Kurdun sevdiği dumanlı
havalar
Kemal Burkay
16 Eylül günü Hakkari’nin Peyanis (Geçitli) köyünde meydana
gelen ve aralarında çocukların da olduğu 9
köylünün ölümüne, dördünün de yaralanmasına yol açan
alçakça eylemle ilgili olarak son iki günde ortaya çıkan
bilgiler, eylemin derin devlet güçleri tarafından yapıldığına
ilişkin yorumları güçlendiriyor.
Yol kenarına yerleştirildiği belirtilen mayının,
çarpma sonucu değil, minübüs geçerken uzaktan kumanda
ile patlatıldığı anlaşıldı.
Yani minibüs hedef seçilmişti. Söz konusu Peyanis köyü
koruculuğu bırakmış ve son referandumda
yüzde yüz oranında boykot oyu vermişti. PKK’nın
böyle bir köye öfke duyması için neden yoktu.
Patlamayla birlikte arkadan gelen araçtaki köylüler, olay
yerine yakın ve içi mayınlar, el bombaları
ve mermilerle dolu iki askeri çanta bulmuşlardı.
Bunların Hakkari Komando Dağ Taburu’na ait olduğu
anlaşıldı. Aynı köylüler, söz konusu mayını
uzaktan kumanda ile patlatmış oldukları sanılan
birkaç kişinin, patlamanın ardından kaçıp
uzaklaştığını da görmüşlerdi.
Bölgedeki askeri birlikler bu kişileri yakalamak için
hiçbir operasyon yapmamış, helikopterler havalanmamıştı.
Yine olayın hemen ardından anlaşıldı
ki BDP yetkilileri hükümetle, Başbakan Yardımcısı
düzeyinde görüşmek üzere randevu sağlamış
ve bu amaçla Ankara’ya gelmişler. Söz konusu hunharca
eylem tam da bu görüşmeye birkaç saat kala gerçekleşti
ve görüşmenin iptal edilmesine yol açtı. Daha önce
basına yansımamış olan bu görüşmenin
diyalog ve çözüm karşıtı bazı odaklarca
bilindiği ve böylece sabote edilmiş olduğu
ihtimali akla uygun geliyor. Geçmişte de benzer durumlarda
hep benzer acımasız provokasyonların sahnelendiğini
kamuoyu iyi bilmekte.
Durum buyken ve olayın faillerini ortaya çıkarmak
için ciddi hiçbir çaba gösterilmemişken, Türk medyasının,
birkaç namuslu kalemin dışında, ağız
birliği etmiş gibi eylemi PKK’ya yükleyip işin
içinden çıkması, bu amaçla fabrikasyon haberlere
başvurması tiksindiricidir. Belli ki bu medyanın
huyu değişmemiş. Türk medyası cümbür cemaat
eski hamam eski tas.
Bundan da vahimi, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı
Gül’ün de işin kolayına kaçarak bu kampanyaya katılmaları.
Kim bu eylemi yaptıysa lanetlenmeyi elbette hak ediyor.
Ama birini hedef göstermeden önce eylemin sorumlularını
bulmak için çaba göstermek gerekmiyor mu? PKK’nın bu
konuda sicilinin temiz olmadığını, hatta
zaman zaman yapmadığı JİTEM ve Ergenekon
eylemlerini bile üstlendiğini elbet biliyoruz. Masumiyeti
konusunda ona kefil olacak halimiz yok. Ama ya derin devletin
kendisi? Onun bugüne kadar nice provokasyona imza attığını
medya ve hükümet bilmiyor mu? Geçmiş bir yana, son yıllarda
cereyan eden bu türden onlarca örnek unutuldu mu?
Kuraldır, bir eylemin faili aranırken en başta
ondan kimin yararlanacağı düşünülür. Peyanis
köylülerine karşı düzenlenen bu eylem kimin işine
yarar? Bu eylem ve son dönemde cereyan eden ötekiler; Reşadiye,
Dörtyol, iki imamın öldürülmesi, 9 PKK gerillasının
eylemsizlik döneminde bir askeri operasyonla imha edilmeleri?..
Bu tür eylemlerle nereye varılır?
Belli ki tüm bu eylemler ortalığı germeye,
çatışma ortamını sürdürmeye, diyalog ve
çözüm yolunu kapamaya yarar. Kürt tarafının bunu
istemesi akla aykırıdır. Bunu ancak demokrasi,
barış ve çözüm karşıtı kesimler ister.
