Biz hiç susmadık;
Ama bizi görüp duymadınız…
Kemal Burkay
Bugün Gazetesi’nin 15 Temmuz tarihli sayısında
verdiği haber çok önemliydi. Olay üç yıl kadar önce,
tam da Gabar, Bezele (Türkçeleştirme modasına uygun
olarak Dağlıca, Aktütün gibi adlar takmışlar)
sınır karakollarına yönelik çok tartışılan
PKK eylemleri dönemine rastlıyor. Bir üsteğmen,
üstü durumundaki bir yarbayı arayarak, ”Heronlar yüzünden
benimkiler çok kayıp veriyorlar, ya kodları değiştirin,
ya heronları düşürün,” diyor. Yarbay da ”Bir şey
yaparız,” diyor…
MİT bu telefon konuşmasını tespit edip
o zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’a
iletmiş ve sözde soruşturma açılmış.
Üsteğmen ve yarbay’ın adları saptanmış,
işin içine bir tuğamiralin adı da karışmış.
Malum, Heronlar ABD’den alınmış ve PKK’ya
karşı kullanılan insansız istihbarat uçakları.
Gerillaların yerini saptayıp belli merkezlere iletiyor
ve anında onlara yönelik operasyon yapılıyor.
Bu durumda söz konusu konuşma ne anlama geliyor? Heronların
düşürülmesini bile isteyen Üsteğmen’in ”benim adamlarım”
dedikleri PKK’lılar mı? Yarbay ve Tuğamiral
de birer PKK’lı mı?.. Gazete de haberi ”içimizdeki
hainler” diye vererek sanki ilk elde bunu yansıtmak istemiş…
Ama böyle olmadığı, böyle olamıyacağı
anlaşılıyor. Dosya önce sümenaltı edilmiş,
sonra ordan oraya, sözde görevli hakimi bulmak için dolaşmış
ve aradan üç yıl geçmiş. Söz konusu subaylar görevlerine
devam ediyorlar…
Demek ki bu subaylar PKK’lı filan değil. Bu onlara
dokunulmadığından bellidir. Onlar ”teröristlerle
savaşan kahramanlar!” Tuğamiral ise Genelkurmay’a
bağlı çok önemli birimde görev yapıyor. Peki
Üsteğmen’in ”benim adamlarım” dedikleri kimler?
İki ihtimal var: Ya bunlar PKK’lı kılığına
girmiş ve onlar adına eylem yapan askerler, ya da
PKK içinde, ama Türk ordusunun denetimi altındaki gruplar.
Geçmişte bölgede Kontrgerilla’nın ve Özel Timlerin
bu türden pek çok eylemler yapıp PKK’ya yüklediği
biliniyordu. Köy basıp çocuk kadın demeden onlarca
sivili katlettikleri, korucu minibüslerini ateşe verdikleri
oldu. Bunların bazısı medyaya yansıdı.
İşin garibi eylem tutkunu PKK bu eylemlerin birçoğuna
sahip çıktı…
Belli ki bu tür eylemler son yıllarda da devam etmekteymiş.
Heronlar ise arazide dolaşan silahlı adamların
PKK’lı mı asker mi olduğunu elbet seçemez,
hele onlar tanınmamak için PKK’lı elbisesi giyip
kendilerini ordu birliklerinden bile gizlemekte iseler…
Türk Ordusunun PKK içindeki adamlarına gelince… Bu konuda
da, özellikle Ergenekon davası sürecinde kamuoyuna birhayli
bilgi yansıdı. Karakol baskınları dahil,
birçok eylemin de bu tür ”kendi adamları” tarafından
yapılmış olması şaşırtıcı
olmaz. Amaç gerginliği tırmandırıp kamuoyunu
kışkırtmak. Nasıl olsa iki yanda da ölenler
–ister gerilla, ister asker olsun– yoksul halk çocukları…
Hele son dönemde karakollara uzun menzilli silahlarla taciz
ateşi sonucu ölen nöbetçi askerlerin genellikle Kürt
oluşu üzerinde biraz düşünmek gerekir. Acaba birileri
Kürtleri nöbete yazıp taciz ateşiyle vuruyorlar
mı? Böylece hem Kürt askerlerin canı ve kanı
üzerinden gerilim arttırılıyor, hem de eylem
PKK’ya fatura ediliyor. Sonra Kürt ana ağıt yakıyor:
”Ölen de ben, öldüren de benden…”
İşin garibi PKK da bu eylemlere sahip çıkıyor!
