Güney’den Mart izlenimleri
Mesud Tek
Güney’de isem ve de mart ayında isek, 3 etkinliğe
mutlaka katılırım.
Bunlardan ilki 1 Mart’ta Mela Mustafa Barzani’nin mezarı
başında yapılan anma toplantısıdır.
Bu yılki anma toplantısına da, “protokol”
saflarında değil, sabahın erken saatlerinde
halkın arasında yer alarak katıldım.
Halepçe katliamına ilişkin olarak yapılan
anma toplantısını da, arkadaşlarımla
birlikte etkinliğin yapıldığı stadyumun
sıralarında izledik.
Bu tür etkinlikleri “protokol” sıralarında da değil
de, “fakirlerin” arasında izlemenin fazladan bir artısı
var.
Yapılan resmi konuşmaların yanı sıra,
halkın ne dediğini ve yapılan konuşmaya
tepkisini ilk elden öğrenme olanağına kavuşuyorsunuz.
Mesud Barzani’nin, Kürdistan Demokrat Partisi’nin 2010 yılı
sonunda gerçekleştirdiği Kongre’nin açılış
konuşmasında bahsettiği “Kürt devleti” konusu,
Mela Mustafa Barzani’nin mezarı başında yapılan
anma toplantısına da damgasını vurdu.
Mezarın başında, resmi konuşmanın
yapılacağı saati beklerken, hemen hepsi Barzan
Bölgesi’nden olan halkın sohbet konusu da “Kürt devleti”
idi.
“Kürt devleti” konusu, anma toplantısını başlatan
“açılış” konuşmasının tek konusuydu.
Açılışa katılanların da çok önemli
bir bölümü Barzan Bölgesi’ndendiler. Çünkü diğer bölgelerden
gelen katılımcılar henüz mezarlığa
ulaşmamışlardı.
Bir diğer dikkat çekici nokta ise, siyahlar giyinmiş
kadınların sayısının, geçen yıllara
oranla bir hayli az olmasıydı.
Anma toplantısına katılan gençlerin sayısında
da gözle görülür bir artış vardı. Gençler Kürt
devletine vurgu yapan konuşmayı coşkuyla alkışladılar,
sık sık bu doğrultuda slogan attılar.
Benzeri farklılıklar Halepçe Katliamını
anma toplantısında da göze çarpıyordu.
Süleymaniye’de yapılan gösteri ve Halepçe’de yapılan
gösteride bir polisin hayatını kaybetmesi, anma
toplantısında gerginlikler yaşayacağı
ve katılımın az olacağı endişesini
yaratmıştı.
Oysa Anma toplantısına halkın gösterdiği
ilgi beklenenin üstündeydi.
Bunun yanı sıra siyahlar giyinmiş kadınların
sayısında önemli bir düşüş vardı.
Halk, özellikle Kürdistan Bölgesi Başbakanı Berhem
Salih’in konuşmasını dikkatle ve olumsuz tepki
vermeden dinledi.
Başbakan’ın konuşmasında hamaset yoktu,
yaptıklarının propagandası yoktu. Konuşmada,
bölgenin ihtiyaçları ve bu ihtiyaçları karşılamak
amacıyla yapılacaklar vardı; huzur ve güvenin
hizmetlerin eksiksiz yerine getirilmesindeki rolüne vurgu
yapılmıştı; gösterilerde dile getirilen
taleplerin meşru olduğu belirtiliyordu ama taleplerin
barışçıl yollardan, şiddete başvurmadan
dile getirilmesi isteniyordu.
Geçmiş yıllarda, özellikle Hewlêr ve Süleymaniye
merkezli iki Kürd hükümetinin bulunduğu dönemde, Halepçe
Katliamı KDP ve YNK yönetiminde yapılan farklı
etkinliklerle anılırdı.
2000 yılından itibaren, özellikle iki hükümetin
birliğinin sağlanmasından sonra anma etkinlikleri
Halepçe’de ve tüm siyasi tarafların katılımıyla
yapılıyordu.
