“Korku imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Kemal Burkay
Bazıları ergenekon soruşturması nedeniyle
ortaya çıkan durumu “korku imparatorluğu” olarak
niteliyorlar.
Hayır, Ergenekon’un, JİTEM’in yaptıkları
ve yapmak istedikleri nedeniyle değil. Yani geçmişteki
nice suikastler, 18 bin “faili meçhul” cinayet, yargısız
infazlar, öldürülüp yol kenarlarına, kuyulara atılan,
toprağa gömülen, yakılan insanların öyküleri,
kemikleri... Adlarına tören düzenlemek, kamuoyunu kışkırtmak,
darbe ortamı hazırlamak için öldürülen gazeteciler,
bilim adamları... Sağda solda patlatılan bombalarla
pek çok masum insanın ölümüne yol açan eylemler (Şemdinli,
Diyarbakır Koşuyolu, Güngören, Ulus Çarşısı’nın
bombalanması vb.), danıştay baskını,
darbe hazırlıkları, evlerde ve toprak altında
ele geçen cephanelikler, karargah evleri, suikast hazırlıkları,
krokiler vb...
Bunlar gerçekten de, değme korku filminden beter korkulacak
şeyler. Derin devlet ve onun Kontrgerilla örgütü, yeni
dönemdeki adıyla Ergenekon, geçmişten bu yana yaptıkları
ve son dönemde yapmayı düşündükleriyle tam bir korku
imparatorluğu.
Ama baylarımızı korkutan bu durum değil.
Bütün bunlar ne onları rahatsız ediyor, ne de korkutuyor.
Onları tedirgin eden, korkutan, bütün bunların ortaya
çıkması ve bu yüzden birçok kişinin yakayı
ele vermesi... Bu kişilerin telefonlarının
dinlenmiş olması... Evlerinin basılması;
günlüklerin, belgelerin, evlerdeki veya toprak altındaki
silahların ortaya çıkması... Bu kişilerin
ve bunlara destek olanların gözaltına alınması...
Bazılarının tutuklanması...
Yani bu, kendilerinin veya dostlarının yakalanma
korkusudur. Nice umutlar bağlanan darbenin boşa
çıkmış olmasının düşkırıklığıdır.
Bu yüzden Atatürkçülük üstüne, çağdaşlık üstüne
ağıtlar yakıyorlar ki deme gitsin!
Onların “korku imparatorluğu” dediği işte
bu. Üstelik bunu dile getirenler arasında benim bazı
eski dostlarım, TİP’te bir dönem birlikte sosyalizm
ve demokrasi için mücadele ettiğimiz, kurucularından
olduğum Çağdaş Hukukçular Derneği’nin
adayı olarak İstanbul Barosu Başkanlığı
da yapan değerli hukukçu Turgut Kazan gibileri de yok
mu?!.
Meğer yıllar içinde, yani biz görmeyeli bu ülke
ve bu insanlar nasıl da değişmiş! Dün
TİP’li solcuları katledenlerle dünkü TİP’li
bazı solcular nasıl da bir araya gelmişler!..
Dün Kontrgerilla’nın Ziverbey Köşkü’nde işkence
görenler ile onlara işkence edenler bugün nasıl
da yan yana, ele ele, omuz omuzalar!..
Bir şeyin kendi zıddına dönüşmesi dedikleri
tam da bu işte. Diyalektiğin ustası Marks,
sen yine de haklı çıktın!
* * *
Ergenekon soruşturması başladıktan bu
yana çok ilginç şeyler olmakta ve bunlardan biri işte
yukardaki türden.
Bazıları bu soruşturmadan korkmakta gerçekten
haklılar. Eli suça batanlar, düne kadar “Bin tane kellem
var!” diye açık açık TV kameraları önünde övünenler...
“Riskini de göze alarak binlerce operasyon yaptık!” diyenler...
Yeni operasyonların, komploların, cinayetlerin,
yeni darbelerin peşinde olup yakayı ele verenler...
Onların medyadaki, yargıdaki, üniversitedeki, iş
dünyası ve siyasetteki suç ortakları... Bunlar düne
kadar kendilerini pek güçlü ve dokunulmaz sayıyorlardı.
Ama gün geldi, devran döndü ve şimdi bir bölümü kendilerini
ansızın soruşturmalarda, göz altında ve
demir parmaklıklar ardında buldular...
Bunu havsalaları almıyor. Düne kadar astığı
astık, kestiği kestik olan, devlet gücünü arkalarında
bilen, hatta kendilerini devlet sayan bu adamlar şimdi
çok şaşkınlar. Saçları kesilen Samson
gibi kendilerini pek zayıf hisseder, cümbür cemaat hastaneye
düşer oldular. Tansiyonu çıkan, kalbi tekleyen,
merdivenlerden düşen... Hepsi klinik vaka!
