PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 

Arap-İslam dünyasında esen değişim rüzgârı (*)

Kemal Burkay

Şu günlerde, Atlas Okyanusu’ndan başlayarak Basra Körfezi’ne kadar Arap İslam dünyası önemli halk hareketlerine sahne olmakta. Tunus ve Mısır’da diktatörlük rejimleri birbirinin peşi sıra yıkıldı. Libya’da, Kaddafi’nin değişim isteyen kitlelere karşı silah kullanması nedeniyle kanlı çatışmalar yaşandı ve bu BM kararıyla bir dış müdahaleye yol açtı. Bahreyn’deki kaynama, Suudi Arabistan’ın müdahalesiyle şimdilik yatışmış görünüyor. Yemen ve Suriye’de ise kitlelerin direnişi devam ediyor ve mevcut rejimlerin silah zoruyla kitle hareketini bastırma çabalarına rağmen değişimin önünü almak mümkün görünmüyor.

Görünen o ki, bir dönem Doğu Avrupa ülkelerinde değişime yol açan domino etkisi, şimdi İslam ülkelerinde yaşanıyor.

Bu ülkelerde iktidar düne kadar, bir bölümüyle emir, şeyh gibi monarkların elinde, bir bölümüyle ise onları bir askeri darbeyle devirmiş ve yeni rejimin adını Cumhuriyet koymuş, gerçekte ise monarklardan farkları olmayan, iktidarı babadan oğula aktaran dikatörlerin elinde idi. Şimdi bu iktidarlar, ansızın kopan bir fırtınaya tutulmuş gibi peş peşe yıkılıp gitmekteler. Bunu sağlayan ise askeri darbeler, ya da uzun yıllar süren, örgütlü devrimci direnişler değil, spontane halk hareketleri.

Peki şimdi bölgeyi sarsan bu halk hareketleri beklenmez türden mi idi? Başka bir deyişle, bu bir sürpriz mi?

Aslında bu bir sürpriz değil ve olan biten de şaşırtıcı değil. Arap ya da İslam ülkeleri tarihi ve sosyal değişimin dışında değiller. Kendi payımıza biz, böyle bir değişim ihtimaline yıllar önce işaret etmiştik. Örneğin Kürdistan Sosyalist Partisi’nin 2002 yılı Aralık ayında toplanan 4. Yurtdışı Konferansı’nın sonuç bildirisinde, Türkiye’nin AB üyeliği konusu değerlendirilirken, ”İslamla demokrasi bağdaşabilir” başlığı altında şöylesine ilginç bir değerlendirme yapılmıştı:

“PSK 4. Yurtdışı Konferansı, Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi.

“Konferansımız, Kopenhag Siyasi Kriterleri’ni tam olarak yerine getirme, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi adımlar atma koşuluyla Türkiye’nin AB’ye katılmasından yanadır. Biz, Avrupa’da kimi çevrelerin AB’yi bir Hıristiyan kulübü olarak görme ve  bu nedenle Türkiye’nin AB’de yer alamıyacağına ilişkin görüşlerine katılmıyoruz.

“Bizce önemli olan din farkı ya da coğrafi konum değil, Avrupa’nın demokratik değerleri, çoğulcu siyasal yaşamı ve çeşitli halkların bir arada yaşamasına olanak veren hoşgörüdür.

“İslamla demokrasinin bağdaşabileceği kanısındayız. Hıristiyan dünyasının da uzunca bir dönem demokrasiden, düşünce ve bilim özgürlüğünden yoksun yaşadığını, engizisyonu ve kadının cadılıkla suçlanıp yakıldığı karanlık dönemleri unutmamalıyız. Hıristiyan dünyası köklü bir reform ve rönesansla değişime uğradı, etnik renklere bürünen nice kanlı boğazlaşmayı aşarak bugünlere geldi. İslam dünyası da değişebilir, yenilenebilir ve demokrasi bu ülkelerde de bir hayat tarzına dönüşebilir. İslam ülkelerinin de önümüzdeki on yıllarda böylesi köklü dönüşümler yaşamaları, diktatörlüklerden ve insan düşüncesini zincire vuran dogmalardan kurtularak çağdaş uygarlık kervanına katılmaları şaşırtıcı olmayacaktır.

“Bizce İslam dünyası böyle bir değişimin eşiğindedir. Türkiye bu alanda bir ilk olabilir. Ancak bu, dinsel alanda, demokrasiyle uzlaşmaya yol açacak bir reformun ve yenilenmenin yanı sıra, demokrasiyle bağdaşmayan, yıllardır her türlü demokratik adımın önüne bir engel olarak dikilen Kemalist dogmaların ve onun çoğulculuğu reddeden, toplumu tek kalıba dökmeye çalışan uzlaşmaz, zora dayalı anlayış ve uygulamalarının da terkini gerektirir.

