29 Mart Sonrasına Dair
Mesut Tek
Gelişmeler, yerel yönetimler için, 29
Mart’ta yapılacak seçimlerden sonra, Türkiye ve Kuzey
Kürdistan’da, siyasetin daha da ısınacağını
gösteriyor.
Siyaset sadece Kuzey’de değil, Güney ve
Doğu Kürdistan’da da ısınacak.
Ergenekon Davasını, JİTEM ve
BOTAŞ ölüm kuyularını bir kenara bırakırsak.
Türkiye’de siyaseti ısıtacak konuların
başında ekonomik kriz, yol açtığı
yıkım, yeni anayasa ve AB süreci geliyor.
Açıklanan rakamlar, ekonomik krizin, Erdoğan’ın
iddia ettiği gibi Türkiye’yi teğet değil, delerek
geçtiğini gösteriyor.
Tüm krizlerde olduğu gibi, bu krizin de
yükünü emekçiler çekiyor.
İşsizlik diz boyu.
Kapısına kilit vurulan küçük çaptaki
işletmelerin haddi hesabı yok.
Yoksulluk ise anlatılmayacak boyutta.
Ve öyle anlaşılıyor ki krizden
çıkmanın getireceği da emekçi halka ve küçük
üreticilere ödetilecek.
Çünkü emekçiler safında faturayı
ödemeyi reddeder ve dişe dokunur bir hareketlilik yok;
ne siyasal planda ne de sendikal alanda..
Ne yazık ki emekçilerin büyük bir bölümü,
düzenin devamından yana olan partilerinin yaptıkları
mitinglerde alanları dolduruyorlar, kendi cellatlarını
avuçları patlayıncaya kadar alkışlıyorlar..
Siz, bu miting alanlarını dolduran
emekçilerin, lokmalarının daha da küçülmesine yol
açan Kürt sorununun çözülmesini talep ettiklerini, savaşa
ve silahlara harcanan paraların yoksulluğun giderilmesi,
işsizliğin azaltılmasına yönelik alanlarda
kullanılmasını istediklerini gördünüz mü?
Ben şahit olmadım.
Oysa emekçiler, düzen partileri arasındaki
kayıkçı kavgasının taraftarı değil,
değişim ve demokrasi mücadelesinin motoru olmalıdırlar.
Kürt sorununun çözümü doğrultusunda bazı
adımların atılacağı, AB sürecinin
canlandırılacağı ve anayasa değişikliklerinin
gündeme geleceği 29 Mart sonrasında, uluslar arası
değişimlerin farkında olan, çağdaş
değerlere sahip çıkan bir emekçi hareketine, her
zamandan daha çok ihtiyaç var.
Böylesi bir emekçi hareketi sadece demokratik
gelişmelerin motoru olmakla kalmaz, kazanılmış
hak ve özgürlüklerin garantisi olur, Kürt sorununun barışçıl
çözümüne katkı sunar.
Ekonomik krizi böylesi bir hareketin lehine
kullanmak ise, Türk sosyalistlerinin becerisine bağlı..
**
Anayasa değişikliği ve AB süreci
de, 29 Mart sonrasında siyasi ortamı ısıtacak
konuların başında geliyorlar.
AB’nin, tam üyelik için Türkiye’nin önüne koyduğu
ev ödevleri belli; AB ve Avrupa Parlamentosu (AP) raporlarında
defalarca dile getirildi.
Türkiye ya ev ödevlerini eksiksiz yerine getirecek,
buna uygun Anayasa değişikliklerini yapacak, yasal
düzenlemeler gerçekleştirecek, ya da içeri girmek için
AB lobisinde uzun yıllar bekleyecek.
“Yeni anayasa nisan ayında” diyerek belirli
bir heyecan yaratan TC Başbakanı Erdoğan, daha
sonra yaptığı açıklamalarla köklü anayasa
değişiklikleri bekleyen kesimleri sukutu hayale
uğrattı.
Yeni bir anayasa için uzlaşmanın
şart olduğunu söyleyen Erdoğan, daha sonra
Anayasa’nın tamamen değiştirilmesinin gerekli
olmadığından, 4-5 maddenin değiştirilmesinin
yeterli olduğundan dem vurmaya başladı.
Uzlaşma derken ordu ve onun siyasi plandaki
sözcüsü CHP’yi kasteden Başbakan, özellikle generallerden
destek görmemiş olacak ki, çark ediyor, birkaç madde
değişikliğinin yeterli olduğunu söylüyor.