Bu adamların, bunların yakınlarının
ve dostlarının korkmaları doğal. Bu soruşturma
onlar için ürkütücü...
Dışarda olup hâlâ yakayı ele vermemiş
olanların telaşı da şaşırtıcı
değil. Her gün şurda burda yol kenarlarına,
apartman boşluklarına, tenhalara bırakılan
bomba ve mermi dolu torbalar neyi anlatıyor? Ya Çiller
Hatun’un önce telaşla Amerika’ya kaçıp bir süre
oralarda oyalanması, döndükten sonra da yüzlerce klasörlük
arşivini bir çukurda yaktırıp gömme çabası...
Ya bir başka kaçağın, Dalan’ın toprağında
bulunan cephanelikler?..
Evet, bu adamların korkması son derece doğal;
onlar suçlarını biliyorlar. Ahtapota kol kanat geren
Demirel’le Baykal da ne yaptıklarını biliyorlar,
gösterdikleri telaşta haklılar. Ergenekon yıllar
yılı onların koruyucu kanatları altında
icrai faaliyette bulundu.
İyi ama, sevgili dostum Kazan, seni korkutan ne? Bu
şebekeden olmadıktan, eli suça bulaşmadıktan
sonra insan neden korksun? İçerde ve dışarda
uygun koşullar oluştu da yargı -belki de bu
ülkenin tarihinde ilk kez- sola, Kürtlere, Alevilere, aydınlara
karşı yıllar yılı suç işleyen
bu pervasız şebekeye karşı harekete geçti.
Buna sevinmek ki, üzülmek mi gerekir?
Belki bir hukuk adamı olarak çok hassassın, hukukun
bunlara bile uygulanmasını istersin... Elbet, ben
de aynı şeyi istiyorum.
Ama bu bakımdan yapılanları “korku imparatorluğu”
diye nitelemek için ne oldu ki? Bu insanlara, yıllar
yılı bize, ülkenin solcularına, Kürt yurtseverlerine,
sistem muhalifi aydınlara, emekçilere, garibanlara yapıldığı
gibi, kötü bir davranış mı söz konusu, sorguları
işkence altında mı yapılmakta?..
Aksine, polisin davranışı bunlara karşı
oldukça nazik. Çünkü bu suçlular çok da güçlüler, kalantorlar...
Suç ve ceza gibi, işkence de bizim gibilere göre. İşkence,
kötü muamele halktan insanlar için...
Sen de bu adamlar için adalet isteyen koroya katılmışsın,
bu yolda hukukçuluğunu ve hitabet sanatını
konuşturuyorsun...
Evde arama, göz altına alma doğal değil mi?
Mahkeme suçlu görünce tutuklanmaları çok mu şaşırtıcı?
Bunda adalete aykırı ne var?..
Bu adamlar, ülkeyi cehenneme çevirebilecek bir eylem hazırlığından,
darbe girişiminden yargılanıyorlar. Geçmişte
bunu başaranlar ülkeyi cehenneme çevirmediler mi? Ben
de sen de, elimiz silaha ve şiddete bulaşmadığı
halde onların zindanlarından geçmedik mi? Yüzlerce
insan darbecilerin işkencelerinde, ya da güdümlü askeri
mahkemelerin ardından ipte can vermediler mi?
Sen ki Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi davalarında
müdahil avukatısın. Bu iki seçkin gazeteci ve aydının
da Kontrgerilla eylemlerinin kurbanı olduğunun farkında
değil misin? Bu eylemlerin perde gerisinin daha da aydınlanması
iyi olmaz mı?
Bu ülkede korkunun son bulması için, en başta,
devlet ve toplum içinde dal budak salmış bu türden
suç şebekelerinin temizlenmesi gerekmiyor mu?
Değerli dostum Kazan, senin onlar hesabına korku
duymana şaşıyor ve üzülüyorum. Yoksa sen de
bu ülkenin solunda pek çok örgütün ve kişinin geçmişten
beri bir türlü kurtulamadığı şu ünlü hastalığa
mı yakalandın? Kemalizmi sol sayma, kendinden sayma
hastalığına?..
Bugün eski solcuların pek çoğu, İslamcı
AKP bu soruşturmayı desteklediği için ondan
kuşku duyuyor ve darbeci Kemalistlerin yanında yer
alıyorlar... Peki, bizzat darbenin hedefi olan AKP’nin
başka türlü davranması beklenebilir mi? Hem, AKP
de yapsa, bu iyi bir şey değil mi?
Dün, Erbakan Susurluk’un üstüne gitmedi, fasa-fiso dedi diye
ona ne kadar çullandık; AKP Ergenekon’un üstüne gidince
neden telaşlanıyoruz?
