Değişim..
Mesud Tek
Biz fark etmesek de, gözle görülür bir hale gelmese de Türkiye
değişiyor.
Değişim, doğru bir hat izlemiyor; bazen duraklama
devrine giriyor ama devam ediyor.
Bazı siyasi kesimler buna iktidar mücadelesi diyorlar.
Haksız sayılmazlar, bence de öyle.
Türkiye’de “kıran kırana” bir iktidar mücadelesi
yaşanıyor.
Ama bu, klasik bir iktidar mücadelesi değil.
Yani mücadele sömürülenlerle sömürenler, emekçiler ile sermayedarlar
arasında yaşanmıyor.
Ne yazık ki bağlaşıklarını
kurmuş ve iktidara yakın güçlü bir emekçi hareketi
henüz oluşmadı.
Yani gündemde olan köklü radikal değişimler ya
da emekçilerin iktidarı değil.
Keşke öyle olsaydı.
O zaman iş, nispeten kolay olurdu.
Elbette uzun vadede değişimin nasıl gerçekleşeceğini
kestirmek mümkün değil.
Ayrıca geleceğe ipotek koymak doğru olmaz.
Ama gelişmeler Türkiye’deki demokrasi yönündeki değişimin
devrim yolu ile değil, evrim yolu ile gerçekleşeceğini
ortaya koyuyor.
Yani Türkiye yavaş yavaş değişiyor; değişecek.
Değişimin dinamikleri ise eski ezberlerimize pek
uymuyor.
Mücadelenin bir yanında Kemalist sistemin, bürokratik
ve askeri vesayet rejiminin savunucuları, statükocular
bulunuyor ve bunların başında ordu, yargı,
üniversitelerin önemli bir bölümü ve devletten palazlanan
sermaye geliyor.
Öteki cephe ise daha çok renkli ve sesli.
Kemalist sistemin bugüne kadar dışladığı,
inkar edip ortadan kaldırmaya çalıştığı
toplumsal kesimler bu cephenin potansiyel dinamiğini
oluşturuyorlar:
Kürtler, Aleviler, emekçiler, dindarlar, dini ve etnik azınlıklar,
farklı cinsel tercihleri olanlar, AB taraftarları,
devlette ve idarede kendine yer arayan “Anadolu sermayesi”,
liberaller, “İkinci Cumhuriyetçiler” ve benzerleri..
Ve doğal olarak bu kesimlerin değişimden beklentileri
de farklı.
Ve ne yazık ki değişimin temel dinamiklerinin,
özellikle Kürtlerin, Alevi ve emekçilerin rollerini gerektiği
gibi oynadıklarını söylemek mümkün değil.
“Devrim ve demokrasinin motoru” emekçilerin önemli bir bölümü
yaşanan değişim sürecine kuşku ile yaklaşıyorlar;
bazen de değişimin karşısında yer
alıyorlar.
Aynı şeyleri Aleviler için de söylemek mümkün.
Sunni dindarların değişim cephesi içinde yer
almaları ve AKP’nin yer yer sürecin başında
yer alıp yönlendirmesi, Alevi kesiminde azımsanmayacak
bir kaygıya neden oluyor.
Çünkü AKP hükümeti, genel olarak 12 Eylül rejiminin Alevilere
yönelik siyasetini devam ettiriyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorunlu din
dersi ile ilgili aldığı kararı uygulamayan
hükümet “Alevi açılımı”nda tutarsız davranıyor.
Hükümetin, Alevilerin temel istemlerini karşılamak
amacıyla gerekli adımları atmada gösterdiği
kararsızlık ve bazı AKP’li belediyelerin, fertlerin
özel yaşamlarına müdahale anlamına gelen uygulamaları
da işin tuzu biberi.
Bu ve benzeri uygulamalar Alevi kesimindeki kaygıların
devam etmesini sağlamakla kalmıyor, Alevilerin celladı
olan Kemalist rejimden kopmalarını da geciktiriyor.
Kürt açılımının geldiği nokta, bu
süreçte yaşananlarla AKP hükümetinin tutarsız ve
kararsız tavrı biliniyor.
DTP’nin kapatılması ve seçilmiş belediye başkanlarına
yönelik Dersim Sürgünleri’ni andıran uygulamalar karşındaki
tavrında olduğu gibi, AKP hükümeti baltayı
hep kendi ayağına vurdu.
Ama gelinen noktadan sadece ve sadece AKP hükümetini sorumlu
tutmak doğru değil.
Hükümet kadar olmasa da, değişik nedenlerle sürece
soğuk davranan ve hatta karşı çıkan sol
ve demokrat güçlerle Kürt yurtsever hareketi de sorumludur.
Toplumsal olaylara siyah-beyaz penceresinden bakmayı
adet haline getirmiş solun önemli bir bölümünün, AKP’nin
gizli gündemi var, takiye yapıyor” vb. gibi ezberlerini
bozmaya niyeti yok.
Kürt hareketinin en örgütlü ve güçlü kesimi olan PKK ve çevresinin
açılıma ve onunla bire bir bağlantılı
olan Ergenekon Davası’na gerekli önemi ve desteği
verdiğini söylemek mümkün değil.
PKK ve DTP’nin açılım sürecindeki tavrına
ilişkin olarak çokça yazılıp çizildi.
