PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Bir Kez Daha Atı Arabanın Önüne Koymak Üzerine

Mesud Tek

30 Ocak 2010 tarihinde, KOMKAR-Hamburg’un düzenlediği konferansa katılma şansını bulanlardan birisi de bendim.

Konferansa konuşmacı olarak katılan araştırmacı ve yazarlar Osman Aydın ve Mehmet Bayrak, Dersim gerçeği ve Türk devletinin asimilasyon politikası konusunda çok değerli bilgiler verdiler.

Ben kendi adıma bu konferansta yeni şeyler öğrendim.

Bu nedenle sayın Bayrak ve Aydın’a minnettarım.

Konferans, bir kez daha bilgi ve bilgiyi üretenler ile politika ve politikacı arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiğini ortaya koydu.

Ya da, konferansta aktarılan bilgiler ve ortaya konulan belgeler, biz Kürtlerde bu ilişkinin tersten kurularak çarpık hale getirildiğini yeniden açığa çıkardı.

Genel kural olarak, bilim insanları hiçbir siyasi, dini, etnik ve ideolojik kaygı duymadan bilgi üretirler.

Politikacılar ise bu bilgiler ışığında siyaset yaparlar.

Politikacılar, araştırma kurumlarından, enstitü ve bilim insanlarından herhangi bir toplumsal, ekonomik ve kültürel konu hakkında araştırma yapmalarını, bir başka değişle bilgi üretmelerini isteyebilirler.

Ama kendi görüşlerinin, ortaya attıkları tezlerin araştırılmasını, doğrulanmasını ve yaygınlaştırılmasını istemezler, isteyemezler..

İsterlerse eğer, bu, arabayı atın önüne koymak olur.

Öcalan’ın haftalık avukat görüşmelerini takip edenler bilirler.

Öcalan bu görüşmelerde sık sık siyaset ve kültür akademilerinin kurulmasını ister.

İsteminin yerine getirilmediğini görünce de, “siz yapamıyorsunuz ama AKP söylediklerimi yapıyor” diyerek arkadaşlarını haşlar.

Öcalan kurulmasını istediği akademilerin neleri araştıracağını da belirler: Avukatları vasıtasıyla ilettiği görüşleri; “tezleri”, “siyasal çözümlemeleri” vs..

Bir başka ifade ile, Öcalan, bilgi-siyaset arasında var olan çarpıklığın sürdürülmesini ister.

Sayın Bayrak’ın konferansta dile getirdiği görüşler, Öcalan’ın bu alandaki durumunu bir kez daha ortaya koydu.

Biliniyor.

Öcalan, Atatürk’e olan hayranlığını gizlemeyen, bu hayranlığını kendisi ile yapılan röportajlarda dile getiren birisi.

Öcalan, sadece Mustafa Kemal hayranı değil.

Aynı zamanda O’nun demokrat olduğunu sık sık dile getiriyor.

Mustafa Kemal döneminde yapılan katliam ve anti demokratik uygulamalardan O’nu değil de, çevresini saran “Yahudi lobisi” ve “İngiliz yanlılarını” sorumlu tutuyor.

Böyle yapmakla başta biz Kürtler olmak üzere Kemalist sistemin hışmına uğrayan kesimlere, baş cellatlarını şirin göstermek istiyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in Meclis’te yaptığı konuşmada, Kürt sorununun çözümü için “Dersim Modeli”ni önermesi ile başlayan tartışmalar biliniyor.

Bu tartışma sürecinde bir hayli belge, anı ve o dönemde yayınlanan gazete haberleri televizyon ekranlarına yansıdı, gazete sayfalarında dile getirildi.

Tüm belgeler suçlu olarak Kemalist sistemi ve Mustafa Kemal’in kendisini gösterirken, 25 Kasım 2009 tarihinde avukatları ile görüşen Öcalan şunları söylüyor:

“CHP’nin halini görüyorsunuz. İşte Dersim hakkında daha önce birçok şeyi dile getirmiştim, şimdi Onur Öymen’in açıklamaları da ortaya çıkardı. Şimdi söylediklerim daha iyi anlaşılıyor herhalde. Mustafa Kemal hakkında değerlendirmelerim de daha iyi anlaşılıyor herhalde. Aslında herkesi Mustafa Kemal’in öldürdüğünü söylüyorlar ancak öyle değildir. Bunlar iyi araştırılmalıdır, iyi bilince çıkarılmalıdır.” (abç)

Öcalan, çok açık ve net biçimde Dersim Katliamı konusunda Atatürk’ü aklıyor.

Aklamakla kalmıyor, “herkesi öldürenin” Mustafa Kemal olmadığının araştırılması ve bilince çıkarılması görevini, arkadaşlarının önüne koyuyor!..

Oysa Mehmet Bayrak’ın adı geçen konferanslarda ortaya koyduğu belgeler, Kemalist rejimin ta başından itibaren ve Mustafa Kemal’in denetiminde, “Dersimin defterini dürmek” amacıyla hazırlıklar yaptığını gösteriyor.

