Olmazsa
olmazlar!..
Mesud
Tek
1
Haziran 2009, önemli bir gün olarak Kürdistan tarihinde yer
alacak.
Bilindiği
bu günde yapılan bir törenle, “Kürdistan petrolü”, dünya
pazarlarına çıkan Kerkük-Ceyhan Petrol Boru Hattı’na
akıtıldı.
Elbette
Kürdistan petrolü ilk kez dünya pazarlarında arz-ı
endam etmiyor.
Daha
önce, BAAS diktatörlüğü, Kürdistan petrolünden kazandığı
paralarla silahlanmış, aldığı silahları
da biz Kürtlerin üzerinde denemişti.
Bir başka ifade ile zenginliğimiz başımıza
bela olmuştu, mutluluk yerine kimyasal ölüm, Enfal ve
yıkım getirmişti.
Ama
bu kez öyle değil.
Kürdistan
petrolü Kürtler eliyle ilk kez dünya pazarlarına akıtılıyor.
1
Haziran 2009 tarihini önemli kılan da bu.
Bu
nedenledir ki, 1 Haziran’da gerçekleşen olayın bölgedeki
siyasal gelişmelere yapacağı etki, daha şimdiden
tartışma gündemine oturdu.
Konu
ve olası sonuçları her yönüyle tartışılıyor;
öyle anlaşılıyor ki daha uzun bir süre tartışılacak.
Şimdiden
şunu söylemek mümkün.
Kürdistan
Bölgesi, 1 Haziran’da atılan adımla dünyaya kopmaz
bağlarla bağlandı ve dönüşü çok zor olan
yeni bir yola girdi.
Elbette
girilen yol güllük gülistanlık değil; engellerle,
tuzaklarla dolu.
Ama
geleceğin, şu andan daha iyi olacağına
kuşku yok.
Çünkü
dünyaya petrol ve gaz gibi stratejik öneme sahip, uğruna
savaşların yapıldığı, sınırların
çizildiği bir madde ile bağlanmak, Güney Kürdistan’daki
değişim dinamiklerine hız katmakla kalmayacak,
aynı zamanda onu güçlendirecektir de.
Zaten
bu yola girene kadar kat edilen yolun da öyle pek rahat ve
güvenilir olduğunu söylemek mümkün değil.
Kürdistan
Hükümeti, merkezi hükümet ve arkasındaki Kürtlerin yeminli
düşmanları bölgesel güçlere karşı, canla
başla yürüttüğü bir mücadele sonucu, petrolünü dışarıya
gönderdi.
Merkezi
hükümet ve Irak Petrol Bakanlığı, Kürtlerin,
bu Anayasal haklarını kullanmalarını engellemek
amacıyla, bin dereden su getirdi.
Biliniyor,
Bağdat ile Hewlêr arasında yaşanan sorun ve
sıkıntıların başında, Kürdistan
Hükümeti’nin yabancı petrol şirketleri ile yaptığı
anlaşmalar geliyordu.
Neticede
kazanan taraf, Anayasa’ya ve Anayasa’nın dibacesinde
dile getirilen anlayışa sıkı sıkıya
sarılan ve hakkını kararlı bir biçimde
savunan Kürdistan Hükümeti oldu.
Ama
tüm sorunlar çözüldü, ortalık süt liman demek için, henüz
vakit erken.
Şu
andaki yapısıyla merkezi hükümet ve Irak Petrol
Bakanlığı’nın bu durumu kolayca hazmetmeyeceklerini,
ellerinde geleni yapacaklarını söylemek için alleme-yi
cihan olmak gerekmez.
Saklamaya
gere yok.
Kürdistan Parlamentosu’nun çıkarttığı
Petrol Yasası ve hükümetin imzaladığı
petrol anlaşmalarını eleştiren Güneyli
siyasi gurup ve kişilerin sayısı, azımsanmayacak
kadar.
Ama
bu kesimler de, Kürdistan Hükümeti’nin petrol çıkartıp
ihraç etme hakkının Anayasal bir hak olduğunu
dile getirdiler ve bu noktada hükümeti desteklediler.
Elbette
kazanılan bu başarı, direksiyon başında
olmasına karşın tek başına Kürdistan
Hükümeti’nin değil.
