PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Soğukkanlı Olmanın Zamanı

Mesud Tek

Türkiye’de siyaset ve basın, yerel seçimlerden arta kalan zamanını Abdullah Gül’ü tartışmaya ayırdı.

Gül “Kürdistan Bölgesi” dedi mi, demedi mi; tartışılan konu bu.

Irak gezisine katılan gazetecilerin büyük bir bölümü, TC Cumhurbaşkanı’nın söz konusu terimi kullandığını söylüyorlar.

Abdullah Gül ise, “o sözü kullanmadım” diyor.

Oysa ilk gün ne kadar güzel bir hava vardı; TC Cumhurbaşkanı “Kürdistan” demişti;  “o sözün” kullanılması, karpuz gibi Türkiye’yi ikiye bölmemişti ve Türkiye’nin birliği devam ediyordu!.

Ama Gül de netice itibariyle bir Türk politikacısıydı ve istese de köklü geleneklerden sapmazdı.

“Karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşmak” da, bu geleneğin bir parçası.

Havada, Bağdat’ta, Cumhurbaşkanı’nın ağzından “Kürdistan Hükümeti, Kürdistan” olarak dökülen sözcükler, Ankara’da bir anda “o söz” ve “ora” sözcüklerine dönüştüler..

Oysa başta Abdullah Gül olmak üzere, TC yöneticileri, politikacılar ne dersen desinler, “ora” Kürdistan olmaya devam ediyor, edecek..

Ben, TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Kürdistan Bölgesi” dedi mi, demedi mi tartışmasına takılmanın bize önemli bir katkısı olacağını düşünmüyorum.

Bu işi Türk politikacılara bırakalım, varsın onlar tartışsınlar.

Bana göre Abdullah Gül’ün ziyaretiyle yeniden gündeme gelen konulara ilişkin kafa yormamız daha doğru olur.

Bir önceki yazımda, kendimce, 29 Mart yerel seçimler sonrası olası gelişmelere dikkat çekmek istemiş ve görüşlerimi dile getirmiştim.

Seçimler öncesi yaşanan tartışmalar da, siyasi havanın 29 Mart sonrasında çok daha sıcak olacağını gösteriyor..

TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Irak ziyaretinin, ziyarette gerçekleştirdiği görüşmelerin, Irak Devlet Başkanı Mam Celal Talabani ile birlikte gerçekleştirdiği basın toplantısında dile getirilenlerin, Mam Celal Talabani ile Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Neçirvan Barzani’nin Abdullah Gül’e söylediklerinin ortaya koyduğu gibi, ısınma kendini en çok Kürd sorununda gösterecek; sadece Kuzey ve Güney’de değil, Kürdistan’ın öteki parçalarında da...

Dolayısıyla, Kürdler olarak, tabiatımızdan kaynaklanan tepkiciliği, hamasete olan yatkınlığımızı bir kenara bırakmalıyız.

Bölgenin yeniden yapılandırılmasının önemli bir dinamiği haline gelmek amacıyla neler yapmamız gerektiğini tartışmalı, ortak bir duruş sergilemek için çaba sarf etmeliyiz.

Bu nedenle, sıkıcı da olsa bilinen gerçekleri tekrarlamak gerekiyor.

Ortadoğu’nun sahip olduğu petrol yatakları nedeniyle, başta ABD ve AB olmak üzere, Japonya, Çin ve öteki sanayileşmiş ülkeler için taşıdığı önem biliniyor.

Bilinen bir başka gerçek ise, bu bölgenin bir ulusal ve dini, mezhebi sorunlar yumağı olduğu, bu yamağın bölgede huzur, güven ve barışın sağlanması önündeki en büyük engeli oluşturduğudur.

Bölgede, Kürd, Filistin ve benzeri gibi çözüme kavuşturulmamış ulusal sorunların yanı sıra Sunni-Şia ekseninde bir bölünme ve bölünmenin neden olduğu gerginlik de yaşanıyor.

Ve bu bölünme, sadece toplumsal ve siyasal istikrarsızlığın nedeni olmakla kalmıyor, ulusal, bölgesel ve uluslararası ittifakları da biçimlendiriyor, yön veriyor.

Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılmasında önemli bir yer tutan Irak’taki gelişmeler, yeni ittifakların kurulmasını zorunlu hale getiriyor.

TC yöneticilerinin abarttığı kadar olmasa da, AB ile üyelik görüşmesi yürüten, NATO üyesi olan, ABD ve İsrail ile ikili askeri anlaşmaları bulunan, son dönemlerde bölgedeki Arap ülkeleri ile siyasal ve ekonomik ilişkilerini düzelten Türkiye, bölgesel denklemde belirli bir yer tutuyor.

Bu konumu, Türkiye’yi, AB ve ABD nezdinde ve süper güçlerin bölgeye yönelik politikalarında hatırı sayılır bir devlet haline getiriyor.

Irak’taki askerlerini Türkiye üzerinden de geri çekmek isteyen, Afganistan konusunda daha fazla Türk askerlerine ihtiyaç duyan ABD, Irak’ın geleceğine yönelik planlamasında Türkiye’nin de yer almasına sıcak bakıyor.

ABD bu nedenle Türkiye-Kürdistan Bölgesi ilişkilerinin güçlenip geliştirilmesini istiyor; tarafları bu doğrultuda teşvik ediyor.

