğan için sonun başlangıcı ve bir kabus
haline de gelebilir.
“Gözlüye gizli yok.”
Evet, İsrail devleti de tüm işgalci devletler gibi,
zorba ve baskıcı.
İşgal ettiği bölgelerde kan dökerek, çocuk
ve kadınları da öldürerek, yerleşim birimlerini
yerle bir ederek hakimiyetini sürdürüyor.
Bu nedenle İsrail devletinin yıllardan beri, Filistin’de
sivil halka yönelik uyguladığı baskı politikasına
duyulan tepki, son Gazze saldırıları esnasında
yine tavan yaptı.
Tüm dünyada sokaklar, İsrail devletinin yaptıklarına
karşı tepki veriyordu.
Ama dünyanın muhtarları ve aralarında Arapların
da bulunduğu yöneticiler, her zaman olduğu gibi,
bu kez de “devlet çıkarları” nedeniyle sessiz kaldılar;
üç maymunları oynamaya devam ettiler.
Erdoğan ise görmek isteyenlerin gördüklerini, bir devlet
adamı olarak ve Kasımpaşalı edasıyla
söyledi.
Devlet adamı olarak kullandığı üslup
doğru muydu, değil miydi, tartışılır;
tartışılıyor.
Ama söylediklerinin, yüz milyonlarca insanın düşündükleri
olduğuna kuşku yok.
Yine kuşku yok ki İsrail devletinden önce kurulan
ve Piran’da, Ağrı, Zilan ve Dersim’de kadın-çocuk,
yaşlı genç demeden onbinlerce Kürdü öldüren, son
25 yılda yaklaşık 17 bin “faili devlet” cinayetin
sorumlusu olan bir devletin Başbakanı olarak söyledikleri
inandırıcı olmuyor; olamaz.
Elbette TC’nin tüm yaptıkları Erdoğan ve partisi
döneminde gerçekleşmedi.
Ama Erdoğan, sömürgeci devletin üstünde yükseldiği
temele, “tek devlet, tek millet, tek dil ve tek bayrak” söylemine
bağlılığını bir derviş
edasıyla her fırsatta tekrarladı; tekrarlıyor.
Hatta Erdoğan bazen devletin de yanlış yaptığını
dile getirdi.
Ama hiçbir zaman yapılan yanlışlıkların
ne olduğunu söyleme, gerçeklerle yüzleşme cesaretini
göstermedi.
Ermeni Soykırımı’na ilişkin olarak düzenlenen
“Özür diliyorum” kampanyasına yönelik tavrının
da gösterdiği gibi, Erdoğan yüzleşmek isteyenlere,
yüzleşmeyi gündeme getirenlere haksız saldırılarda
da bulundu.
TC Başbakanı Erdoğan’ın hafızası
da zayıf galiba.
Erdoğan kendi hükümeti döneminde, 12 yaşındaki
Uğur Kaymaz’ı 13 kurşunla öldüren polislerin
terfi edildiklerini ve yargılandıkları mahkemede
berat ettirildiklerini, polislerin televizyon kameraları
ve dünya alemin gözü önünde bir Kürt çocuğun kolunu kırdıklarını,
sadece Diyarbakır D Tipi Cezaevinde yaşları
14-17 arası değişen 22 Kürt çocuğunun
“örgüt üyesi olmak” suçuyla yargılandıklarını,
bizzat kendisinin, “teröre karşı savaşta çocuklar
da ölür” deyip Diyarbakırlı ana ve babaları
tehdit ettiğini unutmuş olacak ki, İsrail tarafından
katledilen Filistinli çocuklardan bahsediyor.
İsrail devleti yöneticileri, Erdoğan’a “tencere
yüzün kara, seninki benden kara” derlerse haksız sayılmazlar.
Erdoğan, İsrail devlet Başkanı Peres’e
“siz öldürmeyi iyi bilirsiniz”, “biz tanklarla Filistin topraklarına
giren İsrail başbakanlarını da biliyoruz”
diyor.
Elbette, tüm işgalci devletler gibi İsrail de öldürmeyi
çok iyi biliyor.
Ama sadece İsrail mi?
Erdoğan’ın başbakanı olduğu TC sütten
çıkmış ak kaşık mı?
Biz de, “Ölüm ustası” bayrağını Nazilerden
devralan Ortadoğu devletlerinden birinin de, Nazilerin
ilham kaynağı olan İttihat Terakki kadrolarının
kurduğu TC devleti olduğunu çok iyi biliyoruz.
Yine çok iyi biliyoruz ki, İsrail Başbakanları
tankların üstünde Filistin topraklarına girmeden
çok önceleri, TC Başbakanları Kürtleri imha etmek
için planlar hazırlıyor, projeler üretiyorlardı.
TC Cumhurbaşkanı ve ebedi şef Mustafa Kemal
“Dersim atılması gereken bir çıban başıdır”
diyerek Dersim soykırımının fermanını
veriyordu.