Yoksa sen de, aklını peynir ekmekle yemiş,
hâlâ 20-30 yıl geride, tünelin öbür ucunda kalan kimi
ezberci, şabloncu solcular gibi, darbeci generallerin
“anti-emperyalist” cazibesine mi kapıldın?
Bu, Türkiye’nin solcuları için acınacak bir durumdur
ve onlar bu duruma ne yazık ki ilk kez düşmüyorlar.
Bu “Kadrocu” hastalığı pek eskidir. Onlara
göre Mustafa Suphi ve yoldaşlarını yurda bile
sokmayıp Karadeniz’de boğduran Mustafa Kemal ve
ekibi de çok iyi anti emperyalistlerdi!
Yazarın önceki yazılarından:
Hizbullah-PKK,
Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon
Güngören
bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon
davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar...
Obama’nın
ziyareti derde derman oldu mu?
29
Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül
Kürdistan deyince...
Kar,
bahar ve Newroz üzerine…
DTP
sorumluları bu işlere ne der?
Bir
hastane yazısı
Yerel
Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un
kısa bir tarihçesi
İşte
buna şaşıyorum!
Ergenekon
üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar
yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının
da düşmanı
Din-siyaset
ilişkileri
Ergenekon
ve 33 asker
Din
üzerine bir sohbet
Takke
düştü, kel göründü
Türkiye
sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele
de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon
ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza
mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar,
cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon
ve Dağlıca
”Bilgi
Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın
Hoca’nın genellemeleri…
Bu
nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt
sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı
Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP
değişimin partisi değil
Eski
film yeniden gösterimde mi?
Kedinin
boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi
batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım
tepki göstermek istemiyor
Sadun
Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan
Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban
ve laiklik üzerine
Ergenekon
ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma
son verirken…
Hrant
Dink’i anarken
AKP
sistemle kaynaşırken..
Sekiz
asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih,
akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil
Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin
temsil sorunu
Sabah’taki
söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen
taktikler
DTP’ye
yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan
görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm
Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil
kim?.
PKK’nın
silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla
nereye?..
Nasıl
bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye
Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl
bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir
genel af ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin
temel yanlışı ne?
Yedi
kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın
tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk
dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi
Kürtlere yapılan saldırı
Türk
Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde
Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22
Temmuz Seçimleri üzerine
Orman
yangınları kimin işi?
Dink
Davası ve Sivas
Bir
mum yakmaya devam…
Kuzeyde
bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe
ayağa düştü
Darbe
planı işlemekte
Barzani
“PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet
gerçekleri halka anlatmalı
Sayın
Sezer, nereden nereye!
Son
terör eylemlerinin ardında kimlerin eli var?
Sistem
ne laik ne demokrat
“Dil
Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk
Tarih Tezi” komedisi
Paşalar
Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt
Dili nasıl kurtulur?
Türk
medyası ya da Yalancı Çoban
General,
istifa et!
Heyy,
orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam
sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim
olursa olsun!
“Bu
ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman,
301’i değiştirmeyin!
Yanlışta
direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın
oyları” ve çıkar yol
Türkiye
batağa nasıl saplandı..
Kerkük
Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek
katil kim?
Ankara
Konferansı üzerine
AB’ye
sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı
mı, blöf mü?
Saddam
cezasını buldu
Çıkara
dayalı yanlış hesaplar
AB’nin
son kararı üzerine
Baker
Raporu ölü mü doğdu?
PKK
neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik
ve Irak’ta çözüm
Bir
kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime
direnen Türkiye
Sel,
yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan,
zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir
şarkı, bir şiir
Fransız
Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En
büyük devletsiz ulus..
Oyunu
gerçek sanmak-2
Oyunu
gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar
kirli savaşı sorgulamalı
Linç
salgını yayılırken…
Lübnan’dan
uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar
Savaşı mı?
Türkiye’nin
Kerkük Sorunu!
Halkı
yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı
bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde
ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun
yıkımına kim ağlar?
Terör
ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık
mı, sanık mı?.
Şemdin’in
yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı
türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı
olmasın?..
Çetelerle
mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi
esir alan ahtapot...
Sular
ısınırken...
”Sanki
herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu
bir darbe değil mi?
Terör
ne, terörizm ne?
TBMM
Başkanı Arınç’ın kunuşması ve
demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki
askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin
Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş
terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı,
tutku ve akıl...
Derin
devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç
ve Ceza
Yine
bir şeyler dönüyor…
Sistem
çürümüş, dökülüyor
Irak’ta
iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey
olanlar..
ŞOVENİZMİN
ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At
izi it izine karışırken..
HAMAS
ve PKK…
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|