“Biz, Türkiye’nin bu değişimi yaşayarak, demokratikleşerek, aynı zamanda -demokratikleşmenin ve iç barışın da bir koşulu olarak- Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi adımlar atarak AB’de yer almasından yanayız.”

Parti konferansımızın 8 yıl önce yaptığı, “İslam dünyasının bir değişimin eşiğinde”  olduğuna ilişkin tahmin bugün gerçekleşmekte. Ansızın kopan ve domino etkisiyle tüm bu ülkeleri sarsan fırtına, bir bakıma toplumun değişim yönünde olgunlaştığını gösteriyor. Ağaçlarda meyveler olgunlaştığı zaman nasıl küçük bir sarsıntı onların toplu halde yere dökülmesine yol açarsa, Tunus’taki bir kıvılcım da bu ülkeyi ve Arap dünyasını boydan boya öylesine harekete geçirdi.

Birçok etken Arap İslam dünyasında böylesine bir değişim için koşulları olgunlaştırdı. Bunlardan biri globalizmin etkileriydi. Bilginin hızla bir ülkeden diğerine aktığı çağımızda insanların bilinci diğer ülkelerde olan bitenden, ordaki yaşam tarzından etkilenmekte. Düne kadar dünyaya kapalı olan toplumların bir bakıma gözleri açılıyor. Kendi ülkelerindeki yönetimlerin yolsuzlukları konusunda bilinçleniyor, bu pervasızca sömürü ve hak edilmemiş servetler ile kendi yoksullukları arasında bağlantı kuruyor, tepki gösteriyorlar. İnsan hak ve özgürlüklerini, demokrasiyi kendileri, kendi ülkeleri için de istiyorlar. Kitle olarak güçlerinin farkına varıyor, korku çemberini aşıyorlar.

Söz konusu çalkantı devam ediyor. Görünen o ki, bu çalkantı daha birçok ülkede varolan yönetimlerin yıkımına yol açacak. Şu anda henüz güçlü biçimde etkilenmemiş olan Suudi Arabistan ve benzeri yönetimlere, hatta İran gibilerine de sıra gelecek. Nereye varacağı, bu ülkelerde süreç içinde ne gibi değişikliklere yol açacağı ise şimdiden kestirilemez. Bu ülkeler en azından çok partili siyasal yaşamla, genel seçimlerle tanışacaklar. Yönetim belli bir ölçüde şeffaflaşacak. Ülkeyi yönetenler kitleleri kul yerine koyan keyfi ve baskıya dayanan bir yönetimin, pervasızca çalıp çırpmanın kolay olmadığını anlayacaklar, diğer bir deyişle kitleleri hesaba katacaklar. İktidara kazık çakma, ya da hanedan benzeri, babadan oğula yönetim devri dönemi kapanacak. Siyasal ve sosyal hakların sınırları genişleyecek.

Batı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, çağdaş standartlarda bir demokrasiye ulaşmak elbet bir günde, bir yılda olacak şey değil. Ama düşe kalka ilerleyecekler ve belki de bu ilerleme, günümüz koşullarında, Türkiye’nin şu kaplumbağa misali yürüyüşünden daha hızlı olacak.

Söz konusu konferansımızın sonuç bildirisinde, Türkiye’nin AB üyeliğine hazır hale gelmesi için gerekli bulduğumuz değişikliklere gelince (İslamın demokrasi ile bağdaşmasını sağlayacak reformlar, değişimin önünde ciddi bir engel olan Kemalist dogmaların terki ve Kürt sorununa adil bir çözüm), bu konularda şimdi durum nedir?

AK Parti yönetimindeki son sekiz yıl içinde bu bakımdan olup bitenler de ilginçtir. İslami gelenekten gelen AK Parti, “endişeli modernler”in endişe ve korkularının aksine şeriatı getirmedi ve “demokrasinin” defterini dürmedi. (Zaten ortada bir demokrasi yoktu ki defteri dürülsün) Ama gönlümüze göre bir demokratikleşme programı olmasa ve el yordamıyla yol alsa da, “Mutedil İslam”ın bir versiyonu olarak AK Parti, çoğulcu demokratik yapıya bir ölçüde uyum sağladı sayılır. Askeri vesayete karşı çıkarak, onu gerileterek, derin devletin ve onun Ergenekon yapılanmasının üstüne giderek, olumlu işler yaptı. (Ergenekoncu ve ulusalcı kesimlerin, AK Parti’nin kendi derin devletini oluşturduğu, korku imparatorluğu kurduğu tarzındaki çığırtkanlığını ise ciddiye almıyorum. Bu, imtiyazlarını kaybedenlerin, değişim karşıtlarının şamatasıdır.)