Belgeler, Mustafa Kemal’in Dersim Katliamı’nda, on birlerce Kürdün öldürüldüğünden haberdar olduğunu ve katliamı gerçekleştiren hükümeti kutladığını ortaya koyuyor.

Mehmet Bayrak, konferansta Hıdır Göktaş’ın kaleme aldığı ve 1991 yılında Kürtler, İsyan-Tenkil” adı altında yayınlanan kitapta yer alan bir belgeye vurgu yaparak, Atatürk’ün Dersim Katliamın hakkında bilgi sahibi olduğunu ortaya koydu.

Mustafa Kemal, 1 Kasım 1938 tarihinde, yani ölümünden 9 gün önce, Meclis’e gönderdiği mesajında şunları söylüyor:

“Uzun yıllardan beri süregelen ve zaman zaman gergin bir şekil alan Tunceli’ndeki toplu haydutluk olayları belli bir program içindeki çalışmalar sonucu kısa bir sürede ortadan kaldırılmış, bölgede bu tür olaylar bir daha tekrarlanmamak üzere tarihe aktarılmıştır.”

(M. Bayrak, Alevilik-Kürdoloji-Türkoloji Yazıları, say. 322, Özge Yay, 2009)

4 binden fazla kitap okuduğunu belirten, yaptığı değerlendirmelerin onlarca yıl boyu süreceğini dile getiren Öcalan, öyle anlaşılıyor ki 1991 yılında yayınlanan bir kitaptan habersiz, Atatürk’ün suçsuz olduğunu yineleyip duruyor!..

Yinelemekle kalmıyor, kurulmasını istediği akademileri de Atatürk’ün suçsuz olduğunu bilince çıkartmakla görevlendiriyor!..

Öcalan akademisyenleri bu mızrağı çuvala sığdırırlar mı?

Atın önüne konulan arabayı yürütebilirler mi?

Bilmiyorum.

Ama konferansta Osman Aydın’ın dinledikten sonra bildiğim bir şey daha var:

Türk devleti Kürtleri asimile etmek için tarihi gerçekleri gizledi; inkar etti, Kürtlerin tarihini çarpıttı.

Bu nedenle Öcalan, Atatürk ile ilgili sözkonusu değerlendirmeleriyle sadece celladımızı sevimli göstermekle kalmıyor; aynı zamanda asimilasyon değirmenine de su taşıyor.

Öcalan’ın adı geçen söylemlerinin Kürt düşün hayatında neden olduğu tahribatların önünü almak, sadece politikacılara bırakılmayacak kadar önemlidir.

Kanımca, bu konuda Kürt aydınlara, araştırmacı ve akademisyenlere önemli görevler düşüyor.

Atın önünde bulunan arabayı atın arkasına almak, en başta bu kesimlerin işi olmalı.

Öcalan’ın tarihi çarpıtan söylemlerine karşı seslerini yükseltmeleri, “Kürt krallar da çıplak” demeleri, meslek etiği ve sorumlulukları gereğidir, diye düşünüyorum.

Yazarın önceki yazılarından:

“Herkesi Kör Alemi Sersem Sananlar”
Ağca, Samast, Darbe ve Açılım
Zamanı Değil Mi?
Bir Kez Daha “Türkiye Partisi” Ya Da “Çatı Parti” Üzerine
“Allah Barzani ve Talabani’den Razı Olsun”
Eğer Muhatap Çok Gerekliyse..
Taraf’tan Yana Taraf Olmanın Zamanı
Açılım devam etmeli
Demek ki Neymiş!..
Her İkisi De Doğru Söylüyor
Açık Mektup
Sayın Erdoğan Devamını da Getirin
Zorlu Ama Önemli Bir Başlangıç
Kurd û Proseyê Aşitî Li Tirkiyê
6. Kürdistan Hükümeti
“Ortadoğu’da Allah’ın Dediği Olur”
Ez jî Çûme Hecê
Kendi Liderlerimizden Öğrenmek..
Bir kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk Sorunu” mu?
1 Eylül ve Süreç
“Ölüm ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim Sonrası Sınavı
Güney Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta me
Demokrasi, Dipçik ve Cop
Yetersiz ama önemli..
“Peygamber Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim, ama nasıl?
Gözden Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da Neler Oluyor?
Türkiyelileşme" Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler Günü
Soğukkanlı Olmanın Zamanı
29 Mart Sonrasına Dair
“Ya Hezar ya Hiç”
Mart Ayı ve Dersleri
Can Kurban Bu Provokasyona
Kim Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu da böyle biline”
Yêzidiler, Güven ve Vefa
“Kürdistanlı Partiler Konferansı”
Bilim İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri Oturup Doğru konuşursak..
Darısı Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan” ve teferruat!..
Tekrarın getireceği sıkıcılığı da göze alarak..
Velev ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk Etmesi Gerekenler..
Arap Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci Tezkereye Dair..
Kirli Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi Çatı
Uzlaşmak…
Güngören, Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
Ordu Yargı El Ele”
Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 

   

 
PSK Bulten © 2009