AB de, yayınladığı raporlarında gösterdiği gibi, son dönemde giderek iyileşen Kürdistan Bölgesi-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesinden yana.

AB, hem bölgenin petrolüne ve Güney Kürdistan’da bulunan işlenmemiş doğal gaz yataklarına, hem de boru hatları için Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor.

Bu nedenle de ABD ile birlikte, Türkiye-Kürdistan Bölgesi ilişkilerinin güçlendirilmesi için çaba sarf ediyor.

Güney’deki Kürd yönetimi de geleceğe yönelik planlamaları için, Türkiye ile iyi ilişkileri arzuluyor.

Güney Kürdistan yönetimi, Irak Anayasası uyarınca, bölgesinde çıkartacağı petrolü ve doğal gazı, dışarıya satmak istiyor.

Gaz ve Petrol Yasası nedeniyle Bağdat Hükümeti ile yaşadığı sorunlar, Hewlêr’i, bo konuda Türkiye’yi tercihe itiyor.

Türkiye ise bölgenin petrol ve gazına muhtaç.

Güneyli Kürdlerin Türkiye tercihini sadece ekonomik nedenler ile açıklamak, yeterli olmaz.

Güney Kürdistan toplumu, etnik ve dini alanlarda çok renkli bir yapıya sahip.

Bu çok renkli yapının sürmesi, bir arada kalması ise ancak ve ancak demokrasi, insan hakları, hukuk devleti anlayışı ve pluralizm gibi Batılı değerleri hayata geçirmekle mümkün.

Güney’deki siyasal yapıların, AB süreci içinde yer alan bir Türkiye ile komşuluk yapmayı tercih etmelerinin nedenlerinden birisi de budur.

Görüldüğü gibi, Türkiye-Güney Kürdistan’ın, egemenlik hakları temelinde ve karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkiler kurmasını zorunlu hale getiren nedenler bir hayli.

Ama ilişkilerin önündeki engeller de, en az bunlar kadar çok.

TC’nin üzerinde yükseldiği, Kürdlerin inkarı ve imhasını öngören siyasal yapının varlığını sürdürüyor olması, engellerin başında geliyor.

Bu siyasal yapının da bir ürünü olan PKK’nin Güney Kürdistan’daki askeri varlığı da, önemli engellerden birisi.

PKK’nin Güney’deki silahlı varlığı, Güney’deki Kürd yönetiminin İran ile olan ilişkilerinde de gerginliğe yol açıyor.

PKK’nin bölgedeki askeri varlığı, AB ve ABD’nin istediği ve teşvik ettikleri Türkiye-Kürdistan Hükümeti ilişkileri önünde bir sorun olmaktan nasıl çıkartılacak?

Kürdler olarak sormamız gereken sorulardan birisi budur.

Kendimize sormamız gereken bir başka soru ise şu olmalı:

Kürdleri, bölgenin yeniden yapılanmasının aktif bir unsuru haline getirmek için ne yapmalıyız?

Örneğin ABD’nin, AB’nin bölgeye yönelik politikalarına karşı mı durmalıyız, yoksa onlarla birlikte mi yürümeliyiz?

Bölge yeniden dizayn edilirken, İran ve Suriye’nin seyirci olacaklarını beklemek büyük bir saflık olur.

Bu iki ülke, özellikle de bölgede önemli bir ağırlığa sahip olan İran, bölgesel denklemdeki yerini sağlamlaştırmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

Bu iki ülkenin de Kürd sorunu var.

Irak’ta önemli bir ağırlığa sahip olan İran’ın, Kürd hareketi içinde de müttefikleri olduğu bir gerçek.

Özcesi, bu iki ülke süreci sabote etme, önüne engeller çıkarma gücüne sahipler, bu işte kendilerine yardımcı olacak müttefikleri var.

Ve hepsinden önemlisi, bu iki ülke, yönü Batıya dönük bir Kürd hareketinden hazzetmiyorlar.

Bu durumda “Kurtlar sofrasında kendimizi nasıl koruruz?” sorusunu da sormamız gerekiyor.

Bu ve benzeri soruların cevabını bulmada, son dönemde üzerinde çokça durulan Kürdistanlı Partiler Konferansı olumlu bir rol oynayabilir.

Vetonun kullanılmadığı, tarafların hiçbir ön koşul ileri sürmeden katılacakları bir konferans, Kürdistanlı siyasi partilerin gelişmeleri sağlıklı bir biçimde değerlendirmelerine, ortak bir tavır ve duruş belirlemelerine yardımcı olabilir.

Soğukkanlı olmanın tam zamanı..

 Yazarın önceki yazılarından:

29 Mart Sonrasına Dair
“Ya Hezar ya Hiç”
Mart Ayı ve Dersleri
Can Kurban Bu Provokasyona
Kim Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu da böyle biline”
Yêzidiler, Güven ve Vefa
“Kürdistanlı Partiler Konferansı”
Bilim İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri Oturup Doğru konuşursak..
Darısı Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan” ve teferruat!..
Tekrarın getireceği sıkıcılığı da göze alarak..
Velev ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk Etmesi Gerekenler..
Arap Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci Tezkereye Dair..
Kirli Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi Çatı
Uzlaşmak…
Güngören, Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
Ordu Yargı El Ele”
Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2009