PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Yurda dönüş...

Kemal Burkay

Bu yazı 8 Mart 2011 tarihli Star-Açık Görüş’te yayımlandı. (Dengê Kurdistan)

Benim yurda dönüş konum, son iki yılda medyada birhayli tartışıldı. Son günlerde bu konu yeniden ısındı. Bu nedenle dönüşe ilişkin karar ve düşüncemi bir kez daha yazıp okurlarıma iletmek gereğini duydum.

Ben yurt dışına iki kez çıktım, ikisinde de zorunlu olarak. Birincisi 12 Mart döneminde, 1972 yılındaydı. Darbeden sonra iki dava nedeniyle (TİP ve DDKO) tutuklandım ve bir yıla yakın tutuklu kaldım. Serbest bırakıldığım dönemde yeniden tutuklama kararı çıkınca yurt dışına çıktım. İki yıla yakın süre yurt dışında kaldım.

1974 affı, şu günlerde hayata veda eden Erbakan’ın engellemesi nedeniyle biz solcuları ve Kürt sorunuyla ilgili yargılananları kapsamadı. Ama Anayasa Mahkemesi, yasaya konmuş olan istisnayı eşitlik ilkesine aykırı bulup bozdu, böylece biz de aftan yararlandık. AYM kararı çıkar çıkmaz ülkeye hareket ettim.

İkinci kez yurt dışına çıkışım Mart 1980, yani 12 Eylül darbesi öncesidir. Kürdistan Sosyalist Partisi’ni kurmuş ve yoğun bir çalışma içindeydik. Darbenin ayak sesleri duyulur olunca arkadaşlarım güvenlik nedeniyle yurt dışına çıkmama karar verdiler. Zaten çok geçmeden darbe oldu, ben de aranır duruma düştüm.

Bu kez de baskı döneminin çok sürmeyeceğini, en çok 3-4 yıl içinde ülkeye dönüş koşullarının oluşacağını düşünmüştük. Yanıldık. Cunta geri çekildiği zaman da gelen sivil yönetimler onun oluşturduğu çarka dokunmadılar. Cuntanın topluma giydirdiği deli gömleği -1982 Anayasası, ona paralel çıkarılan yasalar ve oluşturulan kurumlar- süregeldi, hatta zaman zaman ağırlaştırıldı.

Böylesi bir ortamda ülkeye dönemedim ve siyasal çalışmamı yurt dışında sürdürdüm.

Aradan 30 yıldan fazla zaman geçti. Baskı rejimi bir şeyi çözemedi. Ülke bir şiddet sarmalına girdi ve bugünlere geldik. Toplum çok acılar çekti.

Elbet bu arada hayatın zorlaması, Kürt ve Türk demokrasi güçlerinin mücadelesi ve dış etkenlerle, olumlu değişiklikler de oldu. Kürt sorunu ülkede artık yaygın biçimde tartışılıyor. Kürtçe basılan kitapların, dergi ve gazetelerin yanı sıra, TRT’nin bir kanalı Kürtçe yayın yapıyor. (Devlet kanalı olduğu için bunun özelliği ve önemi var.) Bazı üniversitelerde Kürt dili öğrenimi yapılıyor. Geçmiş dönemde halka karşı suç işlemiş olan JİTEM ve Kontrgerilla mensubu kimileri, yeni darbeci adayları,  mahkemelerde hesap vermeye başladılar.

Kürt sorunu elbet çözüm bulmuş ve ülke tam demokratikleşmiş değil, bu konudaki mücadele devam ediyor. Ama mücadelenin legal araçlarla sürdürülmesi için oldukça elverişli bir ortam var. BDP-DTK kesimi, içi pek dolu olmasa da, “özerklik” isteminde bulunuyor. HAK-PAR ise programında federasyon istemine yer vermiş ve Anayasa Mahkemesi bunu yasalara uygun buldu. Bu önemli bir kazanımdır.

Bu arada benim üzerimdeki medya ambargosu da ikinci kez kalktı. (İlk kez Özal döneminde, iki yıla yakın bir süre aralanmıştı). Görüşlerim çeşitli dergi ve gazetelerde, TV kanallarında kamuoyuna yansıyor.

Böyle bir ortamda ülkeye dönüşü düşünmem doğal değil mi?

Kimi tanıdık ve dostlarım bunu hâlâ riskli buluyorlar. Olabilir. Ben geçmişte yıllarca ülke içinde mücadele ederken risk almadım mı? Yurt dışında bile risk yok mu? Risk varsa herkes için var ve onu içerdekilerle paylaşmaya hazırım.

Bazı tanıdıklarım ve dostlarımsa dönmekte geç bile kaldığım kanısındalar. Örneğin rahmetli Abdülmelik Fırat, hayattayken kaç kez beni telefonla arayarak veya yüz yüze görüşmelerimizde dönmemi istemiş, buna bir engel olmadığını söylemişti.

