“Ya Hezar ya Hiç”
Mesud Tek
Güney Kürdistan’da, Raperin’in 18. yılı
nedeniyle ulusal kazanımlar tartışılıyor.
Konuya ilişkin makaleler kaleme alınıyor,
radyo ve televizyonda programlar yapılıyor.
Farklı amaçlar için düzenlenen konferanslarda
da, ulusal kazanımlar masaya yatırılıyor.
Tartışmaların, politik alanda
ve ağırlıkla siyasetçiler tarafından yapıldığı
için, amacına ulaştığını söylemek
mümkün değil.
Çünkü, siyasetçilerin keseri, nalıncı
keseri gibidir, hep kendine yontarlar.
Bunun yanı sıra, bilimsel yöntemlerle
araştırma yapan kurumlarımızın sayısı
yok denecek kadar az.
Bilgi üretmesi gereken üniversitelerde, durumun,
özellikle araştırma ve enstitüleşme konusunda
hiç de iç açıcı olmadığını,
bizzat üniversite yetkilileri dile getiriyorlar.
Değim yerindeyse, bilimsel bilgi üretiminde
de, çok gerilerdeyiz.
Siyasi partilerimizin bilimsel verilere itibar
etme, bilimsel verilerin ortaya koyduğu gerçekler üzerine
politikalar üretme geleneği de yok, maalesef..
Bu nedenle de değerlendirmelerimizi ideolojimiz
ve uğruna mücadele ettiğimiz toplumsal kesimlerin
çıkarları penceresinden bakarak yapıyoruz.
Oysa bu tür pencereler ulusal kazanımların
değerlendirilmesi için yeterli değildir; dar gelirler..
Örneğin geçen 18 yıllık sürede,
demokrasi, hak ve özgürlükler, kadın hakları, eğitim
ve toplumsal hayatın diğer alanlarında hiçbir
gelişme yaşanmadığı ve bu nedenle
de “Ezmun”un (Deney) başarısız olduğu
söyleniyor.
Adı geçen alanlarda bazı sorunların
bulunduğu bir gerçek.
Ama gelişme olmadığı, başarısız
kalındığı neye dayanılarak söyleniyor?
Örneğin, BAAS dönemindeki insan hakları
ile şu andaki insan haklarını karşılaştıran
bilimsel veriler mi böyle söylüyor?
Ya da BAAS dönemindeki okul sayısı,
dershane başına düşen öğrenci sayısı
ve en önemlisi de eğitim programını, şimdikileriyle
karşılaştıran bir araştırmaya
dayanılarak mı, eğitim alanında ilerleme
sağlanmadığı iddia ediliyor?
Kadın hakları da için de aynı
şeyler geçerli.
BAAS döneminde kadınlara yönelik şiddeti
ortaya koyan belgelerle karşılaştırılarak
mı, “Kürdistan Hükümeti döneminde kadına yönelik
şiddet olaylarında artış var” deniliyor,
yoksa kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için
abartmada aşırıya mı kaçılıyor?
Ya da hizmetler için ayrılan bütçe konusu.
BAAS döneminde hizmet alanları için ayrılan
bütçe ile bu alanlar için şimdi ayrılan bütçenin
bilimsel temelde karşılaştırması
var mı?
Devlet yönetimi ile hükümeti oluşturan
partilerin yönetiminin bir birinde ayrılmaları,
toplumu bir ahtapot gibi saran ve giderek çürüten yolsuzluk,
rüşvet ve benzeri hastalıklar için de aynı
soruları sormak mümkün.
Bu ve benzeri sorulara verilecek cevap kocaman
bir “hayır”dır.
Hiç kuşku yok, insan hakları, kişisel
hak ve özgürlükler, kadına yönelik şiddet, yolsuzluk,
rüşvet, parti ile devlet yönetimlerinin ayrılması
ve benzeri konularda bir hayli sorunlar yaşanıyor.
Ama tüm bunlara bakarak “Ezmun”un başarısız
olduğunu, yenildiğini söylemek insaf ölçülerine
sığmaz.
