Aptallık insana özgüdür
Kemal Burkay
Hayvanlar doğaya uygun yaşarlar. Doğa onları
içgüdülerle donatmıştır. Bu nedenle de kolay
hata yapmazlar. Beslenme, barınma, korunma, üreme sorunlarını
bu içgüdülerin yardımıyla çözerler.
Bazısının güclü pençesi vardır, bazısının
uzun bacakları, hızlı koşarlar. Bazısının
gözleri, kulakları çok hassastır, avını
da düşmanını da uzaktan sezer. Bazısı
küçüktür, güçsüzdür ama, doğanın verdiği yetiler
sayesinde gerektiğinde gizlenmeyi, korunmayı başarır.
Bunca türün doğada milyonlarca yıldan beri varlığını
sürdürebilmesi bundandır.
Hayvanlar aptallık nedir bilmezler, böyle şeyleri
onlara yakıştıran biz insanlarız. Çünkü
”eşek bile çamura bir kez girer…” Ama çamura girdiği
halde bundan bir türlü ders almayan, tekrar tekrar giren insan
çoktur.
Aptallık insana özgüdür.
Siz hiç yalan söyleyen hayvan gördünüz mü? Onlar yalan söylemesini
bilmezler. Yalan söylemek aklı olan insana özgüdür...
Yüzyıllar boyu insanların inandığı,
iman ettiği yalanlar vardır. Bu tür bir koşullanma
insana özgüdür. Söz konusu yalan dünyasında yaşamak
bazen onları mutlu eder. Gerçekler dünyasının
acılarını sıkıntılarını
böylece aşabileceklerini sanırlar. Bu yalanları
ortaya koyarsanız kızarlar, pek öfkelenirler, saldırganlaşırlar.
Gariban hayvanların bilinci yoktur ki karartılsın;
kimse onların beynini yıkayamaz… Hayvan doğanın
gerçeği içinde yaşar ve ona uygun yaşar.
Hayvanlar masal söylemesini bilmezler. Masal uydurmak insana
özgürdür. Masal kahramanlarının çoğu hayvanlardır,
ama onların bundan haberi yoktur. Bir bölümü dünyamızda
var olmayan yaratıklardır, düşlerimizin ürünüdür:
devler, cinler, periler, şeytanlar… Ama onların
varlığına inanırız.
Biz insanlar uydurduğumuz masallara inanırız
ve inanmayanlara pek kızarız. İnanmayanlar
düşlerimizin pembe dünyasını bozan kötülerdir…
Buna karşılık bazen de var olanı, gözlerimizin
önündekini görmezden geliriz, yoktur deriz ve diye diye kendi
dediğimize inanırız.
Gerçeklere gözlerini kapamak, bile bile gerçeği gizlemek,
kendisini ve başkasını yalanla avutmak ve aldatmak
insana özgüdür.
Hayvanlar böyle şeyler bilmezler.
Hayvanların tabuları yoktur. Doğada belli
şeyleri, güneşi-ayı, fırtınayı,
yer sarsıntısını, ya da kendi aralarında
birilerini kutsallaştırmayı, onlara tapınmayı
bilmezler. Tabu yaratan insanlardır. Bazen bir dana putu
yapıp önünde secdeye gelmek, bazen kendilerinden birini
putlaştırıp çevresinde dönmek, ardından
koşturmak insana özgüdür.
Hayvanlar doğada beslenmek, barınmak, korunmak
için bazen dövüşürler. Bazen yavrularını, bazen
hayat alanlarını korumak için, dişileri veya
erkekleri için dövüşürler. Doğa ”vahşi”dir.
Ama onların vahşeti, ”akıllı ve uygar”
insanın vahşeti yanında hiçtir.
Dövüşmek için bazı hayvanların güçlü pençeleri,
yırtıcı dişleri vardır. Bazıları
güçlü tekme atarlar, bazısı boynuzlarını
kullanır. Küçüklerin, zayıfların bazen çok
etkili zehri vardır. O da yoksa hassas gözleri, kulakları
ya da iyi koku alan burunları sayesinde tehlikeyi önceden
fark eder, kaçar, gizlenirler.