Elbet, dönüşüm konusunda spekülasyon yapan, kötü niyetliler de az değil. Bunlara göre yurt dışında oluşum suç, dönüşüm de suç... Onların işleri, rolleri budur; kendilerini ciddiye almıyorum.

Öte yandan, dönüş yalnızca benim sorunum değil. Ben kendi payıma, 12 Haziran seçimleri sonrası ülkeye dönmeyi planlamış bulunuyorum. Ama sürgündekilerin durumu bir değil. Ayrıca, cezaevlerinde pek çok siyasi tutuklu var. Barış ve yumuşama ortamı yaratıp değişim ve demokratikleşme sürecine katkı sağlamak isterken onların durumunu da göz önüne almalı.

Hükümet dönüşleri sağlamak istiyorsa, bunun için Başbakan’ın ve İçişleri Bakanı’nın ağzından iyi niyetli çağrılar yapmak yetmez. Dönecekler için kovuşturmalar, ağır ceza tehditleri olmayacağının güvencesi ne? İnsanlara “buyrun gelin, cezaevine girin” denmez... Bunun için öncelikle yasal durum iyileştirilmeli. Bu ise Hükümet’in ve Parlamento’nun elinde. En başta, daha fazla gecikmeden –aradan 30 yıl geçti- 12 Eylül cunta anayasasının yerine çağdaş standartlara uygun, sivil ve demokratik bir anayasa yapılmalı. 12 Eylül’ün hukuksal –gerçekte hukuk dışı- alt yapısı tasfiye edilip toplum demokratikleştirilmeli.

Bir genel af çıkarılmalı. “Af” sözünün söz konusu sanatçı ve aydınlarda allerji uyandırması mümkün. Ben kendim de böyle düşünüyorum. Çünkü biz, pek çoğumuz,  haklı bir dava için, özgürlük, eşitlik ve demokrasi istediğimiz için, bazılarımız cezaevlerine, bazılarımız sürgün yollarına düştük, bazılarımız ise yargılı yada yargısız infaz edildik. Kendimizi suçlu saymıyoruz. Biz mağduruz. Şimdi bunun giderilmesi söz konusu ve bunun için gerekli olan, en azından devlet adına bir özür dilemedir. Öte yandan bu mağduriyeti gidermenin yolu, aynı zamanda hukuksal planda genel veya siyasilere özgü “af” ise, bunu da doğal karşılamak gerekir. Sorun bir adlandırma meselesi değil. (*)

Ama elbet, sürgündekilerin dönüşü, hapistekilerin özgürlüğü sorunu, aynı zamanda ülkenin demokratikleşmesi ve özellikle Kürt sorununun çözümüyle bağlantılı olarak ele alınmalı. Yumuşama ve barış için uygun ortamı sağlayacak olan budur.

Kürt sorunu ise salt bir dil sorunu değil, çok boyutludur; ekonomik, siyasal, kültürel yönleri var. Pek çok kez söylediğim gibi, adil ve kalıcı bir çözüm ancak eşitlik temelinde olabilir ve bu da federatif çözümdür.

Hükümet eğer gerçekten ülkeyi onyıllar süren yanlış politikaların oluşturduğu bu yaradan kurtarmak, bu düğümü çözmek istiyorsa, sorunu böylesi geniş bir ufukla ele almalı, köklü, cesur adımlar atmalıdır. Dünyanın başka yerlerinde bu tür etnik sorunların çözüm örneklerinden yararlanmalıdır.

Yüzyılı aşkın yanlış uygulamalar ve özellikle son 30 yıldaki kirli savaş dönemi toplumda, hem Kürtler hem Türkler arasında fanatizmin yer etmesine, güvensizliğe, korkulara neden oldu. Bunu aşmak için her iki kesimde siyaset adamlarına ve aydınlara görev düşüyor. Her iki halkın özgürlük ve mutluluğunun eşitlik temelinde bir barışa, geniş bir demokrasiye bağlı olduğunu topluma kavratmak, böylesi bir güven iklimi yaratmak zorundayız.

Hükümet, Kürt sorununun çözümü için başlatılan açılım sürecini canlandırmalı. Kanımca, yapılması gereken işlerin başında şiddeti sona erdirmek, böylece siyasetin ve diyalogun yolunu açmak geliyor. Bunun için karşılıklı olarak silahları susturmalı. Bu aşamadan sonra şiddet çözümün önünde sadece engeldir.

---------------------------------------------------------

 (*) Bu paragraftaki italik dizilen kısım Star Gazetesi’ne gönderilen metinde yoktu. Yazıyı siteye koyarken, önemli bulduğum için kendim ekledim (K.B.)