Hiç kuşkum yok ki AK Parti hükümeti de, medya da, tüm
bu provokasyonların arkasındaki gücü çok iyi bilmekteler,
bu eylemleri kimin planlayıp kimlerin eliyle hayata geçirdiğinden
haberdarlar. Ama gerçeği kamuoyuna açıklamaktan
ya korkuyorlar, ya da bu işlerine gelmiyor. Hükümet ve
ona destek veren medya kesimi zaman zaman derin devletle,
militarizmle karşı karşıya gelse de, sık
sık da onunla uzlaşıyor. Son olay bunun örneği.
Sıra Kürtlerin haklarına gelince ağız
birliği etmekte, bir milliyetçilik yarışına
girmekte tereddüt etmiyorlar.
Böyle bir tutumla Kürt halkına nasıl güvence verebilirler
ve bu anlayışla sorunların çözümü nasıl
mümkün olur? Hatta bu tutumla nasıl şiddetin önü
alınır?
Aslında, son hunharca eylem de dahil, bu tür eylemleri
kimin yaptığından ve bunun ortaya çıkarılmasından
daha önemli bir şey var, o da şiddet eylemleri için
elverişli olan bu ortamdan nasıl çıkılacağıdır.
PKK dağda oldukça ve ordu operasyonlarını sürdürdükçe
belli ki bu tür provokasyonların önü alınamıyacak.
Kurt dumanlı havayı sever. Bu nedenle sorun, çözüm
yönünde ciddi adımlar atarak, güven vererek PKK’nın
dağdan inmesini sağlamak. Bunun için de en başta
silahları susturmak, başka bir deyişle eli
tetikten çekmek.
İş bu noktaya, yani silahları susturmaya gelince
unutmamalı, o denli eleştirdiğimiz PKK bugüne
kadar yedi kez tek yanlı ateş kesti, silahları
susturdu; ama buna cevap verilmedi ve her keresinde operasyonlar
tek yanlı sürdürüldü. Bu yöntemle silahlar susar mı?
“Dağda silahlı adam varken ordu operasyonlarını
durdurmaz” demek, ipe un sermektir ve aslında “ben barış
istemiyorum, çözüm istemiyorum,” demektir.
Türk siyaset adamları, medyası artık ellerini
başlarına dayayıp düşünmeliler. Sadece
savaş düşünen, diyaloga karşı çıkan,
silahların susmasını istemeyen ordularına
söz dinletebilecekler mi? Ergenekon ve JİTEM gibi yasadışı
ve cinayete batmış yapılara dur diyebilecekler
mi, bunları devlet yapısından temizleyebilecekler
mi?
Bu ülkenin siyasetine generaller mi karar verecek yoksa seçilmiş
siyaset adamları mı?
Ve bu ülkenin medyası, yargısı, üniversitesi,
sorunlar karşısında generallerden farklı
düşünmeyi, çağdaş ve sivil olmayı ne zaman
öğrenecek?..
Devleti korumak adına bu türden hunharca kıyım
ve provokasyonlarda bile generallerin yanında saf tutmakla
bu ülke demokratikleşemez, barışa ulaşamaz.
Yazarın önceki yazılarından:
Referandumla
iyi bir rüzgar yakaladık
Kılıçdaroğlu
ve yanlış tarafta duranlar…
Kim kime karşı, kim kime rakip?
3. bölüm
Niçin PKK ve Öcalan üstüne yazıyorum?
Kim
kime karşı, kim kime rakip?
2.
Bölüm
Siyasetten
ne bekliyorum?
Kim
kime karşı, kim kime rakip?
”Demokratik
Özerklik” üzerine
Siyam
İkizleri: Derin Devlet ve PKK
Militarist-faşist
güçlerin son çırpınışları
Biz
hiç susmadık;Ama bizi görüp duymadınız…
Kimlik
sorunu- 3
Kadın
sorunu ve sosyalizm
Kimlik sorunu -2
Kimlik
sorunu -1
27
Mayıs “Devrimi”
Viyana-İzlanda,
Dil ve Şiir
Bir
Dünyalıyım
Kovancılar
Depremi, Lazaref, Dema Nû ve Newroz...
Geçmişten
bir sayfa...
Çok
laf değil, somut adımlar...
KÜRT
SORUNUNDA BU DURUMA NASIL GELİNDİ? 1960 VE SONRASI...
Pervasızlığın
bu kadarı:
“Balyoz” derbe planı...
Kar
– Şiir
Ali
Baba Kırk Haramiler Mağarasında
Açılımda eksikler ve yanlışlar
İki
ihtimal
Ergenekon
eylemde
Tüm barış ve demokrasi güçleri
uyanık olmalı
TBMM’de
Kürt Sorunu ve Dersim…
Statükocu
güçler, Ergenekon ve şiddet birbirine bağlı
Hey,
Hürriyet! Orada kimse yok mu?..
