Samimiyet Sınavı -3
Mesud Tek
İsrail askerlerinin insani yardım taşıyan
gemilere yönelik gerçekleştirdiği askeri operasyonun
neden olduğu fırtına devam ediyor ve öyle anlaşılıyor
ki bir müddet daha devam edecek.
Taraflar olayı meşreplerine uygun olarak değerlendiriyor
ve tavır alıyorlar.
Hamasi söylemler bir tarafa bırakılırsa, üzerinde
en çok konuşulan konuların başında operasyonun
sonuçları ve Ortadoğu bölgesindeki siyasal gelişmeler
üzerindeki etkisi geliyor.
En çok dile getirilen ve üstünde durulan konulardan biri,
gösterdiği tavır nedeni ile “Türkiye’nin bölgede
giderek artan etkinliği ve rolü.”
Değinilen bir başka önemli konu ise, Gazze ve Filistin
sorununda vicdanının sesini de dinleyen, İsrail’in
uygulamaları karşısında hukuku savunan
Erdoğan’ın, içerde de vicdanın sesine kulak
vermesinin, hukukun gereklerini yerine getirmesinin zorunluluğudur.
İlk iki nokta için, yani İsrail’in son operasyonunun
bölge siyaseti üzerindeki etkileri ile “Türkiye’nin artan
rolü” konusunda kesin bir şey söylemek için, vakit henüz
erken.
Evet, soğuk savaş dönemi bitti.
Yereli ön plana çıkaran, bastırılmış
kimliklerin daha bir görünür hale gelmesini sağlayan
küreselleşme, olumlu ve olumsuz yönleriyle devam ediyor.
Doğrudur, Doğu’ya kayan “ekonomik eksen”in, siyasal
etkileri olacaktır.
Ayrıca Ortadoğu, Batı’dan Doğu’ya doğru
kayan eksenin sadece önemli bir noktası değildir;
aynı zamanda Doğu’nun ihtiyaç duyduğu enerjinin
temin edildiği yerlerin başında gelmektedir.
Ve Ortadoğu, tüm dünyada en çok telaffuz edilen “değişim”in
dışında kalamaz.
Tüm bunların yanı sıra Diyarbekirli Terzi
Niyazi Usta’nın dediklerini de unutmamak lazım.
“Ortadoğu’da değişim yasalarının
öngördüğü değil, Allahın dediği olur”
diyordu rahmetli Niyazi Usta..
Ama öteki konuda, yani Erdoğan’ın benzeri tavrı
ülke içinde göstermesi konusunda söylenecek çok şey var.
Ve yavaş yavaş söyleniyor da..
Son günlerde “üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü”
söylemini dilinden düşürmeyen Erdoğan, aynı
söylemi İsrail’e karşı da kullanıyor.
Bu söyleminde samimi olduğunu göstermek istiyorsa eğer,
Erdoğan başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere, Türkiye’de
yaşayan dini ve etnik gurupların uluslararası
anlaşmalardan doğan haklarını teslim etmelidir.
Erdoğan, Filistinli ve öteki mazlum halklara mensup
çocuklar için döktüğü gözyaşlarını, bu
aşamadan sonra Kürt çocuklarından esirgememelidir.
Yapılacak şey ise bellidir: TC’nin de imzaladığı
ve “18 yaşına kadar her insan çocuktur” diye başlayan
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’
hiçbir çekince konulmadan ve ruhuna uygun bir biçimde uygulanmalıdır.
Erdoğan, son olarak spor adamları ile gerçekleştirdiği
“dar alanda kısa paslaşmalar” toplantısında,
“taş atan çocukların” örgüt tarafından kullanıldıklarını
söylüyor.
Taş yerine çocukların eline oyuncak verilmesinden,
çocuklara spor alanları açılmasından bahsediyor.
Erdoğan’ın bu söylemi “taş atan çocuklar”
için “onlar çocuk değil” diyen “301 Cemil” ve benzeri
yol arkadaşlarından çok da farklı değil.
“Örgüt tarafından kullanılması”, “taş
atan çocukları”, çocuk olmaktan çıkartıp yetişkin
haline getirmez.
Onlar BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Birinci Maddesi
uyarınca çocuklar ve çocuklara tanınan tüm haklardan
yararlanmaları gerekiyor.
Bunun, içinde bulunduğumuz süreçteki pratik anlamı,
“taş atan çocukların” özel yetkili güvenlik mahkemeler
yerine çocuk mahkemelerinde yargılanmalarıdır.
Ki, ne yazık ki AKP hükümeti ve bizzat Başbakan
bu konuda verdikleri sözü unuttular.
Binlerce çocuk hukuka aykırı bir biçimde cezaevinde
tutuluyorlar.
Oysa TC Anayasası’ndaki uluslararası yasaların
ulusal yasaların üstünde olduğunu, uluslararası
sözleşmelere uyulacağını söyleyen maddesi
yerinde duruyor.
Anayasa’nın bu maddesine rağmen, uluslararası
yasalara kulak asmayan, uluslararası sözleşmelerin
gereklerini yerine getirmeyen bir hükümetin, “üstünlerin hukuku
yerine hukukun üstünlüğü”nden bahsetmesi, inandırıcı
olmaz.