”Ben yapmadım” deme zahmetine bile katlanmıyor.
Demek ki kendisi yapmasa bile işine geliyor. Reşadiye
olayı gibi…
Bugün ve Taraf gazeteleri haberin yayımlanmasından
sonra beş-altı gün geçmesine rağmen, Genelkurmay’ın,
hükümetin ve medyanın geriye kalan bölümünün bu konudaki
sessizliğini eleştiriyorlar. Bu arada ”Kürt medyası”nı
da.
Oysa PKK’lı kılığına girmiş
”güvenlik güçlerinin” eylemleri nasıl yıllardır
süregelen bir uygulama ise, yani özel harbin bir biçimi ise,
şu anda süren sessizlik de öylesine şaşırtıcı
değil. Ordunun bu işten haberi var, gelip geçen
hükümetlerin de. Medyanın da. Onlar bu tür yöntemleri
gerekli bulmuş desteklemişlerdir. Bugün de destekliyorlar.
Onlar elbet kamuoyuna dönüp de: ”Filan korucu köyünü bizim
kuvvetlerimiz PKK’lı kılığına girip
yaktılar, otuz dolayında çocuk ve kadını,
ihtiyarı kıydılar, böylece bir taşla iki
kuş vurduk. Hem PKK’yı içe ve dışa acımasız
bir terör örgütü gibi gösterebildik, hem de korucuların
PKK’ya karşı hıncını daha da biledik,
Kürtleri birbirine düşürdük,” diyemezler. Bu ”devlet
sırrı”dır.
PKK’ya gelince, o neden bu tür eylemlerin bazısını
yaptı, bazısını ise yapmadığı
halde sahip çıktı? Bu soruyu da onlara sormak lazım…
Bugün’ün son haberi konusundaki suskunluklarının
sebebini de…
Türk medyasında birtakım dostlar, demokratlar,
Kürt örgütü denince PKK’yı, Kürt medyası denince
de Roj TV’yi anlıyorlar… Sanki onun dışında
Kürt örgütleri yok ve onların dışında
Kürt medyası yok… Türk devleti ve uydu medyası yıllar
yılı Kürt hareketini böyle gösterdi ve PKK dışındakileri
yok saydı, onlara ambargo uyguladı.
Medyanın bizi farkedip görüşlerimizi yansıtması
bu uzun dönem boyunca iki kez gerçekleşti. Biri 1993-94’te
Kürt sorununda yeni bir politika ve çözüm olanağı
arayan Özal döneminde, bir de son dönemde AK Parti’nin aynı
amaçla başlattığı ”açılım” sürecinde.
Kürt sorununu yok sayan ve Kürt halkının mücadelesini
bir terör olayı gibi göstermeye çalışan sistemin
sahip ve sözcüleri bakımından bize uygulanan ambargo
ve bizi yok sayma anlaşılır bir şey. Ama
Kürt sorununun varlığını kabul eden, onu
bir terör olayı gibi görmeyen ve barışçı
bir çözümden yana olan demokrat dostların da PKK dışındaki
Kürt hareketinden habersiz gibi davranmaları ilginçtir.
