Gözden Kaçırılmaması Gerekenler..
Mesud Tek
“Koruculuk, JİTEM, Özel Tim gibi kirli savaş aygıtları
dağıtılmalıdır.”
Bu talep Kürd örgütlerinin tek, tek veya birlikte yayınladıkları
bildiriler ve öteki ortak metinlerde sürekli bir biçimde dile
getirildi.
Bu haklı ve yerinde olan talep, Zanqırt Katliamı’ndan
sonra siyasi gündeme oturdu.
Sadece Kürt örgütleri, demokratik ve barışsever
güçlerce değil, sosyologlar, psikologlar gibi bilim insanları
başta olmak üzere, toplumun geniş bir kesimi tarafından
kabul görmüşe benziyor.
AKP saflarında ve hükümeti içinde de, cılız
da olsa benzer sesler yükseliyor.
Tabii bir de devamından yana olan kesimler var.
Bunların başında Genelkurmay geliyor.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ,
geçen ay düzenlediği bir toplantıda ABD’nin Irak
ve Vietnam’da yaptıklarından bahsederek “koruculuk
sistemi”ni (biz Kürtler kendi aramızda koruculara “caş”
sistemine de “caşiti” diyoruz) savundu.
Bu yazımın ana konusu değil, ama söylemezsem
dilim şişer.
İlker Başbuğ’un ABD ordusunun Irak ve Vietnam’daki
konumuna ilişkin benzetmelerine karşı çıkan,
onu yanlış bulanlar, “ABD ordusunun bu ülkelerdeki
varlığı ile Türk ordusunun ‘Doğu ve Güneydoğu’daki
varlık nedeni aynı değil” diyorlar.
Bence Başbuğ doğru söylüyor.
Türk ordusu Kürtlerin iradesi hilafına, işgali
sürdürmek amacıyla Kürdistan’da bulunuyor.
Ve temel görevi ise, Kürdistan ulusal kurtuluş hareketinin
önünü almak..
Başlangıçta “koruculuk sistemi gerekirse kaldırılır
ama bu işler öyle ayak üstü olmaz” diyen Terörle Mücadele
Yüksek Kurulu Başkanı ve her devrin bakanı
Cemil Çiçek daha sonra, “DTP’nin tavrı bu kurumun kalması
gerektiğini gösteriyor” diyerek görevine, ağır
devlet adamlığına rucu etti.
Ve de böylece hükümetinin tavrının ortaya koydu.
Keşke DTP’li dostlar “koruculuk sistemi iyidir, kalmalıdır”
deseydiler!...
Korucuların yediği naneler, kırdığı
cevizler bini aşınca ve de Zangırt katliamını
gerçekleştirenlerin korucu oldukları ve bu işi
devletin silahıyla yaptıkları basına yansıyınca,
bazıları (ne yazık ki bu bazılarının
arasında demokrat kalemler ve sesler de var), “canım
NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahibiz, koruculara ihtiyacımız
mı var” diye soruyorlar.
Ve ne yazık ki bazı Kürt politikacılar da
aynı soruyu tekrarlıyorlar...
Var elbette.
Kürtlerin birliğini engellemek, Kürdü Kürde kırdırmak
için var.
Ve, bu tüm sömürgeci devletlerin başvurduklar bir yöntem:
Baskı altında tuttukları halkların en
geri kesimlerini örgütleyip, desteklemek, halkına ihanet
ettikleri müddetçe onlara devletin imkanlarını sunmak..
Türk devleti de, Osmanlı’dan aldığı bu
yöntemi bugüne kadar sürdürdü ve öyle anlaşılıyor
ki bir dönem daha sürdürecek..
MHP ve lideri Bahçeli de koruculuk sisteminin kaldırılmasına
karşı.
Öyle ki, bu talebin dile getirilmesini bile “ihanet” olarak
görüyor.
Korucu başları, bu işi geçim kaynağı
olarak görenler, devlete sırtına dayanarak ailesel
ve aşiret sorunlarını çözenler, göz koyduğu
kızı ya da kadını dağa kaldıranlar,
devlete boyun eğmeyenlerin topraklarına, bağ
ve bahçelerine el koyanlar da, koruculuk sisteminin kaldırılmasını
istemiyorlar..
Uzun lafın kısası, Kürtlerin yeminli düşmanları,
savaş baronları ve bir de devletin kendisi, koruculuk
sisteminin kaldırılmasından yana değiller.
Koruculuk sisteminin, acı ve utanç verici bir katliam
sonrasında yoğun bir biçimde gündeme gelip değişik
yönleri ile tartışılması iyidir.
Gelişmeler gösteriyor ki devlet bu konudaki günahlarını
koruculara yükleyip kendisini sütten çıkmış
ak kaşık gibi göstermek istiyor.
Devletin bu niyetini kursağında bırakmak da,
görevlerimizin arasında.
Bu nedenle koruculuk sistemiyle amaçlananlarla, bu sistemin
Türk sömürgeciliğin bir parçası olduğu gerçeğine
vurgu yapmalıyız.
**
İslamcısından ulusalcısına kadar,
Kürt halkının yeminli düşmanları, Zangırt
katliamı nedeniyle halkımıza olan kinlerini
bir kez daha kustular.
Törelerimizi, örf ve adetlerimizi, aşiret yapısını
katliamının nedenleri arasında sayarak hem
Kürtleri küçümsediler, hem de devletin sorumluluğunu
gözden kaçırmaya çalıştılar.
Oysa İçişleri Bakanı’nın açıklaması,
bölgeyi yakından bilen sosyolog ve öteki uzmanların
dile getirdikleri, katliamın devletin derinliklerinde
planlandığına dair güçlü ipuçları veriyor.
Kürt sorunun askeri çözümünde ısrar edenlerin, sorunun
çözümünde şiddetin dışlanmasının
gündeme geldiği, bu konuda uluslar arası baskının
arttığı bir dönemde, ortamı daha da gerginleştirmek
amacıyla katliamı planlayıp hayata geçirmiş
olabilirler.
Ama öyle anlaşılıyor ki olaydan hemen sonra,
“bu PKK’nin işi değil, katliamı gerçekleştirenler
korucular ve yakalandılar” diye açıklama yapan İç
İşleri Bakanı, planın ikinci aşamasının
hayata geçirilmesine, suçun PKK’ye yüklenmesine engel oldu.
Yaptığı açıklama ile ulusalcı ve
Ergenekon borazanı medyayı, manşet değiştirmek
zorunda bırakan İç İşler Bakanı Beşir
Atalay’a ne kadar teşekkür etsek azdır!.
Allah, savaş baronlarının hevesini, bu kez
kursaklarında bırakan Beşir Atalay’dan binlerce
kez razı olsun..
Yazarın önceki yazılarından:
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|