Bu süreçte mevzi kaybeden Kemalist kesim oldu. Kemalist dogmaların toplumsal gelişmenin önünde bir ayakbağı olduğu günden güne toplum tarafından daha iyi anlaşılıyor ve bu iyi bir gelişme. Toplum, uzun olmayan bir erimde bunu aşacak gibi görünüyor.

Kürt sorununda ise kimi olumlu adım ve çıkışlara rağmen, ne yazık ki, henüz önemli bir ilerleme sağlanmış değil. Bazılarının, “Kürtlerin taleplerinin yüzde 90’ı karşılandı” türünden yorumlarının gerçekle bir ilgisi yoktur.

Türkiye’nin önünde, Kürt sorununun çözümü ve demokrasi yönünde yapılacak çok iş var.

 ------------------------------------

(*)Bu yazı 10 Nisan 2011 tarihli Star Gazetesi ”Açık Görüş”te, ”İslam dünyasında kaçınılmaz son: Demokrasi” başlığı altında yayımlandı.

Yazarın önceki yazılarından:

Siyasetin dikeni ve gülü
Kürtler duymadan... (Kamuoyuna açıklama...)
Yurda dönüş...
Doğru yolda olmak mı önemli,
yanlış bir yolda çok olmak mı?
Geçmişten Bir Sayfa – 2  AGİK Kopenhag Toplantısı
Geçmişten Bir Sayfa – 2
Adaletin perişanlığı ve Hizbullah olayı
Özgür olmadıktan sonra vatandaşlığın önemi ne?
Bir protesto yazısı
Kurban Bayramı, Gizli Anayasa, Irak’ın içişleri vs…
HES’ler; Önce insan ve doğa mı, yoksa para mı?
Dışardan Türkiye manzaraları
Cumhuriyetin 87. yılında ilginç Türkiye manzaraları
Wek rexne li ser pêşangeha Bottropê
Bottrop’ta, 4. Kürt Kitapları Fuarı’nda
Anadilde eğitime bile karşı çıkanlar
Kürt sorununu nasıl çözecek?
Barışa ve demokrasiye susamışız
Boykot haklıdır
Anadilde eğitim anasütümüz kadar helaldır
Kurdun sevdiği dumanlı havalar
Referandumla iyi bir rüzgar yakaladık
Kılıçdaroğlu ve yanlış tarafta duranlar…
Kim kime karşı, kim kime rakip?
3. bölüm
Niçin PKK ve Öcalan üstüne yazıyorum?
Kim kime karşı, kim kime rakip?
2. Bölüm
Siyasetten ne bekliyorum?
Kim kime karşı, kim kime rakip?
”Demokratik Özerklik” üzerine
Siyam İkizleri: Derin Devlet ve PKK
Militarist-faşist güçlerin son çırpınışları
Biz hiç susmadık;Ama bizi görüp duymadınız…
Kimlik sorunu- 3
Kadın sorunu ve sosyalizm
Kimlik sorunu -2
Kimlik sorunu -1
27 Mayıs “Devrimi”

Anılarımın 2. Cildi ve
Gerçeğin aynasına öfke duyanlar... (1. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
Pusulayı şaşıranlar...
(2. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
Zeki Adsız’la ilgili tepkiler (3. Bölüm)

Anılarımın 2. Cildi ve
İki kazı bile güdemeyecek adam...

(Bölüm 4)

Viyana-İzlanda, Dil ve Şiir
Bir Dünyalıyım
Kovancılar Depremi, Lazaref, Dema Nû ve Newroz...
Geçmişten bir sayfa...
Çok laf değil, somut adımlar...
KÜRT SORUNUNDA BU DURUMA NASIL GELİNDİ? 1960 VE SONRASI...
Pervasızlığın bu kadarı:
“Balyoz” derbe planı...
Kar – Şiir
Ali Baba Kırk Haramiler Mağarasında
Açılımda eksikler ve yanlışlar
İki ihtimal
Ergenekon eylemde
Tüm barış ve demokrasi güçleri uyanık olmalı
TBMM’de Kürt Sorunu ve Dersim…
Statükocu güçler, Ergenekon ve şiddet birbirine bağlı
Hey, Hürriyet! Orada kimse yok mu?..
Aptallık insana özgüdür
Alevi sorununu çözmeye Munzur’dan başlayın!
Abdülmelik Fırat’ın ardından
Aldatanlar ve aldananlar...
Sisteme kurban edilenler...
Ayıp diye bir şey vardır, Bay Akyol!
Şu bölme, bölünme hikâyesi...
Dema Nu ile söyleşi
Ne yazmalı?
Bu nasıl devlet, bu nasıl yargı?!
Statüko ile değişim arasında
Ahmet Altan sapla samanı karıştırıyor
Kelepir fiyatına çözüm!
Barış ve çözüm ortamı var mı?
Mardin olayı üzerine
Nesimi, Mahzuni, İhsani…
“Korku imparatorluğu”
ve arkadaşım Turgut Kazan...
Hizbullah-PKK, Jandarma silahları;
DTP’ye yönelik son operasyon

