PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Bir kez daha..

Mesud Tek

Söylediklerimiz dikkate alınmadığında sık sık “söyleye söyleye dilimde (dilimizde) tüy bitti” deriz.

Sosyal ve siyasal yaşamda sıkça kullandığımız bu söylem, aynı zamanda belirli bir usancı da ifade eder; hele bir de dediklerimiz çıkmışsa..

Kürd siyasetinde sıkça rastlandığı gibi, böylesi durumlarda, “uyarılarımız ciddiye alınmıyor, ne desek boş” deyip, ipin ucunu bırakma olasılığı bir hayli.

Ama siyasal sorumlulukları olanların böylesi bir lüksü yok, olmamalı; dillerinde değil tüy, çalı yeşerse de, gerçekleri dile getirmekten geri kalmamalıdırlar.

Kürd sorununun uluslararası özelliği, Kürdlerin her zaman dile getirmesi gereken gerçeklerden biridir.

Türk devleti, Kürdlere yönelik resmi red-inkar ve asimile politikasını hayata geçirirken, onun uluslararası boyut kazanmaması için azami gayret sarfetti.

Kürd sorununu “dahili bir mesele” olduğunu göstermek amacıyla her yola başvuran TC devletinin, bu konuda belli bir başarı sağladığını, sadece uluslararası kamuoyunu değil, bir kısım Kürdleri de “ikna” ettiğini söyleyebiliriz.

Son günlerde, Kürd sorununun barışçıl ve diyalog yolu ile çözülmesine dair umudların canlandığı bir dönemde, “dış güçlere, yabancı arabuluculara gerek yok, biz bu işi kendi aramızda çözelim” söylemi yine dolaşımda.

Filistin-İsrail, İsrail-Suriye, İran-uluslararası camia arasındaki sorunların çözümü için arabuluculuğa talip olan AK Parti hükümetinin ileri gelenleri, sorun Kürdler olunca çifte standart uyguluyorlar; “dış güçlere ihtiyaç yok, biz kendi aramızda çözeriz” diyorlar.

AK Parti hükümetinin, geleneksel devlet politikasını ifade eden bu söylemi, O’nun devletin resmi Kürd politikasıyla köklü bir hesaplaşmaya hazır olmadığını, Kürd sorununun çözümü konusunda AK Parti’ye gereğinden fazla umud bağlanmaması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

PKK ve çevresi de sorunun “kendi aramızda” çözülmesi gerektiğini düşünüyor ve bu düşüncesini sık sık dile getiriyor.

Çok eskilere gitmeye gerek yok.

Örneğin, Öcalan, yakalandıktan sonra yaptığı açıklamalardan birinde “bana gelen bazı yetkililer, ‘Kürd ve Türk kanının akmasını önlemek için yabancıları aradan çıkartalım, bu işi kendi aramızda çözelim’ dediler, ben de kabul ettim” diye buyurmuştu!..

Hafızası nisyan ile malul olmayanlar, “İmralı süreci”nin, ilk dönemlerinde, PKK’nin Türkiye yönelik turizm boykotu kampanyasından çekildiğini, AB’yi içişlerine müdahale etmekle suçladığını, bazı AB kurumları nezdinde Türkiye lehine lobi yaptığını hatırlarlar..

Öcalan daha sonraki açıklamalarında da aynı söylemini devam ettirdi, AB’yi, ABD’yi, Güney Kürdistan Siyasi önderliğini müdahil olmakla suçladı, kendi gibi düşünmeyen Kürd politikacılarını ise işbirlikcilikle, şu ya da bu devletin ajanı olmakla yaftaladı.

Son dönemde revaçta olan bu “kendi aramızda çözelim” söyleminin içerdiği tehlikeler, binlerce kez tekrarlama pahasına da olsa, bazı gerçekleri bir kez daha dile getirmemizi zorunlu kılıyor.

Herşeyden önce bilinmelidir ki, yapısı gereği Kürd sorunu aynı zamanda uluslararası bir sorundur.

Çünkü Kürd sorunu ülkesi emperyalist devletler tarafından bölünüp parçalanan ve her bir parçası sömürgeci bir devlete bağlanan bir halkın sorunudur.

Kaldı ki “yabancıların” sorunda taraf olması yeni değil.

Daha Osmanlı İmparatorluğu döneminde, “yabancılar” Kürd sorununda taraf oldular.

Yabancı ülkelerin bu tarafgirliği ise, hep egemen devletten yanaydı.

Osmanlı sultanları Kürd direnişlerini, örneğin Şeyh Ubeydullah Nehri önderliğinde hareketi bastırmak için İran ve Çarlık Rusyası’ndan yardım aldılar.

Cumhuriyet döneminde de aynı şeyler yaşandı, yaşanıyor.

TC devleti, Şeyh Said ve Hoybun önderliğindeki ulusal hareketleri bastırmak için İngilizlerin, Fransızların, Sovyetler Birliği ve İran’ın yardımını aldı, bu amaçla bazı sınır değişikliklerine gitti.

Türkiye, NATO ve CENTO’daki üyeliği nedeniyle, bu paktları oluşturan devletlerden aldığı ekonomik, siyasal ve askeri desteği Kürd hareketine karşı kullandı; kullanıyor.

