En Erken Ölüm.. (*)
Mesud Tek
“Her ölüm erkendir” denir.
Ama Bazı ölümler çok, çok erken.
Mamo (Serhad)’nunki gibi..
Ezrail’in, Serhad’ı bizden koparıp almasından
sonra, Diyarbekir’den arkadaşlar aradılar.
“Mamo’nun anısını yaşatmak için şiirlerini
basıp yayınlayacağız, sen de bir şeyler
yazar mısın?” diye sordular.
Bir şartla kabul ettim.
Şiirlerini değil; kendisiyle ilgili yazacaktım.
Serhad’ın şiir yazdığını biliyordum.
Ara sıra bana şiirlerini okur ve görüşümü
sorardı.
Kendisine verdiğim cevabı Diyarbekir’deki arkadaşlara
da verdim.
Eleştiri yapacak kadar şiirden anlamıyorum.
Ayrıca iyi bir şiir okuyucusu olduğum söylenemez.
Ama iyi bir dinleyiciyim.
Okumaktansa şiir dinlemek daha çok hoşuma gidiyor.
Bu nedenle Mamo’nun şiirlerini zevkle dinledim.
Zaten başka türlüsü mümkün değildi ki..
Sohbeti, tartışması, aşırıya
kaçan inatçılığı bile hoştu, Mamê’nin..
Diyarbekirli’lerin önerisini kabul ettikten sonra beni bir
sancı tuttu.
Serhad’ı bir kaç sayfaya nasıl sığdıracaktım?
“Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş”
derler.
Neyse ki Bayram Bozyel Hızır gibi imdadıma
yetişti.
Bayram, Dema Nû ve bilahare Dengê Kurdistan sitesinde yayınlanan
“Kürdistanlı Leo” adlı enfes yazısıyla
Mamo’yu çok güzel anlatıyor.
Zaten Serhad’ı en iyi, aynı nesilden hemşerisi,
Diyarbakır 5 Nolu’dan arkadaşı, işkencedaşı,
cezaevi sonrası can yoldaşı Bayram anlatabilirdi..
Bir de yaşasaydı eğer, hücre arkadaşı,
cezaevinde ezberi bozmak için yapılabilecekleri tartıştığı
Doktor Bozan Erdem..
“Baba” dediği ve bizi de “baba” demeye alıştırdığı
Basri Abi’yi de unutmamak gerekir.
Eminim, O’nun da “Oğlu Mahmud” hakkında söyleyeceği
çok şeyler var..
1975-1980 yılları arasında sık sık
Lice’ye gidiyordum.
Serhad’la tanıştıktan sonra, sözkonusu yıllarda
O’nunla karşılaştım mı diye hafızamı
çok zorladım.
Ama hatırlayamadım.
Zaten O da, beni hatırlamıyordu..
Mamo’yu, ilk kez 1993 yılında Hewlêr’de yapılan
KDP Kongresi’nde gördüm; yakından tanıdım.
Ben Avrupa’dan, o ülkeden gelerek PSK heyetinde yer almıştık.
Daha ilk andan itibaren, aramızda bazan anlamakta zorlandığım
bir ilişki, yakınlaşma başladı.
Kısa sürede, sadece aynı yolun yolcuları,
aynı davaya başkoyan yoldaşlar değil,
aynı zamanda birbirimizin sırdaşı olduk.
Sanki onlarca yıl birlikte yaşamıştık.
Karşılaştığımız zorlukları,
özelleri de dahil her türlü sorunumuzu paylaşıyorduk.
Eş ve çocuklarımızla konuşamadığımız,
konuşmak istemediğimiz problemler üzerine konuşuyor,
tartışıyorduk.
Birimiz daha “leb” demeden, ötekimiz “leblebi”yi anlar hale
geldik.
Ve bu durum, O bizi terkedene kadar devam etti.
Güney Kürdistan’da birlikte bulunduğumuz yıllarda,
görevlerimiz gereği hemen hemen her gün birlikteydik.
Birlikte çok seyahat ettik.
Değim yerindeyse Güney Kürdistan’ı karış
karış dolaştık..
Ortaklaşa kurduğumuz hayallerin haddi, hesabı
yoktu.
Birlikte neler yapacaktık, neler!..
Diyarbekir’de, sabahın erken saatlerinde, “Salhane”nin
önündeki cigercilerden bol kimyonlu ciger kebabı yiyecektik..
Sur’un dibine kürsü atacak, “dibini bulacaktık”..
Geliyê Zenta’nın doruğuna çadır kuracak, battaniyelere
sarılarak güneşin doğuşu ve batışını
seyredecektik..
Yolculuklarda, O direksiyon sallarken, geceyi geçirdiğimiz
otel odaları ya da siyasi partilere ait misafirhanelerde,
bazan da maqerlerde edebiyat, felsefe ve siyaset konuştuk.
Amin Malouf’u ilk kez O’ndan duydum.
“Kızıla Boyalı Saçlar” romanını
da..
“Keko filan roman ya da kitap için ne diyorsun” diye sorardı.
Biraz utanarak “okumadım” dediğimde, başlardı
anlatmaya.
Ben de mecbur kalır, romanı, ya da bahsettiği
kitabı temin etmeye çalışırdım.
Felsefe ve siyaset konularında canlı ve renkli
tartışmalar, sohbetler yaptık.