Söylenenleri uzun uzadıya tekrarlamanın anlamı
yok. Kısaca söylemek gerekirse:
Açılım sürecinin kendisini tasfiye etmeyi amaçladığına
inanan PKK ve çevresi, açılıma gerekli desteği
vermediği gibi, Öcalan’ın hücresi, sağlığı
ve benzerin nedenlerle yaptığı ve suçsuz insanların
zarar görmesine yol açan eylemler ve Reşadiye Saldırısı
ile sürecin tıkanmasına yardımcı oldular.
Başta biz olmak üzere, bazı çekinceleri olmasına
karşın açılım sürecini destekleyen PKK
dışındaki yurtsever hareketin eksikliklerini
de unutmamak gerekir.
Bizler ne yazık ki sesimizin daha gür çıkmasını,
bu alanda “3. Ses” olmayı başaramadık.
(Ki, sözkonusu başarısızlığın
nedenleri, bu yazının konusu değil.)
Değişim süreci, Taraf gazetesinin ortaya çıkarttığı
Balyoz Darbe Planı ile başlayan yargı süreciyle
çok önemli bir aşamaya ulaştı.
Emekli ve muvazzaf yüksek rütbeli subaylar için başlatılan
yargı süreci, Türkiye’de taşları bir kez daha
eski durumuna gelmeyecek şekilde oynattı.
Gelinen noktada cevabı aranan soru şu:
Statükodan, Kemalist sistemin, askeri vesayet rejiminin devamından
yana mıyız, yoksa değişimden, insan hak
ve özgürlüklerine saygılı, insanların etnik
ve dini kimliklerinden dolayı baskı görmediği,
hak ve özgürlüklerin hiçbir engelle karşılaşmadan
kullanabildiği bir sistemden yana mı?
Soruyu ikinci şıkkı işaretleyerek cevaplayan
sol, demokratik ve Kürt yurtsever kesimlere düşen görev,
içinde AKP’nin yer aldığına takılmadan
değişim sürecine aktif biçimde katılmak, süreci
derinleştirerek ilerletmek amacıyla AKP’den daha
değişimci ve demokratik bir alternatif yaratmaktır.
Ezberlerini bozmuş sol, demokratik güçler ve barış
yanlıları ile Kürt yurtsever hareketi, AKP hükümetini,
askerler karşısında dik durmaya çağırmalı,
açılım sürecinde samimi ve kararlı olmasını
istemeli, O’nu AB sürecinin gerektirdiklerini yapmaya zorlamalı.
Hükümeti, AB ilkeleri ve uluslararası normlara uygun
yasal değişiklikleri yapma, Türkiye’nin çok renkli
yapısına uygun ve her rengin haklarını
koruyan çağdaş bir anayasa hazırlanması
konusunda teşvik edici olmalı, AKP hükümetinin bu
doğrultuda atacağı adımları desteklemelidir.
Türkiye’de yaşanan değişim süreci, çıkarları
farklı, hatta bir birine zıt kesimleri içinde barındırıyor.
Ama değişim süreci, sadece demokratik mücadele
geleneğinden yoksun AKP hükümetine bırakılmayacak
kadar ciddi ve kader belirleyici bir süreçtir.
Unutmamalıyız ki, değişim sürecinde yer
alan dinamikler, sonuna kadar birlikte olmalıdırlar
diye bir kural yok.
Bu nedenle demokrat ve sol güçler ile Kürt yurtsever hareketi
her kesimden önce değişim sürecine sahip çıkmalı.
Çünkü Kürt sorunu çözülmeden ülkeye demokrasi gelmez, demokratik
bir sistem Kürt özgürlüğünün garantilerinden biridir.
Yazarın önceki yazılarından:
“Taş
Atan Çocuklar” ve Demagoji
Tarafları
Bulunduğumuz Yere Çağırmak Doğru Değil..
Bir
Kez Daha Atı Arabanın Önüne Koymak Üzerine
“Herkesi
Kör Alemi Sersem Sananlar”
Ağca,
Samast, Darbe ve Açılım
Zamanı
Değil Mi?
Bir
Kez Daha “Türkiye Partisi” Ya Da “Çatı Parti” Üzerine
“Allah
Barzani ve Talabani’den Razı Olsun”
Eğer
Muhatap Çok Gerekliyse..
Taraf’tan
Yana Taraf Olmanın Zamanı
Açılım
devam etmeli
Demek
ki Neymiş!..
Her
İkisi De Doğru Söylüyor
Açık Mektup
Sayın
Erdoğan Devamını da Getirin
Zorlu
Ama Önemli Bir Başlangıç
Kurd
û Proseyê Aşitî Li Tirkiyê
6.
Kürdistan Hükümeti
“Ortadoğu’da
Allah’ın Dediği Olur”
Ez
jî Çûme Hecê
Kendi
Liderlerimizden Öğrenmek..
Bir
kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk
Sorunu” mu?
1
Eylül ve Süreç
“Ölüm
ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala
Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik
ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim
Sonrası Sınavı
Güney
Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta
me
Demokrasi,
Dipçik ve Cop
Yetersiz
ama önemli..
“Peygamber
Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa
olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim,
ama nasıl?
Gözden
Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|