Bir
bütün olarak Güneylilerin başarısıdır.
Başarı
siyasi partileri ile, Hükümeti, Parlamentosu ve Bölge Başkanlığı
ile Kürdistan Siyasi Önderliği’ne aittir.
Böylece
bir kez daha açığa çıktı ki, Kürtler meşru
alanda kaldıkları, kararlı ve birlikte davrandıklarında,
er ya da geç, başarı kaçınılmaz oluyor.
**
Atılan
adım, ürünlerini daha sonra verecek olan önemli, bir
ilk adım.
Avrupa’yı
doğal gaz alanında Rusya’ya bağımlı
olmaktan kurtarmayı da amaçlayan NEBOCCO projesi ve bu
projenin ihtiyaç duyduğu gazın önemli bir bölümünün
Irak’tan temin edilmesinin planlandığı da göz
önüne alındığında, atılan adımın
büyüklüğü ve önemi daha bir açığa çıkar.
Lafı
evirip çevirmeye gerek yok.
Sadece
sahip olduğu zengin doğal gaz ve petrol yatakları
nedeniyle değil, Güney Irak’ta çıkan doğal
gazın da Kürdistan üzerinde Avrupa’ya çıkartılması
nedeniyle de, Güney Kürdistan’ın NEBOCCO projesindeki
(yani AB ve ABD nezdinde) pozisyonu güçleniyor.
Adını
şimdi anımsamadığım bir Güney Kürdistanlı
politikacı, herkesin anlayacağı bir dille,
Türk devleti yetkililerine şu çağrıyı
yapıyordu: “Sizin bizde bol olan petrol ve doğal
gaza ihtiyacınız var, bizim de sizin üzerinizden
dünyaya açılmaya.”
İşte
iyi ve doğru bir zeminde kurulması halinde “kazan-kazan”
denklemine iyi bir örnek.
Sorun
ise şu:
TC
yetkilileri, kendileriyle birlikte Güneyli Kürtlerin de kazanmalarını
istiyorlar mı?
Kürtler
ile birlikte kazanmaya rıza gösterecekler mi?
Yoksa
eski politikalarında ısrar mı erecekler?
“Hep
bana rab bana” mı diyecekler?
Eğer
böyle düşünürlerse yanlış yaparlar.
Çünkü
Kürdistan Hükümeti haklı ve meşru bir zeminde kararlı
ve uzun soluklu bir tavrın kazandırdığını,
kendi deneylerinden biliyor.
Yani
artık Güneyli Kürtlerin ensesine vurup ekmeğini
almak mümkün değil.
O
dönemler çoktan tarih oldu.
Bu
nedenle TC’nin, Güneyli Kürtler ile birlikte kazanma yolunu
tercih etmesi sadece her iki halkın yararına olmaz,
aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın
sağlanmasına önemli bir katkı sunar.
Ama
TC’nin bu iş için önceden atması gerekli bir adım
var: Kendi Kürtleri ile barışmak, onların en
temel ulusal ve demokratik haklarını teslim etmek.
Hazır
ortam buna müsait iken, Kürt sorununun şiddetin ve silahın
dışlanarak çözüme kavuşturulması için
kafa parlatılırken, AKP hükümeti ne düşündüğünü
söylemeli, programını açıklamalıdır.
Bu
öyle sadece istihdam ve ekonomik paketleri açıklamakla
olmaz.
Siyasal
ve kültürel paketlerin de artık açılıp saçılması
gerekir.
Unutulmamalıdır
ki Kürt halkı son yerel seçimlerde oyunu hizmete değil
kimliğine verdi; kimliğini elde edene kadar da verecek.
1
Haziran 2009 tarihinde atılan adım, Türkiye ile
Kürdistanı birbirine daha güçlü bir biçimde bağladı.
Aklın
yolu bu bağın gereklerini yerine getirmeyi gerektiriyor.
Bu
noktada yapılacak ilk iş ise, TC’nin inkar ve imha
politikasını tamamen terk etmesi, Kürtlerin ulusal
ve demokratik haklarını tanımasıdır.
Yazarın önceki yazılarından:
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim,
ama nasıl?
Gözden
Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|