“Türk Sorunu” mu?
Mesud Tek
Kürt sorununa ilişkin olarak başlayan son süreçte
öyle şeyler söyleniyor ki şaşırmamak ve
endişelenmemek elde değil.
Aralarında samimiyetinden şüphe edilmeyenlerin
de bulunduğu bazı gazeteci, yazar, akademisyen ve
politikacılar, sürecin devamı için, atılacak
adımlar ve kullanılacak dil konusunda dikkatli olunmasını,
Türklerin hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini
söylüyorlar.
Kürt sorununu çözelim derken bir Türk sorunu yaratılmasın”
diyorlar.
Hiç kuşku yok, böylesi hassas süreçlerde kullanılacak
dil çok önemli.
Yapıcı, yumuşak ve “yılanı deliğinden
çıkartan” bir dil kullanılmalı.
Ama bu, tek taraflı olmamalı, tüm taraflardan talep
edilmeli.
Bu yetmez, ayrıca adil da olmalı..
Taraflardan birisi (“Türk”, ya da devlet veya resmi söylem),
bugüne kadar sözkonusu konu üzerine istediği gibi konuştu,
hiçbir engelle karşılaşmadı.
Devlet, karşı tarafın (Kürtlerin) sesini kestiği
gibi, sesini çıkaranların başına da pişmiş
tavuğun başına gelmeyenleri getirdi.
Yıllarca susturulanların yavaş-yavaş
konuşmaya başladıkları bir dönemde, “aman
dikkat, Türklerin duygularını yaralayan şeyler
söylememek lazım” diyerek onları uyarmak haksızlıktır;
var olan adaletsizliğin devamını istemeden
öte bir anlam ifade etmez.
Kaldı ki konuşmaya başlayan Kürtler anadilini
özgürce kullanmak başta olmak üzere doğuştan
kazanılan haklarının iade edilmesini istiyorlar.
Kürtler duyguları da dahil tüm yaralarının
iyileştirilmesini istiyorlar, talepleri de buna yönelik.
Örneğin, Kürtlerin kendi dilleri ile eğitim yapmayı,
Kürtçe’nin medya alanında kayıtsız şartsız
kullanmasını, yaşadığı coğrafyadaki
dağ, vadi, tepe, nehir ova ve köylerin orijinal adlarının
geri verilmesini istiyorlar.
Bu talepler, niye Türklerin duygularını yaralansın
ki?..
Kürtlerin yaralarının iyileştirilmesi talebi,
kurşun mu ki, roket mi ki Türk duygularını
yaralıyor?
Ayrıca hani biz kardeştik, “et ve tırnak”
gibiydik?
Kardeşlerden birinin, yaralarının sarılmasını
talep etmesi, niye öteki kardeşi yaralasın ki?
Sakın bu “Türklerin duygularını yaralamayın”
söylemindeki amaç, devletin verecekleri ile yetinmemiz istemi
olmasın?!..
Kürt sorunu gibi, bir ülkenin geleceğini belirleyecek
öneme haiz bu sorunun çözümü doğrultusunda atılacak
adımlar için de aynı şeyle söylenebilir.
Kürtler, her halk gibi, ülkesinde özgür ve mutlu yaşamak
istiyorlar.
Ama var olan bölgesel ve yerel şarlarda bu talebinin
hemen gerçekleşmeyeceğini de biliyorlar.
Bu nedenle köklü çözümün önünü açacak adımları
sıralıyorlar.
Kürtler bugüne kadar devam eden adaletsizliğin ortadan
kaldırılmasını ve adaletin sağlanması
talep ediyorlar.
İstediğimiz eşit haklar.
Kürtler, Türklerin bugüne kadar hiçbir engelle karşılaşmadan
kullandıkları hakları istiyorlar; daha fazlasını
değil.
Kürtler Türklerin kullandığı hakların
ellerinden alınmasını, Türklerin de ulusal
baskı altına alınmasını istemiyorlar.
Bu nedenle Kürtlerin taleplerini karşılamak amacıyla
atılacak adımlar niye bir “Türk sorunu”na yol açsın
ki..
Kürt sorunun çözümüne yönelik taleplerin karşılanmasına
“Türk sorunu yaratabilir” diyerek karşı çıkanlar
veya bu konuda dikkatli olunmasını önerenler, Türklerin,
1071 yılından buyana ortak kaderi paylaştığı
kardeşinin mutluluğunu sorun ettiğini ifade
etmiş oluyorlar.
Bu ise, “Türkler kardeşlerinin mutluluğundan haz
etmezler” demenin bir başka biçimde ifadesidir.
Ki, bu, Türklere yapılan bir hakaret olmaz mı?
Özünde bu söylem Devlet Bahçeli ve “Kürtçe’nin kullanılması
ülkeyi böler” diyen Deniz Paşa’nın ağzına
yakışıyor.
Kürt sorunun çözümünü canı gönülden isteyen bazılarının,
hükümetin çözüm doğrultusunda herhangi ciddi hiçbir adım
atmadığı bir dönemde, “aman dikkatli olalım,
‘Türk sorunu’ yaratmayalım” demeleri doğru bir tavır
değil.
Bize dikkatli olmamızı, Türklerin duygularını
incitmememizi söyleyen dostlarımız, Türkleri Kürtlerin
özgürlük ve mutluluğunun kendilerine hiçbir zararı
olmadığı, aksine çıkarlarına olduğu
konusunda ikna ederlerse daha hayırlı bir iş
yapmış olurlar.
Yazarın önceki yazılarından:
1
Eylül ve Süreç
“Ölüm
ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala
Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik
ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim
Sonrası Sınavı
Güney
Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta
me
Demokrasi,
Dipçik ve Cop
Yetersiz
ama önemli..
“Peygamber
Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa
olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim,
ama nasıl?
Gözden
Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|