Hayvanlar silah yapmasını bilmezler. Ama insanoğlu
kendine özgü akıl sayesinde, gücüne, pençesine ve bacaklarına
ek olarak silah da yapar. Taştan, ağaçtan, demirden
ve türlü türlü nesnelerden silahlar yapar, tuzaklar kurar.
İnsanoğlu bu silahları zaman içinde kendi aklına
bile durgunluk verecek biçimde geliştirdi, kendisini
ve dünyamızdaki tüm hayatı toptan yok edebilecek
korkunç silahlar yaptı…
Hayvanlar çoğu zaman karınlarını doyurmak
için, bazen kendilerini savunmak için öldürdüler. Ama hiçbiri
savaşı bir tutku, bir hırs haline getirmedi,
sistemleştirmedi. Ve hiçbiri kendi cinsini kitleler halinde
yok etmeye varan, izahı zor bir aptallığa dönüştürmedi.
Bunu yapan yalnızca insandır. O, karın doyurmanın,
barınmanın, korunmanın ötesinde gerekli gereksiz
öldürdü, savaşı bir sistem haline dönüştürdü.
Canlılar içinde soykırım yapan bir tek insandır!
İnsan vahşetinin sınırı yoktur.
Kırda, ormanda gezindiğiniz zaman yırtıcı
olan ve olmayan türlü türlü hayvanla karşılaşabilirsiniz.
Her birinin kendine özgü biçimi, rengi, sesi vardır.
Doğanın bir zenginliğidir bu. Hiçbir hayvan,
biçimi, sesinin tonu-tınısı kendisine benzemediği
için diğerine öfke duymaz, saldırmaz. Değişik
türden kuşlar dallarda yan yana, neşe içinde ötüşürler.
Keçilerin melemeleri, sığır bögürmelerine karışır.
Ama başkasının biçimine, rengine, sesine katlanamayan,
bundan dolayı huysuzlaşan, saldırganlaşan,
hatta savaşlar çıkarıp kırımlar yapan
insandır. Birbirinin dilini türküsünü yasaklayan insandır…
Karnı doyduğu halde gözü doymayan; barınmak
için bir odayla, evle, köşkle, sarayla yetinmeyen; tüm
dünyaya egemen olmaya kalkışan; her şeye sahip,
herkese egemen olmak isteyen insandır…
İnsan kendisini soğuktan koruyacak bir kalın
ve tüylü derisi, postu olmayan bir hayvandır. İşte
bu nedenle hayvan postlarına el koyar ve suni postlar
–giyecek- üretir. Bu konuda da gözü doymazdır; fırsat
bulsa evini, dolaplarını onlarla doldurup taşırır…
Yalnızca soğuk veya sıcaktan korunmak için
değil, çoğu süs için, gösteriş için…
Hayvanların böyle garip huyları, hırsları,
tutkuları yoktur. Tüm bunlar aklı olan tek hayvana,
insana özgüdür.
Bu garip yetenek, yani akıl sayesindedir ki insanoğlu
şu güzelim dünyayı, yani cennetin kendisini bozmuş,
kirletmiş, cehenneme çevirmiş ve kendisine başka
cennetler aramaktadır…
Dostlarım, sahibini dünyanın tek aptalı, budalası,
yalancısı, doğanın en vahşisi ve
zararlısı yapan bu ”akıl” nasıl bir şey?..
Böyle bir ”aklın” yararını söyler misiniz?
Yazarın önceki yazılarından:
Alevi
sorununu çözmeye Munzur’dan başlayın!
Abdülmelik
Fırat’ın ardından
Aldatanlar
ve aldananlar...
Sisteme
kurban edilenler...
Ayıp
diye bir şey vardır, Bay Akyol!
Şu
bölme, bölünme hikâyesi...
Dema
Nu ile söyleşi
Ne
yazmalı?
Bu
nasıl devlet, bu nasıl yargı?!
Statüko
ile değişim arasında
Ahmet
Altan sapla samanı karıştırıyor
Kelepir fiyatına çözüm!
Barış
ve çözüm ortamı var mı?