Vicdanının sesini dinleyerek Filistinli çocukları
öldüren İsrailli yetkililerinden hesap sorulmasını
isteyen Başbakan, aynı tavrı Kürt çocuklarını
öldüren, panzerlerle ezen, medyanın gözü önünde çocuk
kolu ve kafası kıran, gençleri arkadan kurşunlayan
polis ve jandarmalara da karşı göstermeli, onlara
sınırsız güç kullanma yetkisini veren yasaları
iptal etmelidir.
Kaldı ki, Kürt çocuklarının ihtiyaçları
sadece oyuncak, oyun ve spor salonları değil.
Kendi kültürlerini özgürce yaşamaları, kendi dili
ile eğitim yapmaları da onların en doğal
hakkı ve bu haklar BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde
de yer alıyorlar.
Erdoğan, İsrail’e yüklenirken Tevrat’tan alıntı
yaparak “öldürmeyeceksin” diyor.
Haklı.
Bildiğim kadarıyla tüm dinler insanların öldürülmesini
yasaklıyor.
Ama din uğruna ve din adına yapılan savaşlar
da dâhil, insanların öldürülmesi bugüne kadar devam etti;
ediyor.
İsrail’e “öldürmeyeceksin” diyen Tevrat’ı hatırlatan
Erdoğan’ın yönetimindeki devletin bu konudaki sicili
hiç de parlak değil.
Elbette zulmü karşılaştırmak, yarıştırmak
doğru olmaz.
Ama İsrail zulmüne karşı çıkarken TC’nin
kat kat fazla olan zulmü karşısında sessiz
kalınır, görmezden gelinir ve bu konuda üç maymunlar
oynanırsa, İsrailliler de haklı olarak “tencere
dibin kara seninki benden kara” derler..
Aynı şeyler “devlet terörü” içinde geçerli.
İsrail’i devlet terörü uygulamakla suçlayan Erdoğan’a,
bazıları haklı olarak “aynaya bakmasını”
öneriyorlar.
Uzun lafın kısası, Erdoğan’ın yardım
gemilerine yapılan askeri operasyona yönelik aldığı
haklı ve duyarlı tavır ile söylemleri, O’nu
bir kez daha samimiyet sınavı ile yüz yüze getirdi.
Erdoğan bu sınavdan başarı ile çıkmak
istiyorsa, timsah gözyaşı dökmediğini, hukukun
üstünlüğü konusunda samimi olduğunu, “öldürmeyeceksin”
emrinin kendisi için de geçerli olduğunu göstermeli,
“benim devletim terörist değildir; katliam yapmaz” söyleminden
vazgeçmelidir.
Erdoğan bunları yapma cesaretini gösterir, “taş
atan çocuklar” ile ilgili yasal düzenleme başta olmak
üzere gerekli düzenlemeleri yapar ve tıkanan açılım
sürecini kısa paslaşmaların yapıldığı
dar alanlardan çıkartıp sahalara taşırsa,
İsrail’e karşı söylediklerinin bir kıymeti
harbiyesi olur.
Aksi durumda, Erdoğan’ın kırıklarla dolu
olan samimiyet karnesine bir kırık daha eklenir.
Yazarın önceki yazılarından:
Alınacak
Dersler Ve Bir Düzeltme
Anayasa
Cengleri-2
Allahın
Bildiğini Kuldan Saklamak
Mükemmelcilik
Yanlışta
Israr-2
Kemalist
Kanala Su Akıtmak..
Şehitler
Günü-2
Anayasa
Cengleri
Halepçe’de
Newroz
Ahmet
Altan’a Açık Mektup
Değişim..
“Taş
Atan Çocuklar” ve Demagoji
Tarafları
Bulunduğumuz Yere Çağırmak Doğru Değil..
Bir
Kez Daha Atı Arabanın Önüne Koymak Üzerine
“Herkesi
Kör Alemi Sersem Sananlar”
Ağca,
Samast, Darbe ve Açılım
Zamanı
Değil Mi?
Bir
Kez Daha “Türkiye Partisi” Ya Da “Çatı Parti” Üzerine
“Allah
Barzani ve Talabani’den Razı Olsun”
Eğer
Muhatap Çok Gerekliyse..
Taraf’tan
Yana Taraf Olmanın Zamanı
Açılım
devam etmeli
Demek
ki Neymiş!..
Her
İkisi De Doğru Söylüyor
Açık Mektup
Sayın
Erdoğan Devamını da Getirin
Zorlu
Ama Önemli Bir Başlangıç
Kurd
û Proseyê Aşitî Li Tirkiyê
6.
Kürdistan Hükümeti
“Ortadoğu’da
Allah’ın Dediği Olur”
Ez
jî Çûme Hecê
Kendi
Liderlerimizden Öğrenmek..
Bir
kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk
Sorunu” mu?
1
Eylül ve Süreç
“Ölüm
ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala
Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik
ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim
Sonrası Sınavı
Güney
Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta
me
Demokrasi,
Dipçik ve Cop
Yetersiz
ama önemli..
“Peygamber
Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa
olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim,
ama nasıl?
Gözden
Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|