Ama dünya alem biliyor ki, mevcut Anayasa’ya
12 Eylül faşist rejiminin ruhu öylesine sinmiş ki,
ne kadar yıkanırsa yıkansın temizlenmesi,
ne ile yamalanırsa yamalansın dikiş tutması
mümkün değil.
Uzmanların da dediği gibi, ruhu değiştirilmeden
yapılacak anayasa değişiklikleri, sorunları
çözmüyor; çözemiyor.
Yeni, AB normları çerçevesinde ve Türkiye’nin
çok renkli yapısın yansıtan bir Anayasa ancak
Türkiye’nin kangren olan sorunlarının çözümünü kolaylaştırır.
Ki, böylesi bir Anayasa için, uzlaşı
aranması gereken kesimler generaller değil, başta
Kürt halkı olmak üzere devrimci, demokrat kesimlerdir;
AB’nin verdiği ev ödevlerini eksiksiz yerine getirmektir.
Generaller ve sözcüsü CHP ile uzlaşarak
yapılacak değişikliklerin, günü kurtarmaktan
öte bir anlamı olmayacaktır.
Bugüne kadar olan pratiği, program ve
yapısı AKP ve hükümetinden çağdaş bir
anayasa yapmasını beklemenin ham hayal olduğunu
gösteriyor; yaşananlar da bu durumu açıkça ortaya
koyuyor.
**
29 Mart sonrasında, biz Kuzeyli Kürtleri
ise, Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin
Avrupa ziyareti, Irak Devlet Başkanı Mam Celal Talabani’nin
Türkiye ziyaretiyle birlikte gündemimizin ilk sıralarına
çıkan “Kürdistanlı Partiler Konferansı” sorunu
bekliyor.
Konuya ilişkin tartışmalarda,
taraflar görüşlerini dile getiriyorlar.
Ama konferansın amacı konusunda tam
bir netlik olduğunu söylemek mümkün değil.
Ağırlık kazanan genel görüş,
konferansta, PKK’nin silah bırakmasının konuşulacağı
yönünde.
Silahlı mücadeleye ara vermelerine karşın,
Güney Kürdistan’da üsleri bulunan Doğu Kürdistanlı
örgütlerin durumunun da, konferansta gündeme geleceği
söyleniyor.
Bağdat çevresinde bulunan Halkın
Mücahitleri Örgütü’ne ait kampın boşaltılmasına
karar verilmesi ve bu konuda yaşanan gerginliklerin,
bu noktada belirli bir endişe yarattığı
da bir gerçek.
Elbette Halkın Mücahitleri Örgütü’nün
Irak’taki varlığı ile Güney Kürdistan’da bulunan
öteki parçalardan silahlı Kürt örgütlerinin varlığı
aynı şeyler değil.
Her şeyden önce Halkın Mücahitleri
Örgütü, yabancı toprak üzerinde.
Oysa adı geçen Kürt örgütlerinin durumu
böyle değil; değim yerindeyse kendi toprakları
üzerindeler.
Ama PKK’nin bölgedeki silahlı varlığının,
Güney Kürdistan Hükümeti’ne sorun yarattığı
ve bu sorunun, özellikle Türkiye ve İran ile olan ilişkilerinde
ortaya çıktığı da bir gerçek.
Bu nedenle söz konusu toplantıda PKK’nin
bölgedeki silahlı varlığının tartışılması
doğal.
Ama bu tartışmaların yapıldığı
toplantıda PKK de olmalıdır.
Bu, hem siyaset ahlakı hem de konferansın
verimi açısından gereklidir.
Kuzeyli örgütler bu konuda açık ve net
olmalıdırlar.
Netleşmemiz gereken bir başka nokta
ise konferansın yapısı ile ilgili.
Unutulmamalı, düşünülen Kürdistan
Ulusal Kongresi veya benzeri bir şey değil.
Kürdistanlı partilerin katılacağı
ve belirli bir gündemi olan bir konferans düşünülüyor.
Bir ilk olmasına karşın, Kürdistanlı
partilerin bir araya geleceği, PKK’nin silah bırakması
gibi yakıcı bir sorunun görüşüleceği toplantı
elbette önemsenmelidir.
Ama bu konferanstan hamasi sonuçlar beklemek
gerçekçi olmaz.
Yazarın önceki yazılarından:
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|