Bu yıl öyle olmadı.
Süleymaniye’de gösteri yapan siyasi taraflar Halepçe’yi gösteri
alanında yaptıkları etkinlikle andılar.
Böylece uzun sayılabilecek bir dönemden sonra ilk kez
Halepçe Katliamı farklı siyasi kesimler tarafından
düzenlenen iki etkinlikle anıldı.
Ki, kuşkusuz bu olumsuz bir durumu işaret etmektedir.
Söz Süleymaniye’deki gösterilerden açılmışken,
ben de bu gösterilerden birine katıldım.
Zaten yolunuz herhangi bir nedenle gösterilerini yapıldığı
yere düşmüş veya yakınında geçiyorsa,
isteseniz de istemeseniz de göstericilerin arasına katılmak
zorundasınız. Göstericilerin “Derkê Azadî” dedikleri
yer, BAAS döneminde hükümet konağı, iki hükümetli
dönemde Süleymaniye Merkezli Hükümet’in İçişleri
Bakanlığı binası ve halk arasında
“Derkê Sera” diye biliniyor.
Ve Derkê Sera’nın çevresi Süleymaniye’ye her gelişimde
uğradığım kitapçılarla dolu.
Süleymaniye’deki gösteriler ve gösteriye ilişkin gelişmelerle
dile getirilen talepler, yeterli olmasa da Kürt sitelerinde
önemli bir yer tutuyor.
Gösterilerin başladığı andan itibaren
Kürd medyasının, özellikle de Güney’deki medyanın
nalıncı keseri gibi kendine yontma tavrı araştırmayı
hak eden bir konu, ama bu yazının konusu değil.
Bununla birlikte gelinen noktada durumun eskiye nazaran iyi
bir noktada olduğunu söylemek mümkün.
Gösteriler devam ediyor ama göstericiler ile parlamento ve
hükümet arasındaki görüşmeler de…
Soruna çözüm bulmak amacıyla siyasi partiler özellikle
GORAN, YNK ve PDK arasında başlayan görüşmeler
de sürüyor.
Gösterilerde başlangıçta olduğu gibi şiddet
eylemleri yaşanmıyor.
Güney’in değişik kent ve kasabalarından gelerek
eylemcileri ziyaret eden, değişik toplumsal ve mesleki
guruplara ait kişiler eyleme ve taleplerine destek veren
konuşmalar yapıyorlar.
Eylemlerde şiirler, dayanışma masajları
okunuyor, talepleri ifade eden konuşmalar yapılıyor.
Değim yerindeyse yerin yerinden oynadığı,
gösteri ve mitinglerde uygulanan devlet terörü sonucu yüzlerce
kişinin hayatını yitirdiği bir dönemde
ve coğrafyada, Güneyli Kürtler barışçıl
eylem konusunda örnek gösterilecek bir tavır geliştirmeye
çalışıyorlar.
Hiç kuşku yok ki bu noktaya gelmede Kürdistan Bölge
Başkanı’nın, Bölge Hükümeti ve Parlamentosu
ile siyasi partilerin, eylemleri ve dile getirilen talepleri
meşru görmesi, güvenlik güçlerinin göstericilere şiddet
uygulamaması önemli bir rol oynamıştır.
Halk, göstericilerin eylem alanı “Derkê Sera”yı
“Derkê Azadî” diye nitelemelerine ilişkin olarak, “gerçekten
doğru bir adlandırma” diyorlar.
Ve 9 Ekim 1956 tarihinde hayatını sürgünde kaybeden
Kürdistan Meliki Şeyh Mahmut’un cenazesinin Süleymaniye’ye
getirilmesinin önüne engeller çıkartılmasını,
“Derkê Sera” önünde toplanarak protesto eden halka güvenlik
güçlerinin ateş açtığını ve birçok
kişiyi öldürdüğünü hatırlatıyorlar.
