PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Komplolar, cinayetler, provokasyonlar…
”Devlet sırları!”

Kemal Burkay

Sitemizin (www.kurdistan.nu) ”basından” köşesinde, ”İşte Çatlı’nın ’devlet sırrı’ eylemleri” başlıklı bir haber var. Bu haber, Susurluk olayını araştırmakla görevlendirilmiş Müfettiş Kutlu Savaş’ın ünlü raporunun 12 sayfalık bir bölümünden alınmış. Bu bölüm o dönemde ”devlet sırrı” diye kamuoyuna açıklanmamış, yani halktan gizlenmişti… Şimdi ise şu Ergenekon İddianamesi’nin ekleri arasında yer alıyor.

Bu Ergenekon soruşturmasının başka bir yararı olmasa bile bu yararı dünyaya bedel! İddianame ve ekleri Türk devletinin birçok kirli işini, birçok komployu, cinayeti, provokasyonu gözler önüne seriyor.

Elbet bu 2500 sayfalık iddianamede ve ekindeki 400 klasörde yer alan her şey ıspatlanmış kanıtlanmış değil. Orada Doğu Perinçek benzeri ”Fabrikatör”lerin, MİT ve Genelkurmay’ın psikolojik savaş ve dezinformasyon bürolarının nice düzmece raporları da yer alıyor. Ama bu tür raporlar zaten kamuoyunu aldatmak için imal ediliyor ve bu nedenle de bu tür yalanlar gizlenmiyor, anında kamuoyuna sunuluyor. Gizlenenler ”devlet sırrı” denenler, yani gerçek olanlar! Devletin düzenlediği kirli planlar, komplolar, cinayetler, provokasyonlar…

Bu iddianamede ve eklerinde yer alanlar bu ”devlet sırrı” denen buz dağının küçücük bir parçası. Tamamını ise ne Ergenekon Savcısı bilebilir, ne de onlar bu 2500 sayfalık iddianameye ve 400 klasöre sığar. Onlar, yakılıp yok edilmedikleri sürece iyi korunan arşivlerde ve Genelkurmay ile MİT görevlilerinin hafızalarında gizlidir, kimisi onlarla birlikte mezara gider…

Biz şu Çatlı ile ilgili rapora dönelim. Burada anlatılanlar ilginç olmaktan öte çarpıcı. Çatlı ve grubunun, yani daha 12 Eylül öncesi nice cinayete provokasyona karışmış bu ülkücü çetenin, bu kontrgerilla hücresinin, bizzat Cunta Başı Kenan Evren ve Türk MİT’i tarafından Avrupa’da eylemler düzenlemek üzere görevlendirildiğini belirtiyor. Bu raporda Çatlı ve grubunun Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde Ermenilere karşı eylemleri anlatılıyor.

Peki Çatlı ve grubunun eylemleri bundan mı ibaretti? Ayrıca Çatlı grubu, Avrupa’da kullanılan tek çete mi idi? Öyleyse Papa Suikasti kimin eseriydi? Palme cinayetinde Türk çetelerinin bir rolü yok muydu? Çatlı’nın Palme suikasti öncesi İsveç’e giriş çıkışları biliniyor; bunun nedeni ne?..

Besbelli ne Çatlı grubu yurt dışında bu tür kirli işlerde kullanılan tek gruptu, ne de Ermenilere karşı eylemler onların tek marifetleriydi. Alaettin Çakıcı grubu gibi MİT bağlantılı başka çeteler bir yana, PKK’da, sağ ve sol türden birçok radikal örgütte, Türk devletinin ve istihbaratının eli vardı.

1980’li yılların ortalarında Avrupa’da Kürt ve Türk devrimcilerine karşı PKK kılıfı altında işlenen onca cinayetin, provokasyonun arkasında Türk devletinin eli yok muydu? Bu saldırılarda biz Ramazan Adıgüzel ve Hüseyin Ali Akagündüz gibi değerli sosyalist arkadaşlarımızı yitirdik. Birçok arkadaşımız yaralandı, derneklerimiz kundaklandı, Newroz toplantılarımız saldırıya uğradı.