Güngören bombaları
Ve bir kez daha haklı çıkarken…
Ergenekon davası
Ve hukuk adına telaşlı çığlıklar..
.
Obama’nın ziyareti derde derman oldu mu?
29 Mart Yerel Seçimlerinin Sonuçları
Gül Kürdistan deyince...
Kar, bahar ve Newroz üzerine…
DTP sorumluları bu işlere ne der?
Bir hastane yazısı
Yerel Seçimler Üzerine
“Ergenekon”un kısa bir tarihçesi
İşte buna şaşıyorum!
Ergenekon üstüne titreyenler...
Bu telaş neyin nesi?
Onlar yalnız Ermenilerin değil, kendi halklarının da düşmanı
Din-siyaset ilişkileri
Ergenekon ve 33 asker
Din üzerine bir sohbet
Takke düştü, kel göründü
Türkiye sorunlarını neden çözemiyor?
Bezele de Dağlıca gibi bir provokasyon
Ergenekon ve Sol
Pirçandî û Pirsa Kurd
İçe kapanma olayı ya da kaplumbağa politikası
Kürtçe ve Türkçe yazma üzerine
Cambaza mı bakalım, hırsıza mı?
Komplolar, cinayetler, provokasyonlar… ”Devlet sırları!”
Sistemde açılan bu gedik önemlidir
Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları
Ergenekon ve Dağlıca
”Bilgi Destek Planı” yıllardır yürürlükte..
Baskın Hoca’nın genellemeleri…
Bu nasıl bir ülkedir?
Umut ne AKP’de, ne Kemalizmde
AKP’nin “çözüm” paketi ve GAP
Kürt sorununda ekonomi ve siyasetin bağı
Sabancı Cinayeti’nin belgeleri de ortaya dökülürken...
AKP değişimin partisi değil
Eski film yeniden gösterimde mi?
Kedinin boynuna çanı kim takacak?
Ülkeyi batağa sokanlardan çözüm beklenemez
Yeni bir halk hareketine
gerek var
Canım tepki göstermek istemiyor
Sadun Hoca ve Hasretyan
Geçmiş olsun Sırp yoldaşlar!
Aslan Asker Şwayk ”Panodaki Şiir”e Karşı!
Türban ve laiklik üzerine
Ergenekon ve Türk medyasının çözülen dili
Düzenli köşe yazılarıma son verirken…
Hrant Dink’i anarken
AKP sistemle kaynaşırken..
Sekiz asker, bomba olayı ve Erdoğan…
Tarih, akıl ve ahmaklık üzerine
Kandil Operasyonu; hedefler, sonuçlar
Kürtlerin temsil sorunu
Sabah’taki söyleşi, DTP ve temsil sorunu üzerine
Oyunun yeni perdesi ve değişen taktikler
DTP’ye yönelik kapatma davası
Bush-Erdoğan görüşmesi ne sonuç verdi?
Militarizm Türkiye’yi teslim almak istiyor
Katil kim?.
PKK’nın silah bırakmasına veya yeni bir ateşkese karşıyım!
Bu çılgınlıkla nereye?..
Nasıl bir anayasa? – 3
Militarizm barışa, demokrasiye, gelişmeye engel
Türkiye Malezya olur mu? Keşke olabilse!
Nasıl bir anayasa? – 2 Kemalizm ayak bağı oldu
Nasıl bir anayasa?
Bir genel af  ”PKK sorununu” bitirir mi?
DTP’nin temel yanlışı ne?
Yedi kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Türk Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22 Temmuz Seçimleri üzerine
Orman yangınları kimin işi?
Dink Davası ve Sivas
Bir mum yakmaya devam…
Kuzeyde bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe ayağa düştü
Darbe planı işlemekte
Barzani “PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet gerçekleri halka anlatmalı
Sayın Sezer, nereden nereye!
Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?
Sistem ne laik ne demokrat
“Dil Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 

 

 
PSK Bulten © 2010