Özcesi, Kürd sorunu hiç bir zaman “dahili bir mesele” olmadı.

Öte yandan şu bir gerçek ki Ortadoğu coğrafyasında yaşanan köklü siyasal değişikliklerde, dış güçlerin etkisi, iç dinamiklerden daha fazla olmuştur.

Özellikle biz Kürdler açısından bu, böyledir.

Dış dinamiklerin etkisi bazan Muhabad’da kurulan Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılmasında olduğu gibi olumsuz, bazan da Saddam diktatörlüğünün ABD’nin askeri müdahalesi sonucu yıkılmasında olduğu gibi olumludur.

AB sürecinin Türkiye’deki demokratik değişiklikler üstündeki etkisini kim inkar edebilir?

Ayrıca küreselleşme süreci dünyayı büyük bir köy haline getirdi, günümüzde en ücra köşedeki ufak bir sorun kısa sürede uluslararası bir nitelik kazanıyor.

Bu ve benzeri nedenlerde dolayı, 40 milyonluk bir halkın 4 devleti ilgilendiren sorununu “dahili mesele” olarak göstermenin iyi niyetli olduğunu söylemek mümkün değil.

“Yabancıları bu işe katmayalım, sorunu kendi içimizde çözelim” söyleminin ardında bir “Çapanoğlu” var.

Tarihimiz bize, sorunumuzun “dahili mesele” olarak kaldıkça kaybettiğimizi gösteriyor.

Bu nedenle sorunun çözümü için içe kapanmayı öngören devlet söylemlerini ve istemlerini bir kenara bırakmalı, dünya, bölge ve Türkiye’dedaki değişim rüzgarını arkamıza alarak hareket etmeliyiz.

Bir başka ifade ile sorunumuzu daha fazla uluslararasılaştırmalıyız.

Bu anlamda “yabancıların” sürece dahil olması, sadece Kürdlerin değil, bir bütün olarak değişim ve demokrasi güçlerinin de yararınadır.

Yazarın önceki yazılarından:

Olur, olur...
En Erken Ölüm..
Referandum Sonuçlarına Dair..
Evet, Ama Yetmez
Bir Konferans ve düşündürdükleri
Sivil Toplum Kuruluşları Herkese Lazım
Eli taşın altına koyma zamanı
“Demokratik Özerklik”, Kaderini Tayin Hakkı ve samimiyet
Korkulanın Başa Gelmemesi İçin
Renk, renk
Samimiyet Sınavı -3
Alınacak Dersler Ve Bir Düzeltme 
Anayasa Cengleri-2
Allahın Bildiğini Kuldan Saklamak
Mükemmelcilik
Yanlışta Israr-2
Kemalist Kanala Su Akıtmak..
Şehitler Günü-2
Anayasa Cengleri
Halepçe’de Newroz
Ahmet Altan’a Açık Mektup
Değişim..
“Taş Atan Çocuklar” ve Demagoji
Tarafları Bulunduğumuz Yere Çağırmak Doğru Değil..
Bir Kez Daha Atı Arabanın Önüne Koymak Üzerine
“Herkesi Kör Alemi Sersem Sananlar”
Ağca, Samast, Darbe ve Açılım
Zamanı Değil Mi?
Bir Kez Daha “Türkiye Partisi” Ya Da “Çatı Parti” Üzerine
“Allah Barzani ve Talabani’den Razı Olsun”
Eğer Muhatap Çok Gerekliyse..
Taraf’tan Yana Taraf Olmanın Zamanı
Açılım devam etmeli
Demek ki Neymiş!..
Her İkisi De Doğru Söylüyor
Açık Mektup
Sayın Erdoğan Devamını da Getirin
Zorlu Ama Önemli Bir Başlangıç
Kurd û Proseyê Aşitî Li Tirkiyê
6. Kürdistan Hükümeti
“Ortadoğu’da Allah’ın Dediği Olur”
Ez jî Çûme Hecê
Kendi Liderlerimizden Öğrenmek..
Bir kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk Sorunu” mu?
1 Eylül ve Süreç
“Ölüm ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim Sonrası Sınavı
Güney Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta me
Demokrasi, Dipçik ve Cop
Yetersiz ama önemli..
“Peygamber Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim, ama nasıl?
Gözden Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da Neler Oluyor?
Türkiyelileşme" Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler Günü
Soğukkanlı Olmanın Zamanı
29 Mart Sonrasına Dair
“Ya Hezar ya Hiç”
Mart Ayı ve Dersleri
Can Kurban Bu Provokasyona
Kim Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu da böyle biline”
Yêzidiler, Güven ve Vefa
“Kürdistanlı Partiler Konferansı”
Bilim İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri Oturup Doğru konuşursak..
Darısı Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan” ve teferruat!..
Tekrarın getireceği sıkıcılığı da göze alarak..
Velev ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk Etmesi Gerekenler..
Arap Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci Tezkereye Dair..
Kirli Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi Çatı
Uzlaşmak…
Güngören, Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
Ordu Yargı El Ele”
Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 
PSK Bulten © 2010