Biz bunların arkasında Türk devletinin elinin olduğunu biliyorduk ve başından itibaren bunları ısrarla yazdık, söyledik. Saldırılar cunta şefi Kenan Evren’in tehditlerinin hemen ardından geldi. TC’nin gizli arşivlerindeki raporlarda ”devlet sırrı” olarak yazılı olan ve kamuoyundan gizlenen bu bilgilerin bir bölümü şimdi ortaya seriliyor. Ne zaman? Ancak 20-30 yıl sonra…

 

Ama bu bilgilerin birçoğu zaten daha önce şu veya bu şekilde işportaya dökülmüş, yani sır değerini yitirmişti. Örneğin TC’nin bu konudaki gizli arşivleri henüz açıklanmamış olsa da, Papa suikastine ilişkin olanlar… Dev-Yol üyesi, sanatçı Kürşat Timuroğlu’na karşı işlenen cinayet… Bu cinayet Almanya’nın Hamburg kentinde bir PKK’lı eliyle işlenmişti ve katil yıllar boyu yakalanmadı. Ancak üç-dört yıl kadar önce bir rastlantıyla Slovakya’da yakalanıp Almanya’ya teslim edildi. Anlaşıldı ki katil Türkiye’ye dönmüş. Kimliği saptandığı ve İnterpol tarafından arandığı halde yıllarca kendi adıyla İstanbul’da bir işyeri açıp işletmiş, normal Türk pasaportuyla kaç kez yurt dışına gidip dönmüş… Bu kişinin Türk MİT’ince kullanılan bir cinayet maşası olduğu apaçık ortada.

PKK’dan çoktan ayrılan ve o döneme ait bir bölüm anılarını ”Apo’nun Ayetleri” adı altında yazan, PKK’nın eski yöneticilerinden Selim Çürükkaya, iki yıl kadar önce de ”Sırlar Çözülürken” adlı belgesel roman türü kitabında Ergenekon’u ve Abdullah Öcalan’ın Ergenekon bağlantısını ilginç öykülerle anlatmakta…

En azından bu kadarı bile, Avrupa’da TC’nin rejim muhaliflerine karşı yıllar yılı işlenen cinayetlerin arkasında bizzat devletin en üst sorumlularının ve istihbarat örgütünün olduğunu gösteriyor.

Peki Avrupa ülkeleri, TC’nin NATO’daki, Avrupa Konseyi’ndeki ortakları, onu şimdi kendi çatısı altına almaya çalışır görünen AB ülkeleri, yani bütün bu ”demokrasi yanlıları, insan hakları savunucuları, falan filan,” bunca olup bitenin farkında değiller mi? Bal gibi farkındalar. Ama ikiyüzlülük yaygın bir hastalıktır. Çıkarlarına uygun düştükçe bu müthiş ”demokratlar,” ”insan hakları dostları,” sözde barış yanlıları, en azgın cuntalarla, faşist ve gerici rejimlerle, hatta soykırımcılarla al gülüm- ver gülüm ilişkilerini sürdürürler.

Dünyanın ve de siyasetin gerçeği böyle…

Kutlu Savaş’ın bugüne kadar gizlenen söz konusu 12 sayfalık raporunun bir bölümünde ise JİTEM’in yaptıkları ve Kürdistan’da veya özel olarak Kürtlere karşı işlenen cinayetler ve bu işte kullanılan Hizbullah örgütü anlatılmakta. Burada İbrahim Babat adlı birinin çarpıcı itirafları yer almakta.

Türk devleti yıllar yılı, Kontrgerilla gibi, JİTEM’in varlığını da inkar etti. Teoman Koman ve Veli Küçük gibi JİTEM yöneticisi generaller, TBMM araştırma komisyonuna gitmeye bile tenezzül etmediler ve kimse onlara hesap soramadı.

Öte yandan raporun bu bölümü de biz Kürt aydınları, siyasileri, hatta sıradan Kürt insanları için hiçbir sürpriz taşımıyor. Biz JİTEM’in varlığını başından beri biliyorduk. Hizbullah’ın devlet tarafından örgütlendiğini ve bizzat jandarma sahasında ve görevli subaylar tarafından eğitiminin yaptırıldığını ve cinayetlerin yine bu görevliler tarafından planlandığını da. Biz bunları da yıllar içinde hep yazıp söyledik.