Güney’de, bu Mart ayında göze çarpan bir başka
fark da Kürt Baharı kutlamalarında yaşandı.
5 Mart 1991 yılında Ranye’de başlayan “Kürt
Baharı”, 20 Mart günü Kerkük’ün BAAS rejiminden kurtarılmasıyla
doruğa ulaşmıştı.
1991 yılından başlamak üzere her yıl,
kent ve kasabaların BAAS diktatörlüğünden kurtarıldığı
günde etkinlikler düzenlenir ve genel olarak bu etkinliklerde
o kentte güçlü olan rengi ağır basar.
Bu yıl eskisi gibi olmadı.
Özellikle Hewlêr, Zaxo gibi kentlerde gerçekleştirilen
etkinliklerde PDK ve YNK sembolleri yan yana idi.
Hewlêr’de valiliğin düzenlediği Newroz etkinliğinde
ise bir ilk yaşandı.
Bu etkinliği de protokol sıralarında değil,
“fakirlerin” arasında izledim.
Etkinlik kelimenin tam anlamıyla bir festival havasında
geçti.
“Siyasi” yanı hemen yok gibiydi.
Ala Rengin dışında, hiçbir partinin bayrağı
asılmamıştı.
Ulusal giysilerini giyerek etkinliğe katılanların
sayısı (özellikle de bayanlarınki) bir hayli
fazlaydı.
Eşi ve çocuğuyla katılanlar, el ele tutuşan
sevgililer, kısacası on binlerce kişi kutlamanın
yapıldığı “Şaneder Parkı”nı
bayram yerine çevirmişlerdi.
Bölge dışından gelerek Newroz etkinliğine
katılan Arap aileler ile İran’dan gelen Kürd ve
Farsların sayısı da azımsanmayacak kadar
çoktu.
Katıldığım son etkinlik ise Şehitler
Günü idi.
İran Kürdistan’ı Demokrat Partisi (İKDP),
Peşawa Qazi Mehemmed ve arkadaşlarının
asıldığı 30 Martı “Şehitler
Günü” olarak ilan etmişti.
Partim de aldığı bir kararla aynı tarihi
“Şehitler Günü” olarak kabul etti.
O tarihten buyana yerine ve zamanına uygun eylemler
düzenleyerek Kürdistan şehitlerini anıyoruz.
Bu yıl da İKDP merkez üslerinin bulunduğu
Koye kentinde, KDP yöneticileri, peşmerge ve kadroları
ile şehit aileleriyle birlikte Peşawa Qazi ve tüm
Kürdistan şehitlerini andık.
Anma toplantısında ünlü bir şairimizin dediği
gibi “onlar için ağlamadık, yas tutmadık, çünkü
biliyorduk ki onlar ölmediler, kalbimizde yaşıyorlar.”
Ama şehit Qasımlo’nun “Şehitlere verilecek
en iyi hediye mücadelelerini devam ettirmektir” nasihatine
uyduk, onurla taşıdıkları bayrağı
yerde bırakmamaya bir kez daha topluca yemin ettik.
Yazarın önceki yazılarından:
Ne yapmamalı?
Çifte
standart
Bir
Kez Daha Kürdistanlı Partiler Konferansına Dair
Bir Kez Daha Kaderini Tayin Hakkı Üzerine
Bu
kadar kolay mı?
Sıkıcı
olsa da…
Söylenecek
Bir Şey Kaldı Mı?
Cesaret
Başbakan
İnsanlık Suçu İşliyor
Bir
kez daha..
Olur,
olur...
En
Erken Ölüm..
Referandum
Sonuçlarına Dair..