Aptallık
insana özgüdür
Alevi
sorununu çözmeye Munzur’dan başlayın!
Abdülmelik
Fırat’ın ardından
Aldatanlar
ve aldananlar...
Sisteme
kurban edilenler...
Ayıp
diye bir şey vardır, Bay Akyol!
Şu
bölme, bölünme hikâyesi...
Dema
Nu ile söyleşi
Ne
yazmalı?
Bu
nasıl devlet, bu nasıl yargı?!
Statüko
ile değişim arasında
Ahmet
Altan sapla samanı karıştırıyor
Kelepir fiyatına çözüm!
Barış
ve çözüm ortamı var mı?
Mardin
olayı üzerine
Nesimi,
Mahzuni, İhsani…
“Korku
imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Hizbullah-PKK,
Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon
Güngören
bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon
davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar...
Obama’nın
ziyareti derde derman oldu mu?
29
Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül
Kürdistan deyince...
Kar,
bahar ve Newroz üzerine…
DTP
sorumluları bu işlere ne der?
Bir
hastane yazısı
Yerel
Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un
kısa bir tarihçesi
İşte
buna şaşıyorum!
Ergenekon
üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar
yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının
da düşmanı
Din-siyaset
ilişkileri
Ergenekon
ve 33 asker
Din
üzerine bir sohbet
Takke
düştü, kel göründü
Türkiye
sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele
de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon
ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza
mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar,
cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon
ve Dağlıca
”Bilgi
Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın
Hoca’nın genellemeleri…
Bu
nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt
sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı
Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP
değişimin partisi değil
Eski
film yeniden gösterimde mi?
Kedinin
boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi
batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım
tepki göstermek istemiyor
Sadun
Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan
Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban
ve laiklik üzerine
Ergenekon
ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma
son verirken…
Hrant
Dink’i anarken
AKP
sistemle kaynaşırken..
Sekiz
asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih,
akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil
Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin
temsil sorunu
Sabah’taki
söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen
taktikler
DTP’ye
yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan
görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm
Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil
kim?.
PKK’nın
silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla
nereye?..
Nasıl
bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye
Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl
bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir
genel af ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin
temel yanlışı ne?
Yedi
kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın
tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk
dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi
Kürtlere yapılan saldırı
Türk
Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde
Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22
Temmuz Seçimleri üzerine
Orman
yangınları kimin işi?
Dink
Davası ve Sivas
Bir
mum yakmaya devam…
Kuzeyde
bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe
ayağa düştü
Darbe
planı işlemekte
Barzani
“PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet
gerçekleri halka anlatmalı
Sayın
Sezer, nereden nereye!
Son
terör eylemlerinin ardında kimlerin eli var?
Sistem
ne laik ne demokrat
“Dil
Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk
Tarih Tezi” komedisi
Paşalar
Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt
Dili nasıl kurtulur?
Türk
medyası ya da Yalancı Çoban
General,
istifa et!
Heyy,
orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam
sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim
olursa olsun!
“Bu
ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman,
301’i değiştirmeyin!
Yanlışta
direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın
oyları” ve çıkar yol
Türkiye
batağa nasıl saplandı..
Kerkük
Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek
katil kim?
Ankara
Konferansı üzerine
AB’ye
sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı
mı, blöf mü?
Saddam
cezasını buldu
Çıkara
dayalı yanlış hesaplar
AB’nin
son kararı üzerine
Baker
Raporu ölü mü doğdu?
PKK
neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik
ve Irak’ta çözüm
Bir
kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime
direnen Türkiye
Sel,
yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan,
zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir
şarkı, bir şiir
Fransız
Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En
büyük devletsiz ulus..
Oyunu
gerçek sanmak-2
Oyunu
gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar
kirli savaşı sorgulamalı
Linç
salgını yayılırken…
Lübnan’dan
uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar
Savaşı mı?
Türkiye’nin
Kerkük Sorunu!
Halkı
yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı
bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde
ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun
yıkımına kim ağlar?
Terör
ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık
mı, sanık mı?.
Şemdin’in
yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı
türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı
olmasın?..
Çetelerle
mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi
esir alan ahtapot...
Sular
ısınırken...
”Sanki
herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu
bir darbe değil mi?
Terör
ne, terörizm ne?
TBMM
Başkanı Arınç’ın kunuşması ve
demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki
askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin
Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş
terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı,
tutku ve akıl...
Derin
devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç
ve Ceza
Yine
bir şeyler dönüyor…
Sistem
çürümüş, dökülüyor
Irak’ta
iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey
olanlar..
ŞOVENİZMİN
ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At
izi it izine karışırken..
HAMAS
ve PKK…
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|