Kuşku olmasın ki Türk politikacıların tamamı ve Türk medyası da bunun böyle olduğunu biliyordu. Ama onlar ”devlet sırrı” idi. O cinayetler, bizzat Türk Demir Leydisi Çiller’in deyişiyle vatan içindi. Onlar ”devlet için kurşun atan ve kurşun yiyen kahramanlar”dı!..

Raporun bu bölümüne ilişkin bilgiler de yıllardır zaten işportaya dökülmüştü. Ama şimdi iyi bir şey oldu, bu ”sırlar” bizzat devletin kendi kakynakları tarafından, ”resmen” açıklandı.

Açıklandı da ne oldu diyeceksiniz? Bu kadarı bile önemlidir. Sorumluların tamamına olmasa bile, en azından bir bölümüne hesap sorma şansı doğdu. Veli Küçük şu anda içerde, onun yanı sıra başkaları da. Devrandır bu, belli olmaz, ilerde başkalarına da sıra gelir…

Şunu söyleyelim ki, bu bizim, yani salt bu ülkenin ilerici-demokratik muhalefetinin, sayesinde olmadı. Elbet bu muhalefetin katkısı var ve bu küçümsenemez. Köşeye sıkışan, bizzat bu çetenin ve darbelerin hedefi olan AKP’nin de elbet bu soruşturmada payı var. Ama eğer Genelkurmay tarafından yeşil ışık yanmasaydı, hükümetin çabası ve desteğiyle de böylesine bir soruşturma yapılamaz ve işler buraya varmazdı.

Bereket, ağaç içinden çürümüş ve devrim gibi, karşıdevrim de ”evlatlarını yiyor…” JİTEM’in efsanevi, eli kanlı binbaşısı Cem Ersever’i kim öldürdü? Sabancı’nın katili Mustafa Duyar’ı cezaevinde kim kurşunlatıp susturdu? Çatlı’yı da yönetenlerden biri olan MİT’in önemli adamı ve müsteşar yardımcısı Hiram Abbas’ı kim yok etti? Hatta sistemin efsanevi çetebaşısı Çatlı’yı bile kim çiğnediye getiren Susurluk kazası neyin nesiydi?..

Şebeke, kuşku olmasın, bundan sonra da birbirini yemeye devam edecek. Kırk haramiler kapışmış durumda ve bu derinleşerek sürecektir.

Ayrıca, bu bilgilerin ortaya dökülmesi bundan böyle, gerçeği gizleyip külleyenlerin işini zorlaştıracak ve kamuoyunun aydınlanmasına büyük hizmet edecektir. Bu ise en önemlisidir. Kitleler aydınlanmadan ve değişim yönünde harekete geçmeden ciddi bir toplumsal değişim ve dönüşüm beklenemez.

Yazarın önceki yazılarından:

Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon ve Dağlıca
”Bilgi Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın Hoca’nın genellemeleri…
Bu nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP değişimin partisi değil
Eski film yeniden gösterimde mi?
Kedinin boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım tepki göstermek istemiyor
Sadun Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban ve laiklik üzerine
Ergenekon ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma son verirken…
Hrant Dink’i anarken
AKP sistemle kaynaşırken..
Sekiz asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih, akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin temsil sorunu
Sabah’taki söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen taktikler
DTP’ye yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil kim?.
PKK’nın silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla nereye?..
Nasıl bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir genel af  ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin temel yanlışı ne?
Yedi kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Türk Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22 Temmuz Seçimleri üzerine
Orman yangınları kimin işi?
Dink Davası ve Sivas
Bir mum yakmaya devam…
Kuzeyde bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe ayağa düştü
Darbe planı işlemekte
Barzani “PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet gerçekleri halka anlatmalı
Sayın Sezer, nereden nereye!
Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?
Sistem ne laik ne demokrat
“Dil Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2008