Ortadan kaldırılması gerekli olan “bölücü
işadamlarının” listesini tutan, devlet için
kurşun atan da yiyen de şereflidir diyerek” yüzlerce
devrimci gencin katili faşist Abdullah Çatlı ve
benzeri katillere sahip çıkan, Pir Sultan Şenliği’ne
katılan sanatçı ve yazarları diri-diri yakan
sürünün sırtını “otelin dışındaki
halkımıza bir şey olmamıştır”
diyerek sıvazlayan Tansu Çiller, nerenin Başbakanı
idi acaba?
Erdoğan’a bunları hatırlatıp, “dinime
küreden Müslüman olsa bari” dense haksızlık mı
olur, ne dersiniz?
**
“Davos duruşu”nun yaratıcısı Erdoğan,
“Ortadoğu’ya barış gelmeden dünyaya barış
gelmez diyor.”
Bence de öyle.
Ayrıca bu söylem yeni değil, Kürt siyasi hareketinin
uluslar arası arenada defalarca dile getirdiği bir
söylem.
Ortadoğu doğal zenginlikleri ve jeopolitik konumu
nedeniyle gelişmeleri etkiliyor.
Ortadoğu’da baş gösteren küçücük bir olay, kısa
bir zaman dilimi içinde uluslar arası bir olay haline
geliyor.
Ama Ortadoğu’nun tek sorunu İsrail-Filistin sorunu
değil.
Ortadoğu bir sorunlar yumağı.
Geniş anlamıyla Arap-İsrail sorunu, İran’ın
öncülük ettiği Şii alemi ile Suudi Arabistan öncülüğündeki
Sunni Arap dünyası arasındaki çelişki ve çatışmalar
ve en önemlisi de çözülmesi halinde 4 bölge ülkesinin demokratikleşmesine
katkı sunacak Kürt sorunu.
Erdoğan’ın dünya barışı için şart
koştuğu Ortadoğu barışı için
Kürt sorunun da çözülmesinin gerektiğini düşünmüyor.
Onun derdi, varsa yoksa Filistin sorunu ve belli şartları
yerine getirmesi koşulu ile halkın oylarını
alarak hükümet kuran HAMAS’ın da barış görüşmelerinde
yer alması.
Erdoğan bu nedenle ABD’nin yeni Başkanı Obama’ya
da çağrıda bulunuyor; bölgeye ilişkin yeni
bir “terör” tanımlamasının gerekli olduğunu
söylüyor.
TC Başbakanı haklı, HAMAS elbette Filistin
başta olmak üzere bölgenin önemli bir gerçeği.
Bu güne kadar yaşanan gelişmelerin de gösterdiği
gibi, HAMAS görmezden gelinerek Filistin sorununa çare bulmak
mümkün değil.
Ama aynı Erdoğan, bırakın PKK ile görüşmeyi,
PKK’yi terörist ilan etmeyen DTP’lilerin elini sıkmada
imtina ediyor.
HAMAS’a verilen oyları meşru gören Erdoğan,
“PKK’yi mahkum edip gelsinler” diyerek DTP’ye verilen oyların
meşruiyetini ayaklar altına alıyor, Kürt halkının
iradesine saygısızlık yapıyor.
Erdoğan ve hükümetinin bugünü kadar yaptıkları,
AKP keserinin hep kendine yontuğunu gösteriyor.
“Davos duruşu” keserin yontuğu alanın biraz
daha genişlediğini, ezilen bir kısım Sunni
Müslümanları da kapsadığını gösteriyor.
Ama “Davos duruşu” bu dar alan ile yetinir, başta
Kürt sorunun çözümü doğrultusunda köklü adımlar
atılmazsa, AKP ve lideri Erdoğan için bir kabusa
döner.
AKP’nin demokratik açılımlar ve Kürt sorunu konusunda
var olan ikircikli ve korkak tavrının devam etmesi
halinde bu kabus kaçınılmaz olur.
“Bu da böyle biline.”
**
“Davos Duruşu” Kuzey Kürdistan siyasal hareketine yeni
olanaklar sundu.
Kürdistanlı örgütler, siyasal duyarlılığın
artacağı yerel seçimler sürecinde Başbakan’a
ve partisine, “Davos duruşu”nu hatırlatmalı,
gereklerini yerine getirmeyi talep etmelidir.
Sadece Filistinli çocukların öldürülmesine karşı
çıkarken, Kürt çocuklarının öldürülmesine onay
verilmesinin iki yüzlülük olduğu dile getirilmelidir.
İsrail devletini ortadan kaldırmayı başlıca
hedef olarak gören HAMAS için yeni bir terör tanımı
istenirken, TC devletini ortadan kaldırma hedefi gütmeyen
başta PKK olmak üzere Kürdistanlı parti ve örgütlerin
“terörist ve bölücü” olarak görülmesinin “Nerden baksan tutarsızlık,
Nerden baksan ahmakça” olduğunu vurgulamalıdırlar.
Erdoğan ve AKP, “Davos duruşu”nun gereklerini yerine
getirirlerse ne ala.
Getirmezlerse eğer, deşifre olurlar, gerçek yüzleri
bir kez daha açığa çıkar.
Ki her iki durumda da barışsever ve demokratik
güçler ile Kürt yurtsever hareketi kazançlı çıkar.
Yazarın önceki yazılarından:
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|