PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
“Ölüm ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”

Mesud Tek

Bazen Kürtleri küçük düşürücü ve hoşnut olmadığımız şeyler söylense de, „Kürt açılımı“ tartışmalarının giderek anlam kazandığını düşünüyorum.

Özellikle biz Kürtlerin, emekli Büyükelçi Ümit Pamir’in, Milliyet gazetesinin kendisi ile yaptığı röportajda “Kürtler ayrılmak istiyorlarsa bunun aşamaları konuşulur” diyerek başlattığı tartışmalara “Fransız kalması” olmaz.

“Türklerle Kürtlerin birlikte mi, yoksa ayrı mı yaşamak istedikleri saptaması referandumla yapılmalıdır ve bir an önce yapılmalıdır” diyen Pamir, konunun alabildiğine ve özgürce tartışılmasından sonra yapılacak referandumda, Kürtlerin üçte ikisinin birlikten yana tavır koyması halinde, Kürtlere bireysel haklarının verilmesine karşılık, kolektif haklar talebinin mezara gömülmesi gerektiğini söylüyor.

Elbette tartışmaların, bir kısım tabuların yıkılması ve Kürtlerin ayrılması noktasına kadar uzaması olumludur.

Ama tartışmalar esnasında dile getirilenlerde, üstü kapalı tehditler de hissedilmiyor değil.

Örneğin Ümit Pamir, referandumdan birlikte yaşama kararı çıkarsa, kolektif haklarımızı unutmamız, kişisel haklarla yetinmemiz gerektiğini söylüyor.

Anlayabildiğim kadarıyla bize “ya kolektif haklarınız için bir devlet kurar ve kurtlar sofrasında yem olursunuz ya da kişisel haklara razı gelir kolektif hakları unutursunuz” deniliyor.

Deveye sormuşlar, “inişte mi yorulursun, yokuşta mı?”

Deve ise “yahu bu yolun düzü yok mu?” demiş.

Kürtlerin kolektif haklarını kullanmaları için, ayrı ve bağımsız devlet kurma anlamında “ayrılmaları” bir zorunluluk mu?

Eşitlik temelinde oluşturulacak federatif bir yapıda, Kürtler kolektif haklara sahip olamazlar mı?

Parlamento, hükümet, bayrak, marş, güvenlik kuvvetleri ve ulusal kurumlara sahip olarak, her iki lehçesi ile anadilimizi eğitim ve idari işlerde özgürce kullanarak, bugüne kadar bu hakları kullanan Türkler ile birarada yaşamamız mümkün değil mi?

Niye olmasın?

Bence olur, hem de bal gibi..

Tüm zorluklarına karşın, Irak’ta yaşanan bu değil mi?

Güney Kürtler, parlamento başta olmak üzere siyasal ve askeri kurumlarını koruyarak “Federal Irak’ın” sınırları içinde kalmaya razılar ve bu görüşlerini her fırsatta yüksek sesle dile getiriyorlar.

Benzeri bir süreç Türkiye’de de işleyemez mi?

Teşbihte hata olmaz denir.

“Kırk katır mı kırk satır mı” dercesine, “ya sadece kişisel hakların tanındığı bir birlik ya da kolektif haklar için ayrılma” demek, doğru olmasa gerek..

Konuya ilişkin görüşlerini dile getirenlerden bazılarının, ayrılmaya karar verilmesi halinde önerilen “eyalet” ve benzeri ara aşamalara yaklaşımları da hakça değil.

“Özerklik’ gerçekten de sürdürülebilir bir “birlikte yaşama” modeli değildir; ancak ve ancak bir ayrılıkçı stratejinin ara aşaması olabilir. Ve kimse Türkiye’den bu ayrılıkçı stratejiyi kendi halkından topladığı vergilerle finanse etmesini beklememelidir” deniliyor.

Özerklik ve benzeri çözüm önerilerinin “ayrılıkçı stratejinin ara aşaması” olarak değerlendirilmesi, eğer arkasında kötü bir niyet yoksa, en azından bir önyargıdır.

Çünkü dünyanın büyükçe bir köy haline geldiği dünyamızda, gönüllü bir özerklik, gönüllü bir birliğe, bu anlamda gönüllü bir entegrasyona da yol açabilir.

Oysa faşist ve ırkçı şovenlerin dışında, hemen herkesin “Türkiye’nin çözülmesi gereken en büyük sorunu” olarak gördüğü bir sorunun çözümü için, her şeyden önce düşünmeye kelepçe vuran önyargılardan da kurtulmak gerekiyor.

Ayrıca, “Türkiye’den bu ayrılıkçı stratejiyi kendi halkından topladığı vergilerle finanse etmesini” kimse beklemese de biz Kürtler bekliyoruz.

Çünkü “Türkiye’de” doğal zenginliklerimiz, petrolümüz bize tank, top ve kurşun olarak geri döndü; köylerimizin yerle bir edilmesi, milyonlarımızın ata baba toprağından kopartılması, bizim de ödediğimiz vergilerle finanse edildi.