Yazarın önceki yazılarından:

Doğru yolda olmak mı önemli,
yanlış bir yolda çok olmak mı?
Geçmişten Bir Sayfa – 2  AGİK Kopenhag Toplantısı
Geçmişten Bir Sayfa – 2
Adaletin perişanlığı ve Hizbullah olayı
Özgür olmadıktan sonra vatandaşlığın önemi ne?
Bir protesto yazısı
Kurban Bayramı, Gizli Anayasa, Irak’ın içişleri vs…
HES’ler; Önce insan ve doğa mı, yoksa para mı?
Dışardan Türkiye manzaraları
Cumhuriyetin 87. yılında ilginç Türkiye manzaraları
Wek rexne li ser pêşangeha Bottropê
Bottrop’ta, 4. Kürt Kitapları Fuarı’nda
Anadilde eğitime bile karşı çıkanlar
Kürt sorununu nasıl çözecek?
Barışa ve demokrasiye susamışız
Boykot haklıdır
Anadilde eğitim anasütümüz kadar helaldır
Kurdun sevdiği dumanlı havalar
Referandumla iyi bir rüzgar yakaladık
Kılıçdaroğlu ve yanlış tarafta duranlar…
Kim kime karşı, kim kime rakip?
3. bölüm
Niçin PKK ve Öcalan üstüne yazıyorum?
Kim kime karşı, kim kime rakip?
2. Bölüm
Siyasetten ne bekliyorum?
Kim kime karşı, kim kime rakip?
”Demokratik Özerklik” üzerine
Siyam İkizleri: Derin Devlet ve PKK
Militarist-faşist güçlerin son çırpınışları
Biz hiç susmadık;Ama bizi görüp duymadınız…
Kimlik sorunu- 3
Kadın sorunu ve sosyalizm
Kimlik sorunu -2
Kimlik sorunu -1
27 Mayıs “Devrimi”

Anılarımın 2. Cildi ve
Gerçeğin aynasına öfke duyanlar... (1. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
Pusulayı şaşıranlar...
(2. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
Zeki Adsız’la ilgili tepkiler (3. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
İki kazı bile güdemeyecek adam...

(Bölüm 4)

Viyana-İzlanda, Dil ve Şiir
Bir Dünyalıyım
Kovancılar Depremi, Lazaref, Dema Nû ve Newroz...
Geçmişten bir sayfa...
Çok laf değil, somut adımlar...
KÜRT SORUNUNDA BU DURUMA NASIL GELİNDİ? 1960 VE SONRASI...
Pervasızlığın bu kadarı:
“Balyoz” derbe planı...
Kar – Şiir
Ali Baba Kırk Haramiler Mağarasında
Açılımda eksikler ve yanlışlar
İki ihtimal
Ergenekon eylemde
Tüm barış ve demokrasi güçleri uyanık olmalı
TBMM’de Kürt Sorunu ve Dersim…
Statükocu güçler, Ergenekon ve şiddet birbirine bağlı
Hey, Hürriyet! Orada kimse yok mu?..
Aptallık insana özgüdür
Alevi sorununu çözmeye Munzur’dan başlayın!
Abdülmelik Fırat’ın ardından
Aldatanlar ve aldananlar...
Sisteme kurban edilenler...
Ayıp diye bir şey vardır, Bay Akyol!
Şu bölme, bölünme hikâyesi...
Dema Nu ile söyleşi
Ne yazmalı?
Bu nasıl devlet, bu nasıl yargı?!
Statüko ile değişim arasında
Ahmet Altan sapla samanı karıştırıyor
Kelepir fiyatına çözüm!
Barış ve çözüm ortamı var mı?
Mardin olayı üzerine
Nesimi, Mahzuni, İhsani…
“Korku imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Hizbullah-PKK, Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon

Güngören bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar..
.
Obama’nın ziyareti derde derman oldu mu?
29 Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül Kürdistan deyince...
Kar, bahar ve Newroz üzerine…
DTP sorumluları bu işlere ne der?
Bir hastane yazısı
Yerel Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un kısa bir tarihçesi
İşte buna şaşıyorum!
Ergenekon üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının da düşmanı
Din-siyaset ilişkileri
Ergenekon ve 33 asker
Din üzerine bir sohbet
Takke düştü, kel göründü
Türkiye sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar, cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon ve Dağlıca
”Bilgi Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın Hoca’nın genellemeleri…
Bu nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP değişimin partisi değil
Eski film yeniden gösterimde mi?
Kedinin boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım tepki göstermek istemiyor
Sadun Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban ve laiklik üzerine
Ergenekon ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma son verirken…
Hrant Dink’i anarken
AKP sistemle kaynaşırken..
Sekiz asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih, akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin temsil sorunu
Sabah’taki söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen taktikler
DTP’ye yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil kim?.
PKK’nın silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla nereye?..
Nasıl bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir genel af  ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin temel yanlışı ne?
Yedi kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Türk Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22 Temmuz Seçimleri üzerine
Orman yangınları kimin işi?
Dink Davası ve Sivas
Bir mum yakmaya devam…
Kuzeyde bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe ayağa düştü
Darbe planı işlemekte
Barzani “PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet gerçekleri halka anlatmalı
Sayın Sezer, nereden nereye!
Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?
Sistem ne laik ne demokrat
“Dil Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 

 

 
PSK Bulten © 2010