Ama aynı şeyleri psikoloji tartışmaları
için söyleyemem.
Çünkü O bu konuda çok okumuştu.
Mamo en çok da Wılhelm Reich’den, O’nun “Dinle Küçük
Adam” adlı eserinden bahsederdi.
Oysa ben konuya ilişkin çok az şey biliyordum.
Bu nedenle de psikoloji üzerine tartışmalarımız
yavan ve renksiz olurdu.
Serhad inatçıydı, doğrularını sonuna
kadar savunurdu.
Parti saflarında bazı ezberlerin bozulması
gerektiğini söyler, bunun mücadelesini verirdi.
Ezberlerin nasıl ve ne şekilde bozulabileceğini,
arkadaşlarıyla açıkca ve cesurca tartışırdı.
Nankör değildi, geçmişi inkar etmezdi.
Ama “raptiyeci” de değildi.
Sadece siyasette değil hayatın her alanında,
yeniye müthiş bir ilgi duyuyordu.
O’nu her an, elinde bir tornavida, her hangi bir aracı
kurcalarken görmek mümkündü.
Kurcaladığı aracı, ıcığını,
bıcığını çıkartmadan bırakmazdı.
2000 yılı öncesi de alternatif tıba meraklı
mıydı, hatırlamıyorum.
Ama son yıllarda tıbbın bu alanına büyük
ilgi göstermeye başlamıştı.
Hangi bitkinin, meyve ve sebzenin hangi hastalığa
iyi geldiğini bilir, bildiklerini uygulamaya koyardı.
Örneğin her sabah iki kaşık sarmısak
suyunun faydalarını anlata anlata bitiremezdi.
Bu nedenle de kaldığımız evde sarmısak
kokusu hiç eksik olmadı..
Serhad’ın, Süleymaniye ve Hewler’de altını
üstüne getirmediği mahalle ve sokak kaldı mı,
bilmiyorum.
O neyi, nerede ve en ucuza bulacağını çok
iyi biliyordu.
Tahini Amediye’den, nar salcasını Süleymaniye’den
alırdı.
Serhad, bu özelliklerinin yanısıra, bir davaya
bağlılık ve fedakarlık abidesiydi.
Aldığı görevi layıkıyla yerine getirmek
için canını dişine takardı; çabalardı.
Bencillik, kolaycılığa kaçma, sıkıntıya
gelmeme, vb. virüsünün Kürt siyasetini kemirmeye başladığı
günümüzde, Mamo’nun kişiliğinde somutlaşan
değerlere çok, ama çok ihtiyacımız var.
Mamo,
Sana en çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde
bizi bırakıp gittin.
Gitmekle eline ne geçti?
Gittiğin yerde seni ustabaşı mı yaptılar?
27.07.2007
(*): 29 Eylül 2006 tarihinde kaybettiğimiz Mamo (Serhad)’nun
anısına..
Yazarın önceki yazılarından:
Referandum
Sonuçlarına Dair..
Evet,
Ama Yetmez
Bir
Konferans ve düşündürdükleri
Sivil
Toplum Kuruluşları Herkese Lazım
Eli
taşın altına koyma zamanı
“Demokratik
Özerklik”, Kaderini Tayin Hakkı ve samimiyet
Korkulanın
Başa Gelmemesi İçin
Renk,
renk
Samimiyet
Sınavı -3
Alınacak
Dersler Ve Bir Düzeltme
Anayasa
Cengleri-2
Allahın
Bildiğini Kuldan Saklamak
Mükemmelcilik
Yanlışta
Israr-2
Kemalist
Kanala Su Akıtmak..
Şehitler
Günü-2
Anayasa
Cengleri
Halepçe’de
Newroz
Ahmet
Altan’a Açık Mektup
Değişim..
“Taş
Atan Çocuklar” ve Demagoji
Tarafları
Bulunduğumuz Yere Çağırmak Doğru Değil..
Bir
Kez Daha Atı Arabanın Önüne Koymak Üzerine
“Herkesi
Kör Alemi Sersem Sananlar”
Ağca,
Samast, Darbe ve Açılım
Zamanı
Değil Mi?
Bir
Kez Daha “Türkiye Partisi” Ya Da “Çatı Parti” Üzerine
“Allah
Barzani ve Talabani’den Razı Olsun”
Eğer
Muhatap Çok Gerekliyse..
Taraf’tan
Yana Taraf Olmanın Zamanı
Açılım
devam etmeli
Demek
ki Neymiş!..
Her
İkisi De Doğru Söylüyor
Açık Mektup
Sayın
Erdoğan Devamını da Getirin
Zorlu
Ama Önemli Bir Başlangıç
Kurd
û Proseyê Aşitî Li Tirkiyê
6.
Kürdistan Hükümeti
“Ortadoğu’da
Allah’ın Dediği Olur”
Ez
jî Çûme Hecê
Kendi
Liderlerimizden Öğrenmek..
Bir
kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk
Sorunu” mu?
1
Eylül ve Süreç
“Ölüm
ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala
Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik
ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim
Sonrası Sınavı
Güney
Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta
me
Demokrasi,
Dipçik ve Cop
Yetersiz
ama önemli..
“Peygamber
Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa
olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim,
ama nasıl?
Gözden
Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|