Oysa biz bu sahnede PKK’dan önce vardık ve o devletin
desteğiyle sahneye çıkıp palazlandıktan
sonra da mücadelemizi sürdürdük. 26 yıldır süren
bu kirli savaşın içyüzünü, tarafların konumunu,
amaçlarını yıllar yılı yazdık,
kamuoyunu aydınlatmaya, Kürt sorununun gerçekçi çözüm
yolunu göstermeye çalıştık. Ben kendi payıma
hiç susmadım. Bu konuya ilişkin olarak salt sitemiz
Dengê Kurdistan’da (www.kurdistan.nu) ve haftalık gazete
Dema Nu’da yayımlanan onlarca makalem var.
Bazı demokrat dostlar bu kirli savaşın perde
arkasında dönen oyunlarla ilgili olarak, o da köşesinden
kenarından, daha yeni yeni yorumlar yapıyorlar.
Biz ise bu yorumları yıllardır yapıyoruz,
sansürsüz biçimde… Ama bugün, yumurta kapıya dayandıktan
sonra ”Kürt aydınları, Kürt medyası neden suskun?”
diyen dostlar da bizi görüp duymadılar. Söz konusu kirli
savaşa, dönen oyunlara, komplolara ilişkin onlarca
makalemi belki okumaları güçtür; ama hiç değilse
sitemizin arşivinde, bu yazının altındaki
listede bulabilecekleri şu yazılara bir baksınlar:
”Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler”
”Oyunu Gerçek Sanmak; 1-2”
Böylece, bu konuda geçmişten bu yana çok şey söylediğimizi
ve zamanın bizi haklı çıkardığını
geç de olsa fark ederler.
Bir de iki yıl önce ”Cemali” adıyla yazıp
yayımladığım ”Küçük Oyun-Büyük Oyun” adlı
kısa oyunumu okumaya belki zamanları olur. Onu köşe
yazımın hemen altında veriyorum. Bu kısacık
oyun kendileri açısından hem eğlenceli, hem
de oldukça ilginç olacaktır… O, Bugün’ün son haberinde
geçen olayla bire bir örtüşmektedir.
Küçük
oyun - büyük oyun:
MAŞALLAH KOYUN GİBİ...
C E M A L İ
Yazarın önceki yazılarından:
Kimlik
sorunu- 3
Kadın
sorunu ve sosyalizm
Kimlik sorunu -2
Kimlik
sorunu -1
27
Mayıs “Devrimi”
Viyana-İzlanda,
Dil ve Şiir
Bir
Dünyalıyım
Kovancılar
Depremi, Lazaref, Dema Nû ve Newroz...
Geçmişten
bir sayfa...
Çok
laf değil, somut adımlar...
KÜRT
SORUNUNDA BU DURUMA NASIL GELİNDİ? 1960 VE SONRASI...
Pervasızlığın
bu kadarı:
“Balyoz” derbe planı...
Kar
– Şiir
Ali
Baba Kırk Haramiler Mağarasında
Açılımda eksikler ve yanlışlar
İki
ihtimal
Ergenekon
eylemde
Tüm barış ve demokrasi güçleri
uyanık olmalı
TBMM’de
Kürt Sorunu ve Dersim…
Statükocu
güçler, Ergenekon ve şiddet birbirine bağlı
Hey,
Hürriyet! Orada kimse yok mu?..
Aptallık
insana özgüdür
Alevi
sorununu çözmeye Munzur’dan başlayın!
Abdülmelik
Fırat’ın ardından
Aldatanlar
ve aldananlar...
Sisteme
kurban edilenler...
Ayıp
diye bir şey vardır, Bay Akyol!
Şu
bölme, bölünme hikâyesi...
Dema
Nu ile söyleşi
Ne
yazmalı?
Bu
nasıl devlet, bu nasıl yargı?!
Statüko
ile değişim arasında
Ahmet
Altan sapla samanı karıştırıyor
Kelepir fiyatına çözüm!
Barış
ve çözüm ortamı var mı?
Mardin
olayı üzerine
Nesimi,
Mahzuni, İhsani…
“Korku
imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Hizbullah-PKK,
Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon
Güngören
bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon
davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar...