Ağaçlardan ormanı görmemek olur,
ki bu, Kürt siyasetinde sık yaşanan bir durumdur.
Elbette gönlümüzde yatan ülkemizin Batılı
ülkeler düzeyine çıkması, hayatın her alanında
çağdaş bir seviyeye ulaşmasıdır.
Ama Batılı ülkelerdeki normları
temel alarak Güney Kürdistan’daki gelişmeleri değerlendirmek,
objektif olmaz, kişiyi yapılanları görmezden
gelmeye, inkara götürür.
Bölge devletleri ve komşu ülkelerle karşılaştırarak,
Güney Kürdistan’daki gelişmeleri değerlendirmelerin
de sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil.
Sağlık bir değerlendirme için
yapılacak olan tek şey, BAAS dönemindeki verilerle
karşılaştırmaktır.
Ki, böyle yapıldığında
BAAS dönemindeki Güney Kürdistan ile şimdiki arasında
dağlar kadar fark olduğu görülecektir.
Biz Kuzeyli Kürtler arasında, Söz konusu
değerlendirmeler yapılırken, bence doğru
tespitlerden yola çıkılmıyor.
Örneğin, “18 yılda bir arpa boyu
yol alınmadı” deniliyor.
Oysa gidilen yol 18 yıllık değil,
6 yıllık..
Evet, Güney Kürdistan’ın önemli bir bölümü
18 yıldır Kürtlerin yönetiminde.
Ama unutulmamalıdır, ki bu 1991 yılından
BAAS rejiminin yıkıldığı 2003 yılına
kadar Güney Kürdistan bölgesi ekonomik ve siyasal abluka altında
idi, komşu devletlerin tehdit ve şantajı altında
bulunuyordu.
BM’nin Irak’a uyguladığı ambargo
yetmezmiş gibi, Bağdat da ikinci bir ambargo uyguluyordu.
Sadece bunlar değil.
Habur Kapısı, TC’nin elindeki Demokles’ın
Kılıcı idi.
Tüm bunlara bir de PKK’nin ara sıra uyguladığı
ambargoyu, Güney Kürdistan’a giden kamyonları yakmasını
da eklersek, tablo tamamlanmış olur.
BAAS rejiminden, aşağı yukarı
30 yıl süren bir savaş soncu yıkılmış
bir ülke, sıfırı tüketmiş bir ekonomi
devralmak yetmezmiş gibi, 1994-2000 yılları
arasında meydana gelen ve “xwekujî” (intihar) belirlemesini
hakkeden kardeş kavgası; kardeşi kardeşe,
babayı evlada, anayı kıza düşman eden,
kan dökmeyi yücelten BAAS kültürü ve eğitim sistemi altında
yetişen nesiller; BAAS rejiminin yeniden bölgeye döneceğinden,
kimyasal silahlardan duyulan endişe ve bu endişenin
yol açtığı toplumsal psikoloji..
Tüm bu noktaların göz önünde bulundurulması
halinde, Raperin’in 18. yılında yapılacak değerlendirmelerde
varılacak sonuç, objektif olacaktır.
Ki, Arap milliyetçiliğinin merkezi hükümette
güç kazandıkça federasyona karşı daha fazla
ses çıkartmaya başladığı bir dönemde,
objektif değerlendirmelere daha fazla ihtiyaç vardır.
Ama ne yazık ki henüz daha “ya hep ya
hiç mantığı” ile değerlendirmeler yapıyoruz.
Eğer gelişmeler kafamızdaki
şablona uyuyorsa “iyi” diyoruz, uymuyorsa “tu kaka” ediyoruz.
Ki, bu anlayış bizi inkarcılığa
götürür.
Oysa siyasal süreç, yaşanan eksiklikleri,
yanlışlık ve hataları inkar etmeden, görmezden
gelmeden, ulusal kazanımların birlikte korunmasını
gerekli kılıyor.
Ki, bunun için de “ya hezar ya hiç” mantığından,
“ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca” anlayışından
uzaklaşmamız lazım.
Bu, zor ama başarı için gerekli olan
bir yol.
Yazarın önceki yazılarından:
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|