Mardin
olayı üzerine
Nesimi,
Mahzuni, İhsani…
“Korku
imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Hizbullah-PKK,
Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon
Güngören
bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon
davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar...
Obama’nın
ziyareti derde derman oldu mu?
29
Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül
Kürdistan deyince...
Kar,
bahar ve Newroz üzerine…
DTP
sorumluları bu işlere ne der?
Bir
hastane yazısı
Yerel
Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un
kısa bir tarihçesi
İşte
buna şaşıyorum!
Ergenekon
üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar
yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının
da düşmanı
Din-siyaset
ilişkileri
Ergenekon
ve 33 asker
Din
üzerine bir sohbet
Takke
düştü, kel göründü
Türkiye
sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele
de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon
ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza
mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar,
cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon
ve Dağlıca
”Bilgi
Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın
Hoca’nın genellemeleri…
Bu
nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt
sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı
Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP
değişimin partisi değil
Eski
film yeniden gösterimde mi?
Kedinin
boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi
batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım
tepki göstermek istemiyor
Sadun
Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan
Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban
ve laiklik üzerine
Ergenekon
ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma
son verirken…
Hrant
Dink’i anarken
AKP
sistemle kaynaşırken..
Sekiz
asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih,
akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil
Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin
temsil sorunu
Sabah’taki
söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen
taktikler
DTP’ye
yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan
görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm
Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil
kim?.
PKK’nın
silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla
nereye?..
Nasıl
bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye
Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl
bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir
genel af ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin
temel yanlışı ne?
Yedi
kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın
tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk
dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi
Kürtlere yapılan saldırı
Türk
Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde
Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22
Temmuz Seçimleri üzerine
Orman
yangınları kimin işi?
Dink
Davası ve Sivas
Bir
mum yakmaya devam…
Kuzeyde
bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe
ayağa düştü
Darbe
planı işlemekte
Barzani
“PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet
gerçekleri halka anlatmalı
Sayın
Sezer, nereden nereye!
Son
terör eylemlerinin ardında kimlerin eli var?
Sistem
ne laik ne demokrat
“Dil
Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk
Tarih Tezi” komedisi
Paşalar
Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt
Dili nasıl kurtulur?
Türk
medyası ya da Yalancı Çoban
General,
istifa et!
Heyy,
orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam
sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim
olursa olsun!
“Bu
ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman,
301’i değiştirmeyin!
Yanlışta
direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın
oyları” ve çıkar yol
Türkiye
batağa nasıl saplandı..
Kerkük
Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek
katil kim?
Ankara
Konferansı üzerine
AB’ye
sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı
mı, blöf mü?
Saddam
cezasını buldu
Çıkara
dayalı yanlış hesaplar
AB’nin
son kararı üzerine
Baker
Raporu ölü mü doğdu?
PKK
neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik
ve Irak’ta çözüm
Bir
kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime
direnen Türkiye
Sel,
yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan,
zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir
şarkı, bir şiir
Fransız
Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En
büyük devletsiz ulus..
Oyunu
gerçek sanmak-2
Oyunu
gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar
kirli savaşı sorgulamalı
Linç
salgını yayılırken…
Lübnan’dan
uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar
Savaşı mı?
Türkiye’nin
Kerkük Sorunu!
Halkı
yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı
bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde
ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun
yıkımına kim ağlar?
Terör
ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık
mı, sanık mı?.
Şemdin’in
yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı
türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı
olmasın?..
Çetelerle
mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi
esir alan ahtapot...
Sular
ısınırken...
”Sanki
herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu
bir darbe değil mi?
Terör
ne, terörizm ne?
TBMM
Başkanı Arınç’ın kunuşması ve
demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki
askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin
Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş
terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı,
tutku ve akıl...
Derin
devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç
ve Ceza
Yine
bir şeyler dönüyor…
Sistem
çürümüş, dökülüyor
Irak’ta
iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey
olanlar..
ŞOVENİZMİN
ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At
izi it izine karışırken..
HAMAS
ve PKK…
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|