Özcesi Türkiye’den alacağımız var.

Bu alacağımızın “ayrılıkçı bir stratejinin ara aşaması”özerklik gibi önerilerin finanse edilmesinde kullanılması daha hayırlıdır.

Çünkü “Türkiye’nin en temel sorununun” çözümüne hizmet edecektir.

Konu hakkında kalem oynatanlardan birisi de bölünmenin kolay olmadığını söylüyor, şöyle yazıyor:

“Bir kere takdir edersiniz ki, bu iş öyle ‘referandum’, yani kafa sayısı ile hızlıca çözülebilecek gibi değil. Her şeyden önce, ‘Türkler zaten bölünme istemiyor, o halde ne istediklerini Kürtlere soralım’ dediğinizde, ‘Kürt vatandaş’ tespiti yapamayacağınıza göre, ‘Türkiye vatandaşlığı’ temelinde genel referandumdan söz ediyoruz demektir. Bu durumda velev ki, Kürt vatandaşların tümü ayrılma yanlısı olsunlar, Türkiye genelinde ayrılma isteğinde olanların oranı düşük çıkacak.”

Gördünüz mü?

Bu kez de “kendinizi yormayın, yüzde bin referandumdan birlik yönünde bir irade ortaya çıkacak” deniyor.

Çünkü, “Kürt vatandaş” denilmeyeceğine göre “Türkiye vatandaşlığı” temelinde referandum yapılacak!..

Yani biz Kürtlerin neyi isteyip istemediğimize, Türkiye’de yaşayan herkes karar verecek...

Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Türkler zaten kararlarını verdiklerine, tekçi yapının devam etmesinden ve en fazla kişisel hak ve özgürlüklerin bize de tanınmasından yana olduklarına göre..

Kibarca bize, sonucu önceden belli bir maça çıkmayın, kişisel hak ve özgürlüklerle yetinin diyorlar..

Ama unuttukları ya da bilmezden geldikleri bir şey var.

Birçok uluslararası sözleşmede de yer alan ulusların kaderlerini tayin hakkı, ulusun kendisine tanınmıştır, bir başkasına, özellikle de ezen ulusa ve onun siyasi yapılarına değil..

Resmi ideoloji bağımlısı olmayanlarla, hükümete yakın olan bazıları, “ölüm ile korkutup sıtmaya razı etmek” atasözünü doğrularcasına, ayrılmamız halinde karşılaşacağımız sorunları, yüz yüze geleceğimiz zorlukları sürekli bir biçimde hatırlatarak, kişisel hak ve özgürlüklere razı olmamızı istiyorlar.

Kürt sorunun çözümü için farklı, farklı düşüncelerin, önerilerin olması doğaldır.

Ve kişisel hak ve özgürlüklerin Kürtlere tanınması da önerilerden birisidir.

Elbette herkesin bizim gibi düşünmesini isteme hakkımız yok.
Ama başkalarının da yerimize düşünme hakkı olmamalı..

Ayrıca dostlarımız kaygılanmasınlar.

Kürtler, neyin kendileri için iyi olacağına karar verecek kadar bilgi ve deneye sahiptirler.

Yanlış karar vermemiz halinde bedelini ödemeye de hazırız.

Yeter ki bu karar bizim ortak kararımız olsun..

**

“Kürt açılımı” tartışmaları, bir dönem gündemin ilk sırasını işgal eden “alt kimlik”, “üst kimlik”, “Türkiye Vatandaşı” ve benzeri tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.

CHP Genel Başkanı Deniz Paşa, “milli kimliğimiz Türk kimliğidir, bunun yanısıra herkes etnik kimliğini yaşayabilir” (ne demekse, nasıl olacaksa?) diyerek tartışmalara yeni bir renk kattı.

Bu ve benzeri belirlemeleri tartışmak bizim işimiz olmamalı.

Bana göre, Kürt siyaseti bu ve benzeri konuları tartışmak yerine, istem, tavır, güç ve eylem birliğini sağlamak için çaba harcarsa, daha hayırlı bir iş yapmış olur.

  Yazarın önceki yazılarından:

Xala Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim Sonrası Sınavı
Güney Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta me
Demokrasi, Dipçik ve Cop
Yetersiz ama önemli..
“Peygamber Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim, ama nasıl?
Gözden Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da Neler Oluyor?
Türkiyelileşme" Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler Günü
Soğukkanlı Olmanın Zamanı
29 Mart Sonrasına Dair
“Ya Hezar ya Hiç”
Mart Ayı ve Dersleri
Can Kurban Bu Provokasyona
Kim Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu da böyle biline”
Yêzidiler, Güven ve Vefa
“Kürdistanlı Partiler Konferansı”
Bilim İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri Oturup Doğru konuşursak..
Darısı Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan” ve teferruat!..
Tekrarın getireceği sıkıcılığı da göze alarak..
Velev ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk Etmesi Gerekenler..
Arap Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci Tezkereye Dair..
Kirli Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi Çatı
Uzlaşmak…
Güngören, Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
Ordu Yargı El Ele”
Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 
PSK Bulten © 2009