Obama’nın
ziyareti derde derman oldu mu?
29
Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül
Kürdistan deyince...
Kar,
bahar ve Newroz üzerine…
DTP
sorumluları bu işlere ne der?
Bir
hastane yazısı
Yerel
Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un
kısa bir tarihçesi
İşte
buna şaşıyorum!
Ergenekon
üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar
yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının
da düşmanı
Din-siyaset
ilişkileri
Ergenekon
ve 33 asker
Din
üzerine bir sohbet
Takke
düştü, kel göründü
Türkiye
sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele
de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon
ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza
mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar,
cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon
ve Dağlıca
”Bilgi
Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın
Hoca’nın genellemeleri…
Bu
nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt
sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı
Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP
değişimin partisi değil
Eski
film yeniden gösterimde mi?
Kedinin
boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi
batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım
tepki göstermek istemiyor
Sadun
Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan
Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban
ve laiklik üzerine
Ergenekon
ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma
son verirken…
Hrant
Dink’i anarken
AKP
sistemle kaynaşırken..
Sekiz
asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih,
akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil
Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin
temsil sorunu
Sabah’taki
söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen
taktikler
DTP’ye
yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan
görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm
Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil
kim?.
PKK’nın
silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla
nereye?..
Nasıl
bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye
Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl
bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir
genel af ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin
temel yanlışı ne?
Yedi
kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın
tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk
dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi
Kürtlere yapılan saldırı
Türk
Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde
Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22
Temmuz Seçimleri üzerine
Orman
yangınları kimin işi?
Dink
Davası ve Sivas
Bir
mum yakmaya devam…
Kuzeyde
bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe
ayağa düştü
Darbe
planı işlemekte
Barzani
“PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet
gerçekleri halka anlatmalı
Sayın
Sezer, nereden nereye!
Son
terör eylemlerinin ardında kimlerin eli var?
Sistem
ne laik ne demokrat
“Dil
Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk
Tarih Tezi” komedisi
Paşalar
Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt
Dili nasıl kurtulur?
Türk
medyası ya da Yalancı Çoban
General,
istifa et!
Heyy,
orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam
sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim
olursa olsun!
“Bu
ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman,
301’i değiştirmeyin!
Yanlışta
direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın
oyları” ve çıkar yol
Türkiye
batağa nasıl saplandı..
Kerkük
Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek
katil kim?
Ankara
Konferansı üzerine
AB’ye
sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı
mı, blöf mü?
Saddam
cezasını buldu
Çıkara
dayalı yanlış hesaplar
AB’nin
son kararı üzerine
Baker
Raporu ölü mü doğdu?
PKK
neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik
ve Irak’ta çözüm
Bir
kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime
direnen Türkiye
Sel,
yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan,
zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir
şarkı, bir şiir
Fransız
Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En
büyük devletsiz ulus..
Oyunu
gerçek sanmak-2
Oyunu
gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar
kirli savaşı sorgulamalı
Linç
salgını yayılırken…
Lübnan’dan
uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar
Savaşı mı?
Türkiye’nin
Kerkük Sorunu!
Halkı
yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı
bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde
ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun
yıkımına kim ağlar?
Terör
ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık
mı, sanık mı?.
Şemdin’in
yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı
türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı
olmasın?..
Çetelerle
mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi
esir alan ahtapot...
Sular
ısınırken...
”Sanki
herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu
bir darbe değil mi?
Terör
ne, terörizm ne?
TBMM
Başkanı Arınç’ın kunuşması ve
demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki
askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin
Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş
terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı,
tutku ve akıl...
Derin
devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç
ve Ceza
Yine
bir şeyler dönüyor…
Sistem
çürümüş, dökülüyor
Irak’ta
iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey
olanlar..
ŞOVENİZMİN
ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At
izi it izine karışırken..
HAMAS
ve PKK…
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|