Evet,
Ama Yetmez
Bir
Konferans ve düşündürdükleri
Sivil
Toplum Kuruluşları Herkese Lazım
Eli
taşın altına koyma zamanı
“Demokratik
Özerklik”, Kaderini Tayin Hakkı ve samimiyet
Korkulanın
Başa Gelmemesi İçin
Renk,
renk
Samimiyet
Sınavı -3
Alınacak
Dersler Ve Bir Düzeltme
Anayasa
Cengleri-2
Allahın
Bildiğini Kuldan Saklamak
Mükemmelcilik
Yanlışta
Israr-2
Kemalist
Kanala Su Akıtmak..
Şehitler
Günü-2
Anayasa
Cengleri
Halepçe’de
Newroz
Ahmet
Altan’a Açık Mektup
Değişim..
“Taş
Atan Çocuklar” ve Demagoji
Tarafları
Bulunduğumuz Yere Çağırmak Doğru Değil..
Bir
Kez Daha Atı Arabanın Önüne Koymak Üzerine
“Herkesi
Kör Alemi Sersem Sananlar”
Ağca,
Samast, Darbe ve Açılım
Zamanı
Değil Mi?
Bir
Kez Daha “Türkiye Partisi” Ya Da “Çatı Parti” Üzerine
“Allah
Barzani ve Talabani’den Razı Olsun”
Eğer
Muhatap Çok Gerekliyse..
Taraf’tan
Yana Taraf Olmanın Zamanı
Açılım
devam etmeli
Demek
ki Neymiş!..
Her
İkisi De Doğru Söylüyor
Açık Mektup
Sayın
Erdoğan Devamını da Getirin
Zorlu
Ama Önemli Bir Başlangıç
Kurd
û Proseyê Aşitî Li Tirkiyê
6.
Kürdistan Hükümeti
“Ortadoğu’da
Allah’ın Dediği Olur”
Ez
jî Çûme Hecê
Kendi
Liderlerimizden Öğrenmek..
Bir
kez daha “Keşke” Dememek İçin
“Türk
Sorunu” mu?
1
Eylül ve Süreç
“Ölüm
ile Korkutup Sıtmaya Razı Etmek”
Xala
Hertimî Ya Rojeva me Ya Siyasî
İyimserlik
ve Olmazsa Olmazlar...
Seçim
Sonrası Sınavı
Güney
Seçimleri Ve Tavrımız
Halwesta
me
Demokrasi,
Dipçik ve Cop
Yetersiz
ama önemli..
“Peygamber
Ocağı” Böyle İse Eğer..
Olmazsa
olmazlar!..
Erdoğan Samimi İse Eğer..
Eğitim,
ama nasıl?
Gözden
Kaçırılmaması Gerekenler..
Türk
Devleti PKK İle De Görüşmelidir!..
Türkiye
Bir Kez Daha Yol Ayrımında..
Musul’da
Neler Oluyor?
“Türkiyelileşme"
Mi, Kürdistanileşme Mi?
Obama’nın
Ziyareti ve Derinlerin Çiçeği’ne Dair..
Şehidler
Günü
Soğukkanlı
Olmanın Zamanı
29
Mart Sonrasına Dair
“Ya
Hezar ya Hiç”
Mart
Ayı ve Dersleri
Can
Kurban Bu Provokasyona
Kim
Korkar Diyalogdan?
Onur..
“Bu
da böyle biline”
Yêzidiler,
Güven ve Vefa
“Kürdistanlı
Partiler Konferansı”
Bilim
İnsanı Siyaset İlişkisi Ya Da Atı
Arabanın Önüne Bağlamak
Eğri
Oturup Doğru konuşursak..
Darısı
Diyarbekir’in Başına!..
Tilkinin
Şahidi; Türk toplumu Ne zaman Isyan Edecek?
“Vatan”
ve teferruat!..
Tekrarın
getireceği sıkıcılığı da
göze alarak..
Velev
ki dedirtmesin!..
İtiraf..
Terk
Etmesi Gerekenler..
Arap
Şovenizmi ve Tersyüz Edilen Gerçekler
Başbakan’ın
Yeri ve Sakızı
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|